Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4776 E. 2024/2903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği ve cezai şart alacağının takibe konu edilebileceği, ancak takip tarihi itibariyle cezai şart alacağının likit olmadığı ve dava tarihindeki efektif döviz kuru üzerinden harç hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1600 E., 2023/1247 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/869 E., 2021/158 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 20.04.2015 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait ... RESORT&SPA bünyesindeki SPA merkezinin (hamam- sauna- buhar odası- masaj odaları- jakuzi- kapalı havuz- bakım odaları- fitness center) 2 yıl süreyle kiralandığını, sözleşme devam ederken davalı şirket tarafından herhangi bir fesih bildirimi yapılmaksızın 2019 yılı turizm sezonu başında kira sözleşmesine konu yerin dava dışı üçüncü bir kişiye kiraya verildiğini, bu nedenle sözleşmeyi haksız fesheden davalı şirket tarafından sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödenmesinin gerektiğini cezai şartın tahsili için başlatılan takibe davalı şirket tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; yapılan haksız itirazın iptalini ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafından 2019-2020 dönemi yıllık kira bedeli için kira sözleşmesinin ilgili maddesindeki kira artış oranına aykırı olan verilen teklifin müvekkili tarafından kabul edilmemesi üzerine kiracı şirket yetkilisi tarafından yeni dönem ve sezonda SPA merkezinin işletilemeyeceği bildirilerek 2019 yılı Ocak ayında SPA merkezinin kapatıldığını ve kendilerine ait demirbaşlar yüklenerek SPA merkezinin bizzat kiracı tarafından tahliye edildiğini, beş yıldızlı otelde SPA bölümünün kapalı tutulması mümkün olamayacağından çeşitli firmalardan muhtelif teklifler alındığını ve 22.04.2019 tarihinde dava dışı yeni kiracı ile sözleşme imzalanarak turizm sezonuna SPA merkezinin faaliyette olarak girdiğini, müvekkili tarafından kiracının fiili olarak tahliyesinin söz konusu olmadığını, kiracının sözleşme hükümlerini yerine getirmeyerek akde aykırı davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tahliyenin gerçekleştiğinin kabulü için taraflarca düzenlenmiş bir tahliye tutanağının varlığı ya da anahtar tesliminin olmasının gerektiği, her ne kadar davalı tarafça kiracının kiralanandaki eşyalarını boşalttığı iddia edilmiş ise de, buna ilişkin herhangi bir tutanağın bulunmadığı, davacı tanığının beyanından kiracının sadece kullanmayacağı eşyaları götürdüğünü ve taşınmazı tamamen boşaltmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacının kiralananı tahliye ettiğine dair yazılı delil bulunmadığı, vergi dairesi ile ticaret odası yazı cevapları ile davacının dava konusu taşınmazda faal olarak gözüktüğü hususu dikkate alındığında, kira sözleşmesi devam ederken kiralananı başkasına kiraya veren davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile itirazın iptaline ve asıl alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının iddialarını ispat edemediğini, kiralananın tahliyesinden çok sonra tespit yaptırılmış olması ve bu süre içerisinde herhangi bir şikayette bulunulmamasının davacının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, bu durumun tanık beyanlarıyla da ispat edildiğini, müvekkilinin herhangi bir fesih veya tahliye talebi bulunmadığını, bu nedenle de haksız feshin söz konusu olmadığını, kiralananı kendi iradesiyle terk eden davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığını, davacının turizm sezonunun başlamasına yakın bir dönemde SPA merkezindeki demirbaşlarını taşıyarak işyerini boşaltması ve gerekli malzeme ve personel bulundurmaması nedeniyle sözleşmeye aykırı davrandığını, beş yıldızlı otelde SPA bölümünün kapalı tutulmasının mümkün olmadığından 22.04.2019 tarihinde yeni kiracı ile sözleşme imzalanmak zorunda kalındığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında kira sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 347 nci maddesi gereğince yıldan yıla yenilenerek devam ettiğini, kira sözleşmesinin ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona ereceği, taraflar arasında akdi ilişkinin sonlandırılmasına yönelik irade birliği bulunduğu hususunun davalı kiraya veren tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacı ile kira sözleşmesi karşılıklı fesih edilmeden, 2019 yılı yaz mevsiminde SPA merkezinin kiraya veren tarafından başka bir firmaya kiralandığı, kiraya verenin sözleşmeyi haksız olarak feshedip, davacı kiracının kiralananı kullanımını engellemesi nedeniyle sözleşmedeki 50.000,00 Euro cezai şarttan sorumlu olduğu, ne var ki takibe konu edilen cezai şart alacağının tayini yargılamayı gerektirdiğinden takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığı gerekçesiyle; davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davanın kabulüne, davalının takip yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; alacağın likit olduğunu ileri sürerek, bu yönden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca kiralananın fiziki durumu nedeniyle fiziki olarak anahtar veya yer tesliminin söz konusu olamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun'un 179, 182 ve 299 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, davaya konu akdi ilişkinin sonlandırılmasına yönelik taraflar arasında irade birliği bulunduğu hususunun davalı kiraya veren tarafından ispatlanamadığı, bu haliyle sözleşme devam ederken kiralananı başkasına kiraya veren davalının, sözleşmeyi haksız olarak feshettiği ve sözleşme ile kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğu, yine takibe konu edilen cezai şart alacağının tayini yargılamayı gerektirdiğinden takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Yargılama harçları kamu düzeni ile ilgili olduğundan resen yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulurken, istinaf incelemesinin tamamlandığı karar tarihine (04.07.2023) göre Merkez Bankası tarafından ilan edilen gösterge niteliğindeki (efektif satış) döviz kuru (28,4384 TL) uyarınca hesaplanan 97.131,35 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, gerek Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.1993 tarihli ve 1993/13-41 E., 1993/145 K. sayılı ilamında vurgulandığı ve gerekse Dairemizce de istikrarlı bir şekilde kabul edildiği üzere, yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre nisbi karar ve ilam harcının hesaplanması gerekmektedir.

O halde Bölge Adliye Mahkemece, toplam 50.282,74 Euro üzerinden başlatılan takibin devamına karar verilmiş olmakla, dava tarihi olan 08.11.2019 tarihi itibari ile Euro efektif satış kuru olan 6,3622 TL dikkate alınarak, buna göre toplam 319.908,85 TL üzerinden harç hesaplamalarının yapılması gerekirken, fazla ilâm harcı tayini usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5 inci bendinde altında yer alan ''Hesaplanan karar ve ilam harcı (Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış 28.4384) 97.131,35 TL'den peşin alınan 5.407,68 TL'nin mahsubu ile eksik kalan (97.131,35 - 5.407,68 = 91.723,67) 91.723,67 TL'nin davalıdan alınıp, Hazineye gelir kaydına,'' şeklindeki ibarenin hükümden çıkartılarak, yerine; ''Hesaplanan karar ve ilam harcı (Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış 6,3622) 21.852,98 TL'den peşin alınan 5.407,68 TL'nin mahsubu ile eksik kalan (21.852,98 - 5.407,68 = 16.445,30) 16.445,30 TL'nin davalıdan alınıp, Hazineye gelir kaydına,'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.