Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4713 E. 2024/4446 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte olarak düzenlenen kredi kartları ile yapılan harcamalardan kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmayan davalılar aleyhine, sahte kredi kartları ile yapılan harcamalardan sorumlu olduklarına dair kesin delil bulunmadığı, davalılar tarafından yapılan harcama tutarlarının dava tarihinden değil, haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği ve bir davalı yönünden hesaplanan zarara başka bir davalı yönünden tespit edilen zararın da dahil edilerek hesaplama yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/787 E., 2022/303 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılardan ..., ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... mirasçılarından ... vekili, ... ve ... vekili, ... mirasçıları ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların organize bir şekilde hareket ederek sadece sahte kredi kartı başvurularında kullanılmak üzere hayali şirketler adına işyeri kiraladıklarını, bu işyerlerine bağlatmak için sabit telefon abonelikleri alınması aşamasında Telekom Müdürlüklerine sahte kimlik belgeleri ibraz ettiklerini, ele geçirdikleri üçüncü şahıslara ait kimlik belgeleri üzerine kendi resimlerini ya da kendi resimlerinin yer almadığı üçüncü şahıslara ait fotokopi kimlik belgeleri ile kredi kartı başvuruları yaparak elde ettikleri kredi kartlarını kullanarak sahte kimliklerle yaptıkları 176 adet başvuru sonucunda aldıkları 153 kredi kartıyla yaptıkları harcamalar ile davacı bankayı toplam 261.802,00 TL zarara uğrattıklarını, davalılardan ...'ın şebekenin lideri konumunda olduğunu, hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/209 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, 261.802,00 TL'nin eylem tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; müvekkilinin diğer davalılarla ortak hareket ettiklerini gösteren hiçbir emare bulunmadığını, müfettiş raporunda müvekkilinin isminin yer almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

3. Davalı ... vekili; müvekkilinin bankayı dolandıran diğer davalılarla ilgisinin olmadığını, satılan mallara ilişkin tüm belgelerin mevcut olduğunu, bankanın zararından sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

4. Davalı ... mirasçıları vekili; müvekkillerinin murisinin vefat etmesi nedeniyle ceza davasının düştüğünü, ispatlamış bir durumunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

5. Davalı ... vekili; davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında müvekkilinin ceza davasında yargılanmadığını, davacı ya da diğer davalılar ile herhangi bir bağı ilgisi bulunmadığını, bankanın zararından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

6. Davalı ...; davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında davalılardan ...'ın bacanağı olduğunu, haberi ve bilgisi olmadan adına nüfus cüzdanı çıkarttırıp kredi kartı alındığını, ceza dosyasında yargılanmadığını, bankanın zararından sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini savunmuştur.

7. Davalılar ..., ..., ..., ..., davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.03.2015 tarihli ve 2014/1385 E., 2015/282 K. sayılı kararıyla; ceza dosyası kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; davalılar ... ve ... tarafından kullanıldığı tespit edilen kredi kartı harcamaları nedeniyle toplam 84.277,66 TL tutarındaki zarardan davalılar ... ile ... mirasçılarının ve banka görevlisi olup kredi kartı başvurularını kabul eden ...'ın sorumlu tutulması gerektiği, davalı ...'ın kart başvurularını kabul eden kişi olarak zararın tamamından sorumlu olduğu, davalılar ... ve ...'ın ise birlikte hareket ettiği sabit olmadığından kendi kullandıkları kart harcamalarından sorumlu oldukları, diğer davalıların bir ksımının ceza davasında beraat ettikleri, bir kısmı hakkında ise ceza davasında yargılama yapılmadığı, banka müfettişi tarafından düzenlenen raporun iddiaların ispatı açısından yeterli bir delil olmadığı dikkate alınarak diğer davalılar haklarındaki davanın reddi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 84.277,66 TL'nin tamamından davalı ..., 63.964,77 TL tutarındaki kısmından davalı ... ve 20.312,89 TL tutarındaki kısmından ... mirasçıları müteselsil sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve diğer davalılar hakkındaki davanın reddine, hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili ve ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli 2018/1661 E., 2019/2296 K. sayılı ilamıyla; "...Dava sahte olarak düzenlenen kredi kartlarından kaynaklanan zararın tahsiline ilişkin alacak istemidir.

Davalılar ... ve davadan önce ölen ...'ın Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/5 Esas sayılı ceza dosyasında bulunan ifadelerinden, sahte kredi kartlarının düzenlenmesinde ..., ... ve ...'ın birlikte hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda bu ifadelerde değerlendirilerek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden bankanın tüm kayıt ve belgeleri yerinde incelenmek suretiyle düzenlenen tüm kartlar belirlenip bu kartlar nedeniyle bankaya verilen zarar tespit edilerek, birlikte düzenledikleri kartlarda bağlantının kesilmesi durumunda ise ayrı ayrı eylemleri nedeniyle düzenlenen kartlarda belirlenecek ve varsa zarar tespit edilecek şekilde rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçede yanılgılı çelişkiye düşülerek, sadece banka müfettiş raporundaki tespitlere göre düzenlenen rapor benimsenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Ayrıca ceza davasında yürütülen yargılamaya yönelik olarak bankaca ek iddianeme düzenlenmesi talep edildiğinden bu husus da araştırılmadan karar verilmesi yerinde olmayıp kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası yapılan yargılamada Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 11.02.2020 tarihli cevabi yazısı ile 2002/35704 soruşturma sayılı dosyada ek iddianame düzenlenmediğinin bildirildiği, bozma sonrası alınan son bilirkişi raporunda; banka kayıtları, ceza dosyasındaki tespitler ve dosyaya sunulan deliller önceki raporlarda değerlendirilerek görüş belirtildiğinden hükme esas alındığı, son raporda belirtildiği gibi davalı ...'ın davacı bankanın değil hizmet aldığı şirketin çalışanı olduğu ve ceza dosyasında davaya temel oluşturan eylemler nedeniyle hakkında mahkûmiyet hükmü verildiği, ...'ın banka dışında AVM gibi yerlerde kart başvurularını kabul eden kişi olduğu, sahte olarak oluşturulan ve ... tarafından kabulü yapılan 61 kişiye ait karttan doğan zarar için davanın kısmen kabul edildiği, ...'ın da ceza dosyasında dolandırıcılık eyleminden cezalandırıldığı, ...’ın bağlantılı olduğu toplam 97 kişiye ait kartlarla yapılan harcama tutarının 182.598,35 YTL (anapara), dava tarihine kadar işlemiş reeskont faizinin 172.315,08 YTL olduğu, ... hakkındaki davanın taleple bağlı kalınarak kabul edildiği, ... ve ... dışındaki diğer davalılar hakkındaki davanın da bağlantılı oldukları kartlar (adres, telefon numarası, resim, kimlik bilgileri kullanılarak) nedeniyle zararla sınırlı olmak üzere kısmen kabul edildiği, ...'ın kredi kartlarının çıkartılmasında bir bağlantısı bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalılardan ...'ın 182.598,35 TL anapara ve 79.203,65 TL işlemiş faizden, ...'ın 72.261,60 TL anapara ve 49.024,36 TL işlemiş faizden, ...'ın 7.161,64 TL anapara ve 9.612,59 TL işlemiş faizden, ... mirasçılarının (..., ..., ...) 9.357,29 TL anapara ve 6.550,35 TL işlemiş faizden, İbrahim'in 1.825,00 TL anapara ve 2.230,08 TL işlemiş faizden, ...'in 6.021,37 TL anapara ve 8.927,50 TL işlemiş faizden, ...'in 785,00 TL anapara ve 1.210,20 TL işlemiş faizden, ... mirasçılarının (..., ..., ..., ...) 7.347,72 TL anapara ve 10.465,31 TL işlemiş faizden müteselsil sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve diğer davalılar hakkındaki davanın reddine, hükmedilen alacağın anapara kısmına dava tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... vekili, ... mirasçılarından ... vekili, ... ve ... vekili, ... ile ... mirasçıları ..., ..., ..., ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... mirasçıları ..., ..., ..., ...; Karataş Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.02.2017 tarihli ve 2017/4 E. 2017/25 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile mirasbırakan ...'ün mirasını kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerini, bu nedenle davada taraf sıfatlarının bulunmadığını, murisleri hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/5 Esas sayılı ceza dosyası ile dolandırıcılıktan dolayı ceza davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davacı banka yönünden murislerinin beraatine karar verildiğini ve bu kararın Yargılay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, murislerinin davacı bankayı dolandırmadığı sabit olmasına rağmen yapılan yargılama neticesinde zarardan sorumlu tutulduğunu, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

2. Davalı ... mirasçıları ... ve ... vekili; müvekkillerinin murisi ...'ın ceza dosyasındaki yargılama devam ederken vefat etmesi nedeniyle davanın düşürüldüğünü, ... hakkında yapılmış ve sonuçlanmış bir yargılama bulunmadığını, ceza dosyasında elde edilmiş bir delilin de olmadığını, bilirkişi raporunda müvekkillerinin murisine ilişkin olarak 9 adet kredi kartı tespit edildiğini, tespit edilen kartların yalnızca sabit telefon numaralarına göre belirlendiğini, müvekkillerinin murisi tarafından bu harcamaların yapıldığına ilişkin kart ekstre bilgileri dışında herhangi bir bilgi belgeye dayanılmadığını, müşteri bilgilerinde GSM numara bilgilerinin de bulunmadığını, zarar miktarı belirlenirken hangi hesaplama yöntemlerinin esas alındığının açık bir şekilde belirtilmediğini, kök ve ek bilirkişi raporlarında belirtilen miktarın fazla hesaplandığını, kısmen reddedilen miktar yönünden müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

3. Davalı ... mirasçısı ... vekili; kararda müvekkilinin murisi ...'a ilişkin bankayı zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğini gösteren hiçbir delil ve illiyet bağı gösterilmediğini, müvekkilinin murisi ...'ın ceza davası görülürken vefat ettiğini ve hakkındaki ceza davasının düştüğünü, müvekkilinin murisi hakkında herhangi bir kesin hüküm bulunmadığını, dosyada tanzim edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere başvuru formlarındaki bütün el yazılarının davalı ...'a ait olduğunun, kredi kartlarının hangi telefon numaralarına ait olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiğini, buna rağmen müvekkilinin murisinin sorumlu tutulduğunu, hükme esas alınan raporun hem sorumluluk yönüyle hem de hesaplama yönüyle somut verilerden uzak olduğunu, davacı banka aleyhine kısmen reddedilen miktar yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, dosyadaki faiz hesaplamasını ve faiz türünü kabul etmediklerini, yasal faiz yönünden hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

4. Davalı ...; hakkında yöneltilen suçlamalara ilişkin herhangi bir somut delil bulunmadığını, sözleşmelere ilişkin imza örnekleri alınmadan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

5. Davalı ... vekili; bilirkişi raporu, gerekçeli kararda ve dava dilekçesinde dava konusu iş yerlerinin müvekkili adına kiralanmış olduğu ve müvekkilinin fotoğrafı kullanılıp bazı isimler üzerinden kredi kartı tahsis edilip ve bu kartlar ve işyerleri davalı ... tarafından kullanılarak davacı bankanın zarara uğratıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin hukuk davasının temelini oluşturan ve Adana 2.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza dosyasının hem soruşturma hem kovuşturma evresinde tarafı olmadığını, Mahkemece müvekkilinin mahkum olduğu tazminat hakkında gerekçesiz olarak hüküm kurulduğunu, Mahkeme kararının hükmedilen asıl alacak, işlemiş ve dava tarihinden sonra işleyecek faiz miktarı ve oranı davacı lehine hükmedilen karşı vekalet ücreti ile yargılama gideri ve harçlar ve kısmen red nedeni ile müvekkili lehine vekalet ücreti ödenmemesi nedeniyle bozulmasını istemiştir.

6. Davalı ... vekili; diğer davalılardan farklı olarak müvekkili aleyhine kurulan hükümde Mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmediğini, gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının temel bir unsurunu oluşturduğunu, Mahkemece yazılan gerekçede müvekkilinin ne sebeple davacıyı zarara uğrattığı, diğer davalılar ile işbirliği içinde olduğu kanaatine neye dayanılarak varıldığının ifade edilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili hakkında detaylı bir inceleme yapılmadığını, bilirkişi raporunda müvekkili adına alınan 363 .. .. sabit numaralı telefon, işyeri telefonu olarak gösterilerek 6 kişi adına kredi kartı başvurusu yapıldığı, diğer davalı ... tarafından bu başvuru formlarının düzenlendiğinin tespit edildiğini, ancak müvekkilinin bu durum ile bir ilişkisi olup olmadığı değerlendirilmeden telefon numarasının kullanıldığı gerekçesi ile söz konusu zarardan sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin dava konusu zararın gerçekleştiği tarihte Manisa'da olduğunu, müvekkilinin ...'a ait bir taşınmazı kiraladığını, kiraladığı taşınmazda işyeri açtığını ve daha sonra açmış olduğu bu yeri kapatarak Manisaya döndüğünü, müvekkilinin esnaf olması sebebiyle sabit telefon numarasını kartvizitine bastırıp birçok kişiye bu kartları dağıttığını, davacı bankanın gerekli özen ve dikkati göstermediğini ve konusu zararın kendi ihmali ve kusurundan kaynaklandığını, hukuk davasının temelini oluşturan ceza yargılamalarının hiçbirinde müvekkilinin adının geçmediğini, müvekkili hakkında açılmış başka bir ceza dosyası da olmadığını, müvekkili ile kredi kartını kullanan şahıslar arasında herhangi bir bağ bulunmadığını, daha önce yapılan yargılamada müvekkili yönünden davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay bozma ilamında da müvekkili yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, sadece bilirkişi raporlarında eksiklik olduğu hususunun vurgulandığını, davaya konu kredi kartı başvurusundaki imzanın müvekkiline ait olmadığının bilirkişi raporlarında sabit olduğunu, müvekkilin söz konusu zarara ilişkin diğer davalılarla işbirliği içerisinde olduğunu gösterir bir delil olmadığını, dava konusu olayda alacak iddiasının temelinin haksız fiil olduğunu ve yasal faiz talep edilebileceğini, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde müvekkil lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmediğini, müvekkil aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve harç oranlarının yanlış hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

7. Davalı ... vekili; davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle reddedilen tutar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

8. Davalı ... vekili; Mahkemece alınan kök raporda müvekkilinin toplam 56 karttan akabinde alınan ek raporda ise 55 karttan sorumlu tutulmasına rağmen gerekçede 61 karttan sorumlu bulunduğu belirtilerek müvekkili hakkında kök rapordaki 72.261,60 TL ana paradan sorumluluğunun bulunduğuna hükmedildiğini, bilirkişilerce düzenlenen ek raporda; müvekkilinin sorumlu olduğu kart sayısı 56'dan 55'e düşürüldüğünü ancak Mahkemece bu raporun neden hükme esas alınmadığının gerekçede belirtilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ... ve ... adına düzenlenen kartlar yönünden müvekkilinin sorumluluğunun bulunduğuna dair tespite itiraz ettiklerini, zira ... ve ... başvuru formlarındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili yönünden imza ve yazı inceleme ve değerlendirmesi yapılmadan bu kartlardaki tutarın da müvekkilinin sorumlu olduğu miktara dahil edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundaki ...'ın eli ürünü olduğunun düşünüldüğü yönündeki belirlemenin raporda belirtildiği üzere; ceza dosyasındaki Dış Bank-... isimli kredi kartı yönünden ...'ın yapılan imza incelemesi dikkate alınarak buradaki yazı örneklerinin bu 67 karta ilişkin başvuru formlarındaki yazı örnekleri ile benzediğinin düşünülerek görev ve yetki aşılıp yazı ve imza incelemesi yapılarak kabul edildiğini, müvekkilinin bu şekilde başvurusunu aldığı ileri sürülerek 30 karttan sorumlu tutulduğunu, bu kartlar yönünden müvekkili ile ... arasındaki bağlantının net olarak belirlenmeden tespit yapıldığını, imza incelemesi yaptırılmadan yapılan bu belirlemenin bozma ilamına aykırı olduğunu, davacı tarafça da bu bağlantının net ve kesin olarak tespit edilemediğini, müvekkilinin bu 30 kişi için anapara + faiz olarak toplam 59.248,41 TL'den haksız ve bozma ilamına aykırı şekilde sorumlu tutulduğunu, bilirkişilerce ... yönünden inceleme yapılırken başvuruda müvekkilinin ismi bulunmamakla birlikte imza ve yazının müvekkilinin imza ve yazısına benzediği iddiasıyla müvekkilinin formu alan kişi olduğunun ileri sürüldüğünü, müvekkilinin itirazları yönünden imza incelemesi yapma yetkisi olmadığını beyan eden bilirkişilerin banka alacağı tespit ederken imza ve yazı incelemesi ve benzerlik değerlendirmesi yaptığını, müvekkilinin ...'ın eli ürünü olduğu düşünülen şeklindeki belirleme ile 30 karttan sorumlu tutulması dışında, kalan 26 kartta da davalılar arasında bağlantı bulunmadığını, müvekkili yönünden bağlantının kesildiğini, bu 25 kartın dosyada alınan önceki raporlarda bağlantısız kart olarak sayılmış iken son raporda bilirkişilerce zorlama ile bağlantı yaratıldığını, bilirkişilerce ceza dava dosyasına sınırlı sayıda kart başvurusu formu sunulduğu, dosyaya 143 adet başvuru formu ibraz edildiği, buna göre belirlemenin yapıldığı ileri sürülmüş ise de; hangi davalı ile ilgisi bulunduğu tespit edilemeyen ancak ...'ın eli ürü olduğu düşünülen 30 kartın ceza yargılamasındaki sanıklarla bağlantılı olduğunun net olarak tespit edilemediğini, dosyada alınan raporlarda da bu kartların ilişiksiz kart olduğunun tespit edildiğini, bu kartlara müvekkilinin yargılandığı ceza dosyasında da yer verilmediğini, bu kartlar yönünden yazıya ilişkin kriminolojik bir inceleme yapılmadığını, bilirkişilerce yoruma dayalı görevi aşar imza ve yazı incelemesi ve benzetmesi yapar şekilde rapor düzenlendiğini, müvekkilini banka taşeron firmasında çalıştığını ve bir çok kart başvurusu aldığını, bu başvuruların davalılar ile ilgisi ceza dosyası irdelenmeksizin net olarak tespit edilemez ise; müvekkilin aldığı ve bankanın ibraz ettiği her başvuruyu bu dosya kapsamında değerlendirileceğini, müvekkilinin sadece iki kartın alınması esnasında dolandırıcılar tarafından yanıltılarak, aldatma kabiliyeti bulunan nüfus cüzdanı fotokopilerini çekip aslı gibidir yaptığını, tüm itirazlarına rağmen Mahkemece kusur yönünden inceleme yapılmadığını, eski TL yeni TL yönünden belirleme yapılmasına ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini, bilirkişi kök ve ek raporunda reeskont/avans faizi uygulanması gerektiği kabul edilerek Mahkemece bu yönde hüküm kurulduğunu ancak taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığını, alacak iddiasının temelinin haksız fiil kaynaklı olduğunu, talep edilebilecek faizin yasal faiz olabileceğini, Mahkemece müvekkilinin 72.260,60 TL asıl alacak dışında dava tarihine kadar 49.024,36 TL işlemiş avans faizinden kararla rakam belirtilerek sorumlu tutulmasının ve dava tarihinden itibaren de ayrıca avans faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın açık talebinin asıl alacak üzerine olduğunu, onun dışındaki taleplerinin eylem tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin olduğunu ve rakam içermediğini, harcının da yatırılmadığını, Mahkemece eylem tarihinden itibaren işleyecek faiz denilerek sadece asıl alacak yönünden kısmen kabul hükmü kurulması gerekiken faiz kısmı dava tarihine kadar ayrı hesaplanıp dava tarihinden sonrası için ayrı hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Bankanın kendi müfettişleri tarafından düzenlenen dosyda mevcut 02.09.2004 32/8 sayılı raporda, müvekkilinden bahsedilmediği yönündeki itirazlarının bilirkişilerce değerlendirilmediğini, Mahkemece davanın müvekkili yönünden kısmen kabulüne karar verildiği halde lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacı tarafın dava dilekçesindeki 261.802 TL'lik asıl alacak talebi ve bu rakam yönünden davanın harçlandırıldığı dikkate alındığında müvekkili yönünden 72.261,60 TL olarak hükmedilen asıl alacak dışında kalan bakiye 189.540,40 TL yönünden ilam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yargılamada davacı tarafça açılan davanın değeri asıl alacak olarak 261.802 TL olduğunu, bu tutar için ayrıca eylem tarihinden reeskont faizi talep edildiğini, faiz yönünden rakam belirtilmeyip işlemiş reeskont faizi için bir harç da yatırılmadığını, Mahkemece yargılama gideri, harç, davacı banka lehine ilam vekalet ücreti yönünden verilen "2", "3" "5" ve "6" nolu hükümlerin; müvekkili yönünden kabul edilen 72.261,60 TL'nin 261.802,00 TL dava değerine oranlanması ile hesaplanması gerekirken; dava tarihine kadar işlemiş reeskont faizi de asıl alacakmış ve ayrıca sanki reeskont faiz yönünden yatırılmış bir harç varmış gibi bir kabul ve müvekkil yönünden asıl alacak + işlemiş faiz olmak üzere toplam 121.285,96 TL asıl alacak varmış gibi düşünülerek 261.802,00 TL'nin 121.285,96 TL'ye

oranına göre hüküm kurulduğunu, hükmün "5" ve "6" nolu bentleri ile başvurma ve peşin harç ile yargılama gideri yönünden Mahkemece hiç bir şekilde kabul red oranına göre ayrım yapılmadan;

bu bentlerdeki kalemler yönünden müvekkilinin harç ve yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasına karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sahte olarak düzenlenen kredi kartları ile yapılan harcamalardan kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleşmiş olmasına, temyizin kapsamına göre; davalılardan ... vekili, ... mirasçılarından ... vekili, ... ve ... vekili ile ...'ın sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmayan ve diğer davalılardan ..., ... ve ... ile birlikte hareket ederek sahte olarak oluşturulan kredi kartları ile harcama yaptıkları kesin olarak tespit edilemeyen davalılar ..., ..., ... ve ... haklarında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile bu davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3. Davacı banka, sahte olarak düzenlenen kredi kartları ile harcanan 261.802,00 TL'nin eylem tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bu itibarla Mahkemece; taleple bağlı kalınarak, davalılar tarafından kredi kartları ile yapıldığı belirlenen harcama tutarlarının haksız fiilin işlendiği tarihten işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle harcama tutarlarının dava tarihine kadar işlemiş faizi ve dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

4. Mahkemece hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporunda; davalı ... yönünden hesaplanan toplam 182.598,35 TL harcama tutarına, davalı ... yönünden tespit edilen 9.357,29 TL'nin de dahil edilerek hesaplama yapıldığının anlaşılmasına göre, tahsilde tekerrüre sebebiyet verecek şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalılardan ..., ... vekili, mirasçılar ..., ... ve ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadelerine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.