Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4626 E. 2024/2576 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında akdedilen ihtiyari arabuluculuk tutanağının irade fesadı sebebiyle iptali talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, arabuluculuk tutanağının irade fesadı ile imzalandığını ispatlayamadığı ve tutanağa icra edilebilirlik şerhi verilmediği için kesinleşmiş ilam niteliğinde olmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1499 E., 2023/1763 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/201 E., 2023/12 K.

Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalıların sahibi oldukları bir kısım taşınmazlar ve işletmeler üzerinde birbirlerine ayni ve şahsi haklar tesis etmeyi vaat etmek amacıyla ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurduklarını, 15.04.2021 tarihinde bir arabuluculuk belgesi düzenlendiğini, anlaşma maddelerinin soyut ve çelişkili olduğunu, müvekkilin arabulucu ve davalılar tarafından kendisine kalacak bağımsız bölümlere ilişkin çelişkili ifadelerle yanıltıldığını, anlaşma belgesinin müvekkilin iradesinden farklı şekilde düzenlendiğini, anlaşmada karşılıklı edimler arasında açık bir orantısızlık bulunduğunu ileri sürerek; terditli olarak ikame edilen davanın kabulüne, 15.04.2021 tarihli İhtiyari Arabuluculuk Son Tutanağı ve Anlaşma Belgesinin yok hükmünde olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde 15.04.2021 tarihli İhtiyari Arabuluculuk Son Tutanağı ve Anlaşma Belgesinin usul ve yasaya aykırı şekilde düzenlenmesi gerekçesi ile iptaline, aksi halde ise 15.04.2021 tarihli İhtiyari Arabuluculuk Son Tutanağı ve Anlaşma Belgesi'nin icra edilebilir olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; arabuluculuk tutanağının taşınmaz devri için değil, varolan bir hakkın tespiti için düzenlendiğini, ortak ticari işletmeler ve ortak ticari işletmelerdeki kazançlar çerçevesinde edinilen fakat bir şekilde davacı üzerinde kalan taşınmazların paylaşılmasının hangi esaslar dahilinde olacağının tespitinin amaçlandığını, davacının iradesinin açık olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; Kanun'da yapılan düzenleme ile arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağını, davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 15.04.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflar ve arabulucu tarafından imzalandığı, konusunun ise, taraflara ait ortak mal varlıklarının paylaştırılması olduğu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Manun) 18 nci maddesinin beşinci fıkrasına 7036 sayılı Kanunla eklenen yeni düzenlemeye göre, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” denildiğini, bu hükmün Kanunun gerekçesine göre, “dava açma yasağı” olarak nitelendirildiği, kanunda dava açma yasağının hukukî niteliği, bu yasağa rağmen dava açılması durumunda bunun sonucunun ne olacağı ve dava açma yasağının istisnalarının olup olmadığı düzenlenmediği, anlaşma belgesinin ilâm niteliğinde belge sayılacağı hükmünden hareketle artık anlaşılan hususlarda tarafların dava açma ihtiyacının ortadan kalktığının söylenebileceği, bu sebeple dava açma yasağının, dava şartlarından olan hukukî yarar bulunması şartının özel bir görünümü olup, özel bir dava şartı olduğu, dava açma yasağının istisnalarının da bulunduğu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen anlaşma belgesinin borçlar hukuku sözleşmesi niteliği de dikkate alındığında, aynı uyuşmazlık hakkında, özellikle bu belgenin sahteliği, anlaşmanın irade fesadı hâlleriyle sakatlandığı, anlaşmanın geçersizliği gibi durumlarda dava açılabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, bunlardan bir tanesinin anlaşma belgesine karşı ileri sürülebilecek irade fesadı hâlleri olduğu, somut olayda dosya kapsamında dinlenen tüm taraf tanık beyanlarında davacının hata, hile veya korkutma gibi irade fesadına uğratıldığına ilişkin beyanda bulunulmadığı, bir kısım tanık beyanlarında belirtilen silah çekme olayının tutanağın imzalanmasından 4 ay önce gerçekleştirildiği, yapılan savcılık soruşturmalarında davacı tarafça herhangi bir şikayetin mevcut olmadığı, davacının iradesinin ne şekilde fesada uğratıldığını ve ne suretle yanıltıldığını sunduğu deliller ile ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; arabuluculuk tutanağının çelişkili olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığını, 6325 sayılı Kanun'a göre serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda arabuluculuk anlaşması yapılabileceğini,tarafların serbest iradeleriyle karar verilebilecek bir konu olmadığından arabuluculuk anlaşmasının kesin hükümsüz olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 15.04.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının imzalandığı, dosyaya sunulan İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/613 E., 2021/720 K. sayılı kararında davacı ... tarafından davalılar Hüseyin ve Ali aleyhine taraflar arasındaki 15.04.2021 tarihli arabuluculuk tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesinin talep edildiği, bu talepten davacı ... tarafından 30.09.2021 tarihli dilekçe ile feragat edildiği, Mahkemenin 14.09.2021 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bu durumda icra edilebilirlik şerhi verilen arabuluculuk anlaşmasının ilam mahiyetinde belge olduğu tanımı karşısında, davaya konu söz konusu 15.04.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağına halen icra edilebilirlik şerhi verilmediği gözetildiğinde ise kesinleşmiş ilam niteliğinde bulunmadığı, anlaşma belgesinin irade fesadı altında imzalandığı hususunun davacı tarafça ispat edilemediği, gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen ihtiyari arabuluculuk tutanağının irade fesadı sebebiyle iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 27, 28, 30, 39 ncu maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, taraflar arasında 15.04.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının imzalandığı, dosyaya sunulan İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/613 E., 2021/720 K. sayılı kararında davacı ... tarafından davalılar Hüseyin ve Ali aleyhine taraflar arasındaki 15.04.2021 tarihli arabuluculuk tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesinin talep edildiği, bu talepten davacı ... tarafından 30.09.2021 tarihli dilekçe ile feragat edildiği, Mahkemenin 14.09.2021 tarihli kararı ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davaya konu söz konusu 15.04.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmediği gözetildiğinde kesinleşmiş ilam niteliğinde olmadığının açık olduğu, anlaşma belgesinin irade fesadı altında imzalandığı hususunun ise davacı tarafça ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.