"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/73 E., 2017/148 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Kuzey ... Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde imzaladığı sözleşme gereği hissesini davalıya devrettiğini, birinci etap konut adalarında üretilecek konutlardan kura ile 80 m² daire vermeyi taahhüt eden davalının hak sahiplerini sözleşme yapmaya ikna etmek için halka açık toplantı, miting ve maket tanıtımlarında bodrum, zemin ve çatı katlarını kuraya dâhil etmeyeceğini vadettiğini ancak kendisine kura çekimi sonucunda üçüncü etapta bulunan bodrum kattaki bir dairenin verildiğini, oysa birinci etaptan bir daire verilmesi kararlaştırıldığı gibi verilen dairenin kabulden kaçınma hakkı verecek nitelikte önemli ayıplar içerdiğini, teslimin de zamanında yapılmadığını ileri sürerek; eşit hak sahiplerine verilen daire ile kendisine verilen daire arasındaki fark nedeniyle oluşan zararın ve geç teslimden doğan kira kaybının tazminini talep etmiş, davacı vekili 19.11.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle; bilirkişi raporundaki eksik hesaplamaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla, belirsiz alacak davası olarak 9.000 TL değer farkı, 9.999 TL gecikme tazminatı olarak açtıkları davada talep sonucunu rayiç değer farkı yönünden 50.000 TL, gecikme tazminatı yönünden 5.796 TL tutarında talepte bulunduklarını bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı; 2981 sayılı İmar Affı Kanunu’nun 13/b maddesine göre işlem yaptığını, bunun satın alma usulüyle kamulaştırma mahiyetinde olduğunu, davacıya sözleşmede kararlaştırılan dairenin teslim edildiğini, dairenin kararlaştırıldığı gibi birinci etapta yer aldığını, dairelerin hak sahiplerine kura sonucu dağıtıldığını, sözleşme serbestisi çerçevesinde sözleşme yapmama özgürlüğüne sahip olan davacının sözleşmeyi imzaladıktan sonra kendisine kura ile düşen dairenin değerinin az olduğu gibi bir sebeple dava açmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, dairenin oturulamayacak durumda olduğu iddiasının ise inşaat tekniği açısından ... Genel Müdürlüğü ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca incelenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.12.2015 tarihli ve 2014/391 E., 2015/514 K. sayılı kararıyla; sözleşmeden dönme hakkını kullanmayan davacının, sözleşmeye göre verilmesi gereken ortalama daire bedeli ile teslim edilen daire bedeli arasındaki farkı talep edebileceği, 09.07.2015 tarihli bilirkişi raporuyla davacının zararının 50.000 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 50.000 TL'nin kura tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.11.2016 tarihli ve 2016/9583 E., 2016/21586 K. sayılı ilamıyla; davalı belediyenin bodrum kat, bahçe katı ve çatı katlarının kur'aya dahil edilmeyeceğine dair açık bir taahhüdünün bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuş, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiş, süresinde temyiz talebinde bulunmayan davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 25.04.2017 tarihli ve 2017/73 E., 2017/148 K. sayılı kararıyla; davacıya verilen dairenin ayıplı olduğu, normal bir bahçe katı ya da bodrum kat dairesi olarak değerlendirilemeyeceği, davalı belediyenin 10.04.2013 tarihli Belediye Meclis Kararında dairelerin kabul edilemez olduğunu kabul ederek bodrum katların kuraya dahil edilmeyeceği yönünde karar alındığı, bu nedenle davacının oluşan zararını talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle; bozma kararına direnilmesine, davanın kısmen kabulü ile 50.000 TL'nin kura tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
4. Direnme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2021 tarihli ve 2018/3-425 E., 2021/1289 K. sayılı ilamıyla; sözleşmeye uygun daire teslim etme borcunu gereği gibi ifa etmeyen davalının doğan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, direnme uygun bulunarak, Mahkeme davalının diğer temyiz itirazların incelemesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
6. Gönderilen dava dosyası üzerinde yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 24.11.2022 tarihli ve 2022/7385 E., 2022/8926 K. sayılı ilamıyla; kararın onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen onama kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; sözleşme taahhütlerinin yerine getirildiğini, sözleşmede zemin ve bodrum katların kuraya dahil edilmeyeceğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığını, 31.08.2005 tarihli sözleşmenin davacı ile davalı ... arasında imzalandığını, tarafları bağlayıcı ve geçerli bir sözleşme olduğunu, aynı konuda davanın reddine karar verilmiş emsal kararların bulunduğunu, davacının kuraya katılmadan önce bu itirazlarda bulunmayıp sonradan dairenin değerinin düşük olduğunu belirtmesinin iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kentsel dönüşüm projesi kapsamında kura ile belirlenerek teslim edilen dairenin sözleşmeye uygun teslim edilmemesi nedeniyle doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96 ncı maddesine göre; “Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur”. Nitekim bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda 112 nci maddesin de;“Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Mahkemece mahallinde yapılan keşifte tespit edildiği üzere, kura sonucu davacıya isabet eden bodrum kat daire içerisinden tüm apartmanın doğalgaz borularının geçtiği, dairenin standart şartlara sahip bir görünüm taşımadığı, sözleşmeye uygun daire teslim etme borcunu gereği gibi ifa etmeyen davalının doğan zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.