Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4729 E. 2024/3155 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen su faturası borcunun miktarına ilişkin menfi tespit davasında, daha önceki dava ile bağlantılı olarak faiz ve gecikme cezası hesaplamalarının doğru yapılıp yapılmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dosyada mevcut bilirkişi raporuna dayanılarak, önceki davada hüküm altına alınan alacağa ödeme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği, sonraki dönem su kullanımları için ise gecikme cezası hesaplanmasının doğru olduğu, bu hesaplamalar sonucunda davacının davalıya belirli bir miktar borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/420 E., 2022/704 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, şantiyede kullanılmak üzere mevcut su deposuna tanker ile taşıma suyu getirtip doldurduğunu, davalının depoya sayaç taktığını ve 11.12.2007 tarihinde aralarında sayaçlı tanker aboneliği sözleşmesi yapıldığını, sayaç üzerinde okunan tüketimler esas alınarak tespit edilen kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelinin de davalıya düzenli olarak ödendiğini, ancak kullanılan suyun bir kısmının foseptiğe verilmeden kullanıldığı düşüncesiyle davalı tarafından kısa bir süre sonra uyarılana kadar bu şekilde kullanılan su tüketimlerinin sayaçtan geçirilmeden kullanıldığını, davalı görevlilerince 25.11.2008 tarihinde kaçak su kullanım tutanağı tutulduğunu ve kaçak su bedeli hesap edildiğini, belirlenen miktarın müvekkili tarafından kabul edilmemesi üzerine menfi tespit davası açıldığını, bu davanın sonucunda müvekkilinin davalıya borcunun 106.781,29 TL olduğun, tahakkuk edilen miktarın kalanı yönünden ise borçlu olmadığına karar verildiğini, hüküm altına alınana borcun müvekkili tarafından 26.03.2012 tarihinde ödendiğini, buna rağmen davalının bu sefer 125.535,00 TL tutarlı ve 25.06.2012 son ödeme tarihli fatura gönderdiğini, davalıya borcunun olmadığını ileri sürerek; müvekkilinin 125.535,00 TL tutarlı fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının önceki davadan sonra da ödenmeyen borçları nedeniyle aboneliğinin 09.08.2010 tarihinde iptal edilmesine kadar su kullanmaya devam ettiğini, 26.03.2012 tarihlinde yapılan 106.7811,29 TL ödemenin öncelikle faturaların ana paralara tutarlarından düşürüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.03.2015 tarihli ve 2012/589 E., 2015/128 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 57.535,67 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 14.05.2018 tarihli ve 2016/20623 E., 2018/5163 K. sayılı ilamıyla; hükme alınan bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümü için yeterli nitelikte olmadığı, Mahkemece başka bilirkişilerden oluşan bir heyetten önceki dava dosyası da incelenerek denetime elverişli ve taraf itirazlarını karşılayan bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verildiği gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmadan sonra alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının ilk davanın açıldığı tarihten sonra da tanker suyu kullanmaya devam ettiği, işbu dava tarihinde bu kullanımdan kaynaklanan fatura alacağının gecikme cezası ile birlikte 62.586,07 TL olarak hesaplandığı, önceki davada belirlenen atık su bedeline ilk dava tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen yasal faiz tutarının KDV dahil 26.609,00 TL, fatura tarihindeki davalı alacağının ise toplam 89.135,07 TL, buna göre davacının 36.339,93 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 125.535,00 TL tahakkuk nedeniyle davacının davalıya 36.339,93 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; bozmada başka bilirkişilerden rapor alınması gerektiğinden bahsedilmiş olmasına rağmen aynı bilirkişiden ek rapor alındığını, ilk davadaki tutara bu davada faiz işletilemeyeceğini, 02.04.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda tüm hesaplamaların KDV ve gecikme faizleri dahil edilerek yapılmış olmasına rağmen 19.04.2002 tarihli ek raporda alacağa tekrar faiz işletilmesinin ve hatta KDV dahil edilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece çelişkilerin giderilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; Mahkemece bozmaya uyulmuş olmasına rağmen önceki bilirkişiden ek rapor alınmasının ve diğer bilirkişilerin, yetkisiz bilirkişi tarafından verilen bu raporu benimsediklerini belirten bir ek rapor vermesinin hatalı olduğunu, yeni belirlenen bilirkişi heyetinin de yetkin olmadığını, müvekkilinin itiraz ve savunmalarının değerlendirilmediğini, önceki davada davacının müvekkiline olan borcunun dava tarihi itibariyle 106.781,29 TL olduğunun belirlendiğini, bu miktarın davacı tarafça 26.03.2012 tarihinde ödendiğini, dava tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için gecikme cezası ve faiz istenilebileceğini, müvekkilinin de yapılan ödemeyi düştükten sonra kalan gecikme cezaları ile sonraki dönem faturalarını kapsayan 125.535,00 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini ancak bunların bilirkişilerce hesaba dahil edilmediğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tahakkuk ettirilen su faturası nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının; yeniden üç jeoloji mühendisinden oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ve hüküm kurmaya elverişli 19.04.2022 tarihli 2. ek rapor esas alınarak verildiği, bu rapora göre; ilk davada davacının borçlu olduğuna karar verilen 106.781,29 TL'nin 16.06.2008 ila dava tarihi olan 18.03.2009 tarihleri arasındaki tanker suyu kullanımından kaynaklanan atık su bedeli, tahakkuksuz kanal katılım bedeli, tahakkuksuz sayaç bedeli, tahakkuksuz kaçak tanker suyu bedeli ve fatura bedellerinin gecikme cezalarından oluştuğu, davacının Mahkemece hüküm altına alınan bu tutarı 26.03.2012 tarihinde ödediği, ilk davanın konusu olan alacaktan geriye ödeme tarihine kadar 82.913,00 TL atık su bedeline işleyen yasal faiz tutarı olan 22.550,00 TL ve KDV'sinin kaldığı, davalının alacağının ilamla belirlenmiş olması nedeniyle bu bedele gecikme cezası değil faiz işletilmesi gerektiği, ilk davadan sonra işbu dava tarihine kadar ödenmemiş tanker suyu kullanımından kaynaklı alacağın 36.700,00 TL olduğu, her bir fatura için ayrı ayrı dava tarihine kadar gecikme cezası hesaplandığı, sonuç olarak işbu dava tarihinde davacının davalıya önceki davada hükmedilen alacak tutarının KDV dahil faizi olan 26.609,00 TL ve gecikme cezalarıyla beraber önceki davadan sonraki dönemde kullanılan su bedeli tutarı olan 62.586,07 TL'nin toplamı olan 89.195,07 TL borçlu olduğunun hesaplandığı, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.