"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/5 E., 2023/162 K.
Taraflar arasında itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduklarını, davalının ödemesi gereken kredi kartı harcamalarını, doğalgaz, elektrik, su faturalarını, kooperatif üyelik ödemelerini, sigorta poliçelerini, motorlu taşıt vergilerini bizzat ödediğini, ödemelerin vekaletsiz iş görme hükümlerine tabi olduğunu, yapılan tüm ödemelerin kendisine ait banka hesabından yapıldığını, davalının bunları kendisine geri ödememesi nedeniyle davalı hakkında yaptığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin davacı kardeşi ile şirket ortağı olduklarını, davacının şirket mal varlığı üzerinde usulsüz işlemler yaptığını, müvekkilinin şirketten uzun yıllardır maaş veya kar payı almadığını buna karşılık şahsi ve ailevi harcamalarının şirketçe karşılandığını, müvekkili adına davacı tarafından yapılmış olan ödemelerin aslında ödenmeyen şirket kazancının bir bölümü olduğunu ve davacı ile müvekkili arasında şirketin tasfiyesine yönelik dava bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2012/615 E., 2014/533 K. sayılı kararıyla; davacı ile davalının şirket ortağı oldukları, bu ilişki dikkate alındığında ödemelerin davalının bilgisi çerçevesinde gerçekleştiğinin kabulü gerektiği ve bu nedenle vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı, uyuşmazlığın şirketin tasfiyesine ilişkin ticari davada çözülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.01.2016 tarih, 2015/29060 Esas, 2016/1269 Karar sayılı ilamı ile "..davacı bu davada şahsi olarak davalı adına yaptığını ileri sürdüğü harcamaların vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak tahsilini talep etmektedir. Mahkemece gerekçede sözü edilen İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/367 esas dosyasının ise davacı ile davalının ortak oldukları şirketin tasfiyesine ilişkin olduğu anlaşıldığından, mahkemenin davacının şahsi hesabından davalı adına yaptığını ileri sürdüğü harcamaların tahsiline ilişkin isteminin şirketin tasfiyesine ilişkin davada çözülmesi gerektiğine ilişkin tespiti hatalıdır. O halde mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 03.12.2019 tarihli ve 2017/200 E., 2019/371 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2. Dairenin 02.03.2021 tarihli ve 2020/8216 E., 2021/2112 K sayılı kararıyla; hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında belirtilen kararıyla; bozma ilamı uyarınca akademisyen bilirkişiler tarafından inceleme yapıldığı, davacı vekilinin son heyet raporu hakkındaki beyanı ile davalı tarafın Mahkeme içi ikrarı göz önüne alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 399.941,57 TL'nin (Pendik 1. İcra Md. 2012/10344 Esas) kabulü ile bu miktar yönünden takibin devamına, itirazın iptaline, kalan miktar yönünden takibin durdurulmasına, kabul edilen miktar üzerinden %20 inkar tazminat talebinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkilinin davacının yaptığı ödemeleri beyan ederken bu ödemelerin davacı tarafından vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edildiğini açıklamaya çalıştığını, söz konusu ödemelerden müvekkilinin haberinin olmadığı bilgisi dışında yapıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, söz konusu ödemelerin tarafların ortak olduğu şirketten kaynaklanan alacaklar için yapıldığı halde davacının haksız olarak bu ödemelerin istirdadını talep ettiğini, davacı tarafından 10 yıl boyunca müvekkili adına olan fatura ve diğer borçları hiçbir karşılık olmadan ödendiğinin kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, uyuşmazlığın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sonuçlandırılmasının doğru olmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, BK'nın 78 inci maddesinde ki düzenlemeye göre yapılan savunmalarının dikkate alınmadığını, BK'nın 82 nci maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı adına yapmış olduğu harcamaların tahsili amacıyla başlatmış olduğu takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 526 ve devamı maddeleri,
2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK,
3.04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Mahkeme kararında; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda kararın verilmiş olmasına ve bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığının anlaşılmasına göre; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.