"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/383 E., 2022/244 K.
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu taşınmazı 11.06.1998 tarihinde yapılan ihale sonucunda davalıya kiraladığını, kira sözleşmesi süresinin 9 yıl 6 ay 15 gün olup 15.06.1998 ile 31.12.2007 tarihleri arasını kapsadığını, kira süresinin bitiminde kiralananın davalı şirketten 15.02.2008 tarihinde teslim alındığını, 20.03.2008 tarihinde yeniden yapılan ihaleyi dava dışı 3. kişinin kazandığını, ihalenin Bakanlıkça onanarak kesinleştiğini ancak bu süreçte davalı tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan muarazanın men'ine dair dava dosyasında verilen tahliyenin tedbiren durdurulmasına dair mahkeme kararına istinaden, 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında dava konusu taşınmazın davalı şirketçe işletildiğini, 20.03.2008 tarihinde yapılan ihale bedelinin 775.587,03 TL+KDV olduğunu, idarenin 2008 yılında yapılan ihale sonucunda ortaya çıkan yeni kira bedelinden mahrum kalarak zarara uğradığını, bu nedenle 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında mesire yeri işletmeciliğini gerçekleştiren davalı şirketten ihale bedeli olan 775.587,03 YTL+KDV üzerinden güne tekabül eden 235.836 TL+KDV'nin tahsili gerektiğini, ayrıca davalının mesire yerini işlettiği döneme ait elektrik borçlarını da ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.03.2008 ile 08.07.2008 tarihleri arasında mesire yerinin ihale bedeli olan 775.587,03 TL üzerinden tekabül eden 235.863 TL+KDV kira bedeli ile 12.115,50 TL elektrik borcu olmak üzere toplam 247.978,05 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davanın 1.846.310,50 TL üzerinden kabulünü istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; sözleşmeye göre 15.06.1998 tarihinden 31.12.1998 tarihine kadar 6 ay 15 günlük kira bedeli alınması gerektiğini, davacının ise toplam 12 aylık kira parasını talep ettiğini bu nedenle 5 ay 15 günlük kira süresi kadar alacağı veya bu süre kadar bedelsiz kullanım hakkı bulunduğunu, ihale bedeli baz alınarak yeni dönem işlemiş kira parasının talep edildiğini ancak ihale alıcısı firmanın ihaleden vazgeçtiğini, kira döneminden sonra işlettiği dönem için 5 ay 15 günlük kira bedelinin süre olarak takasını talep ettiklerini, bu halde davacının talep edebileceği bir hakkı kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.01.2014 tarihli ve 2009/86 E., 2014/45 K. sayılı kararıyla; davanın kira alacağı yönünden kısmen kabulü ile 1.081,34 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, elektrik tüketimi alacağı yönünden 5.388 TL'lik kısım için davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 02.10.2018 tarihli ve 2018/5628 E., 2018/9390 K. sayılı ilamıyla; haksız olduğu anlaşılan ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı tarihe kadar taşınmazın davalı tarafından kullanılmış olması nedeniyle davacının yoksun kaldığı gelirin hüküm altına alınması gerektiği, dava konusu taşınmazın işletmeciliği için 20.03.2008 tarihinde 103.140,75 TL muhammen bedel ile yapılan ihaleyi, muhammen bedeli üzerinden % 651 artırımla dava dışı şirketin kazandığı, tedbir kararı nedeniyle davacının bu gelirden mahrum kaldığı anlaşıldığına göre zararının sözü edilen ihale bedeli esas alınarak belirlenmesi gerektiği, yine ödenen kira bedelinin tazminat miktarından mahsup edilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının zararının sözü edilen ihale bedeli esas alınarak hesaplanması için alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, kira alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile 261.572,70 TL'nin yasal faiziyle tahsiline, elektrik tüketimi alacağı yönünden 5.388 TL'lik kısım için davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili dilekçesinde; lehine oluşan usuli kazanılmış hakların gözetilmediğini, ayrıca aleyhe hükmolunan vekalet ücretinin de haksız olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili dilekçesinde; ihaleyi kazanan dava dışı şirketin ihale teminatını yakarak ihaleden çekilmesi nedeniyle kiracılık ilişkisi kurulamadığını, dolayısıyla muhammen bedel üzerinden hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız ihtiyatı tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 399 uncu maddesine göre; lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.
2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir;
"(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez".
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, bozmaya uyularak verilen kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince; davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, 13 üncü maddesinin yukarıda yer verilen hükmü uyarınca, davacı lehine hükmedilen 26.760,09 TL’yi geçemeyeceği gözetilmeyerek, 88.265,82 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “88.265,82 TL” rakamının çıkartılarak yerine “26.760,09 TL” rakamının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.