Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4635 E. 2024/2795 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yapılan ve sonradan vekalet verenin fiil ehliyetsizliği nedeniyle iptal edilen taşınmaz satışında, alıcının ödediği bedelin vekil ve noterden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Noterin, vekaletname düzenlerken vekalet verenin fiil ehliyetini araştıрма yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu ve illiyet bağının davacı veya üçüncü kişinin ağır kusuru ile kesilmediği gözetilerek, davacı tarafından ödendiği ispatlanan kısmın davalı noterden tahsiline hükmeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2192 E., 2023/1525 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/187 E., 2022/361 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, Edirne İli, Merkez İlçesi, ... Köyü, 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını 27.05.2014 tarihinde ve aynı yerdeki 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 09.04.2014 tarihinde, malik ...'in davalı ...'i vekil tayin ettiği .... Noterliğinin 18.09.2013 tarihli ve 9792 yevmiye numaralı satış yapma yetkisini içeren düzenleme şeklinde vekaletnameye dayanarak satın aldığını ve taşınmazların maliki olduğunu, daha sonra .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/693 E. sayılı dosyasıyla dava konusu vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ...'in fiil ehliyetinin olmadığı Adli Tıp Raporuyla ve dosyadaki diğer delillerle sabit görülerek tapu kayıtlarının iptaline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, bu durumda taşınmazlar için davacı tarafından ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında ... uhdesinde kaldığını, diğer davalı noter ...'in ise 80 yaşında zor konuşabilen ve yarı felçli olan Hüseyin bunun için vekalet düzenlediğini, fiil ehliyetsizliği sebebiyle tapu sicil kaydı iptal edilse bile sebepsiz zenginleşme şartları oluştuğundan ödenen bu bedellerin davacıya iadesinin gerektiğini ileri sürerek, 275.000,00 TL bedelin dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin, yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacının vekaletname işlemini ve bu işlemi hangi noter tarafından hazırladığı hususunu öğrendiğini, huzurdaki davanın iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açtığını, .... Asliye Hukuk Mahkemes'nin 2014/693 E. sayılı dosyasında, iptali istenen satış işlemlerine dayanak vekaletnamelerin hazırlandığı noterlik görevlileri ve müvekkili noterin taraf olmadığını, davanın kendisine ihbar edilmediğini, müvekkili noter yönünden; davacının ve diğer davalının tam kusuru ile illiyet bağı kesildiği için uyuşmazlığın esasına girilmeden ve özellikle husumet yokluğu sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, gayrimenkulün aynına ilişkin kararlar kesinleşmeden hüküm ifade etmeyeceğinden davacıların talep ettikleri zararın doğmadığını, noterlerin vekaletname düzenlerken herhangi bir rapor alma zorunluluklarının olmadığını, vekâletname düzenlenmesini talep eden şahsın dış görünüşü itibariyle ehliyetinden bir kuşku duyulmadığından işlemin tamamlandığını, zihnen aktif ve dinamik olan bir kişiden, sırf yaşı 65'ten fazla diye doktor raporu istenmesinin mümkün ve mantıklı olmadığını, noterlik işlemleri bakımından 65 ve daha yaşlı kişilerden doktor raporu istenmesi gerektiği konusunda zorunlu ya da takdiri nitelikte bir yasa, yönetmelik veya genelge kuralı da bulunmadığını, tasarruf ehliyetine sahip olunmamasının, başlı başına yaşla bir ilgisi olmadığını, Avrupa Temel Haklar Şartnamesi’nin 21 inci maddesinin yaş nedeniyle ayrımcılığı yasakladığını, Medeni Kanun’un ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergen kişinin fiil ehliyetinin olduğu genel kaidesini getirdiğini, yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak işlemin yapıldığı anda kişinin işlem yapma ehliyeti veya aklî melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe duyulması veya bu yolda bir iddia ve şikâyetin bulunması halinde tabip raporu istenmesi gerektiğini, kesinleşen mahkeme kararı ile davacının iyiniyetli olmadığının tesbit edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'e yönelik açılan davanın temeli sebepsiz zenginleşme olarak belirtilmiş ise de; dava esasen haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan tazminata ilişkin olup, davalı ...'in sorumluluğunun kusur sorumluluğu, davalı Noter ... Şahin'in sorumluluğunun ise 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun (1512 sayılı Kanun) 162 inci maddesinden kaynaklanan kusursuz sorumluluk esasına dayandığı, bu durumda davacının satış bedeli olarak ödendiğini ispat ettiği miktar olan 174.080,00 TL yönünden davanın kabulün gerektiği her ne kadar davacı vekili haricen 100.920,00 TL ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de söz konusu bedelin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; verilen kararla zararın giderilmediğini, dava dilekçesinde belirttikleri gibi müvekkilinin söz konusu taşınmaz devri için 2014 yılında 275.000,00 TL ödeme yaptığını, Mahkemece sundukları dekontların 174.080,00 TL lik kısmına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğunu, öncelikle sundukları diğer dekontların da dikkate alınmasını talep ettiklerini, Mahkemece sunulan dekontların 174.080,00 TL lik kısmına itibar edildiyse de 2014 yılındaki 174.080,00 TL'nin alım gücüyle günümüzdeki alım gücü karşılaştırıldığında aradaki farkın çok fazla olduğunu, yıllık %9 yasal faiz ile bu açığın kapanmayacağının ortada olduğunu, denkleştirici adalet ilkesi gereğince zararın günün koşullarına uyarlanarak ulaşılacak bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde hakkaniyetli bir karar verilmemiş olacağını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/499 E. sayılı dosyası ile derdest bulunan davadan önce, aynı mahkemenin 2014/693 E., 2016/1369 K. sayılı ve 29.01.2016 tarihli kararı ile tapu iptali ve tescil kararı verildiğini, tapu iptali ve tescil davasının açılması ve dava dilekçesinin tebliği ile birlikte davacıların satışa dayanak teşkil eden her iki vekaletnameyi hazırlayan noterliğin hangi noterlik ve noterin de kim olduğunu öğrendiklerini, huzurdaki davanın öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık süre geçirildikten sonra açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili noterin .... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2014/693 E. sayılı dosyada taraf olmadığını ve davanın kendisine ihbar edilmediğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayıl Kanun) 204 üncü maddesinden kaynaklanan ön sorunun gerekleri yerine getirilmeden verilen tapu iptali ve tescil hükmünün söz konusu davanın tarafı olmayan müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, açılan davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, somut olayda zararlandırıcı sonucun üçüncü kişinin suç teşkil eden hukuka aykırı eylemi ile ortaya çıktığını, müvekkili yönünden illiyet bağı kesildiğinden tazminat sorumluluğunun doğmadığını, müvekkili noter adına işlem yapmaya yetkili personelin vekaletname işlemi sırasında Noterlik Kanunu ve anılan Genelgenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirdiğini, işlem sahibinin aklî melekelerinin yerinde olduğuna kanaat getirerek vekâletnameyi titizlikle tanzim ettiğini, davalı ...’in hukuka aykırı davranışı sonucu ortaya çıkan ağır kusuru ve davacının mahkeme kararıyla sabit olan kötüniyetli davranışları dikkate alınarak tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini ayrıca hükmedilecek tazminatın tapu sicilindeki resmi satış bedeli ile sınırlı kalması gerektiğini, ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; noterin sorumluluğuna dayalı tazminat talepleri on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup eldeki davada zamanaşımı süresinin dolmadığı, dosya içeriğine göre davalı noterin işlemi ile davacının zararı arasındaki illiyet bağının diğer davalı ...'in veya davacının ağır kusuru ile kesilmediği, davacının dava konusu taşınmazları iktisabı tapu sicilinin aleniliği ve siciline duyulan güvene dayalı olmayıp vekalet kapsamında yapılan satışa dayalı olduğu, davacının ...'in yakınları ve/veya davalı vekil ... ile hukuk dışı yakınlık ve iş birliği içinde olduklarına, kötüniyetle davrandıklarına, ağır kusurları ile zarara neden olduklarına dair iddiadan öte delil bulunmadığından müterafik kusurundan bahsedilemeyeceği, davacının vekil olarak hareket eden ...'in hesabına satış bedeli ödediğine ilişkin ibraz ettiği dekontlara göre; 08.04.2014 tarihinde 23.700,00 TL'lik havale, 09.04.2014 tarihinde 115.000,00 TL, 09.07.2014 tarihinde 35.380,00 TLlik havale yapmış olduğu anlaşıldığı, davacı tarafça haricen de 100.920,00 TL ödediğini iddia edilmiş ise de bu yönde yazılı delil ibraz edilmediği, açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, davacı taraf davalı ...'e yönelik talebini sebepsiz zenginleşme olarak nitelemiş ve Mahkemece de bu yönde işlem yapılarak hüküm kurulmuş ise de, dava esasen haksız fiil hükümlerinden kaynaklanan tazminata ilişkin olup, haksız fiil faili davalı ...'in sorumluluğu kusur sorumluluğuna, davalı noter ...'in sorumluluğu ise 1512 sayılı Kanun'un 162 inci maddesinden kaynaklanan kusursuz sorumluluk ilkesine dayalı olduğu, bu durumda haksız fiil sözkonusu olmakla geçersiz sözleşmeler yönünden uygulanan güncellenmiş değer karşılığı alacak talebinin somut olay yönünden mümkün bulunmadığı, dava konusu taşınmazlar için davacı tarafça 174.080,00 TL'nin ödeme yapıldığı ispatlandığı, gerekçesiyle, istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ile yapılan satışın iptal edilmesi nedeniyle ödendiği ileri sürülen satış bedelinin satış işlemini gerçekleştiren vekil ile vekaletnameyi düzenleyen noterden kabulü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1512 sayılı Kanun'un 1, 72, 82 ve 162 nci maddeleri,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddeleri,

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/693 E. sayılı dosyasında taşınmaz maliki ...'in fiili ehliyetine sahip olmaması nedeni ile davalı noter tarafından düzenelenen vekaletnamenin geçersiz olduğu belirleyerek davacı adına yapılan tescillerin iptaline karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 27.12.2021 tarihli raporunda; ...'in 06.08.2013 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının, kişide Edirne Devlet Hastanesinde 15.07.2013 tarihinde saptanan ‘Bilişsel Yetersizlik’denilen klinik tablonun mahiyet ve derecesi dikkate alındığında noter işlemini yapan kişi tarafından gözlem yapılarak ve gereken sorular sorularak mevcut hastalığının anlaşılabileceğinin belirtildiği, bu kapsamda davalı noter tarafından işlem sırasında gözlem yapılarak ve gereken sorular sorularak ...'in mevcut hastalığının anlaşılabileceği, davalı noterin yasal sorumluluklarını yerine getirmediği, illiyet bağının davacının veya üçüncü kişinin ağır kusuru ile kesilmediği, davacının taşınmazlar için davalı ...'e ödediğini iddia ettiği miktarın 174.080,00 TL'lik kısmını ispatlayabildiği, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile denkleştirici adalet ilkesi uygulanmamasının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.