Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4795 E. 2024/90 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal konut projesi kapsamında konut sahibi olmak için ödenen peşinatın, konut teslimi için yapılan sözleşmede belirlenen borçlanma miktarından mahsup edilip edilmediği ve mahsup edilmemişse davacı tarafından ödenen peşinat tutarının iadesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, borçlanma sözleşmesindeki hükümler gereği konutun kesin maliyetinin altında borçlandırıldığı ve ileride doğabilecek ilave maliyetleri de ödemeyi taahhüt ettiği, dolayısıyla peşinatın mahsubundan sonra kalan borcun, konutun kesin maliyetinden düşük olduğu gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/270 E., 2020/278 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi (...-Merkez) kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 5.300.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL’nin faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile talebini 9.645,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; zamanaşımı, husumet itirazında bulunarak davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak 26.12.2012 tarihli ve 2012/330 E., 2012/2116 K. sayılı kararıyla; davacının borçlandığı tutarın 133.764,37 TL olduğu, başka bir anlatımla maliyet bedelinin borçlandırma tutarından daha yüksek olduğu, davacının maliyet bedelinin altında bir borçlanma ile konut satın aldığı, hal böyle iken peşin yatırılan avansın güncel uyarlanmış bedelinin talep edilmesinin taraflar arasındaki menfaat dengesine, sözleşme adaletine, hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 02.05.2017 tarihli ve 2017/3899 E., 2017/5360 K. sayılı ilamıyla; “...mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanmadan sadece celbedilen yazılar ve belgelerdeki soyut ifadelere dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu durum Anayasa Mahkemesi' nin 17.07.2014 tarih ve 2013/4495 Başvuru sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir. O halde mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde inceleme yapılarak, mahsup yapılmadığına ilişkin bilirkişi raporu ve bu rapora yönelik itirazlar da dikkate alınmak suretiyle ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda özetle: davacının satın aldığı konut nedeniyle kendisinden peşinat olarak 5.300.000 TL tahsil olunduğu, davacının konut nedeniyle davalı idareye 128.564.370 TL borçlandığı, bu toplam borçtan peşin alınan 5.300.000 TL’nin mahsup edildiği, sonuç olarak davacının davalı idareye 123.264.370 TL borçlandığının kesin olarak tespit edildiği, raporun dosya kapsamına ve hesaplama tekniğine uygun düşmesi nedeniyle hükme esas alındığı, yapılan değerlendirmede, davacıdan peşin alınan 5.300.000 TL avansın toplam borçtan mahsup edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; itfa tablolarına göre karar veriliyor olmasının Anayasa Mahkemesi kararına aykırılık içerdiğini, maliyet hesaplarının hatalı olduğunu, davalı tarafından peşinatın mahsup edildiğini ispat edemediğini, konutun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonundan gelen paralar ile değil de özellikle Avrupa Sosyal Kalkınma Fonu kaynaklarından gelen para ile inşa edildiğini belirterek, Mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; sosyal konut projesinden konut sahibi olabilmek için yatırılan peşinatın konutun teslimi için yapılan sözleşmede belirlenen borçlanma miktarından mahsup edilmemesi nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve borçlanma sözleşmesinin 1. maddesindeki düzenlemeye göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği , konutun kesin maliyetinin her bir daire için 156.000.000 TL (eski para ) olarak belirlendiği dikkate alındığında davacının kesin maliyet altında borçlandırıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.