Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4823 E. 2024/1125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirkete ödediği zemin ıslahı inşaat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların tacir olması, sözleşme serbestisi ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü gözetilerek, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak ödenen bedelin iadesi talebinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili, asli müdahil vekili ile feri müdahiller...vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin merkezinin Kocaeli Serbest Bölgesinde bulunduğunu, daha önce Gebze'de kurulu olan fabrikalarını Kocaeli Serbest Bölgesine taşımak için 2008 yılında davalıya başvurduklarını, davalı tarafından söz konusu yerin kendilerine kiralanması için 9.216.000,00 USD zemin ıslahı inşaat bedeli ödenmesi şartı ile kira kontratı yapılacağının bildirilmesi üzerine söz konusu bedelin ödendiğini, akabinde kira sözleşmesinin imzalandığını ancak bu bedelin haksız ödendiğinin müfettiş soruşturması sonucunda ortaya çıktığını ileri sürerek, sebepsiz ödenen zemin ıslah inşaat bedeli 9.216.000,00 USD'nin faiziyle birlikte davalıdan istirdadını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın sözleşmenin yapıldığı 11.09.2008 tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 66 ncı maddesine göre bir yıllık yasal zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, basiretli tacir kabul edilen ve ödemelerini dört yıl önce ihtirazi kayıtsız gerçekleştiren davacının uygulanan ve tümüyle ifa edilen bir sözleşmenin yasal dayanağı bulunmadığı yönündeki iddiasının dinlenemeyeceğini, zemin ıslah inşaat bedelinin bölgedeki tüm alt ve üst yapının geliştirilmesi için saptanmış bir bedel olup 30 yıllık kira dönemi için bir kez alındığını, zemin ıslah bedelinin talep ve tahsilinin Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) ile imzalanan sözleşme gereğince mümkün olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Davanın açıldığı Asliye Ticaret Mahkemesinin26.11.2014 tarihli ve 2013/196 E., 2014/363 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 17.12.2015 tarihli ve 2015/8052 E., 2015/11170 K. sayılı ilamıyla; somut olayda, taraflar arasında 11.09.2008 tarihli protokol ile 30 yıl süreli kira sözleşmesi yapılması karşılığında zemin inşaat bedeli olarak davalı şirkete 9.216.000,00 USD ödeneceğinin kararlaştırıldığı, aynı tarihte Kocaeli Serbest Bölgesi Zemin Islahı İnşaat Bedeli Ödeme Sözleşmesinin imzalandığı, bu anlaşmalardan sonra 04.11.2008 başlangıç tarihli ve belirsiz süreli kira sözleşmesinin düzenlendiği, bu durumda taraflar arasında ödenen paranın kira sözleşmesinin bir ön şartı olması nedeniyle, görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemece verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 11.09.2008 tarihli Kocaeli Serbest Bölgesi Zemin Islahı İnşaat Bedeli Ödeme sözleşmesi ile 57.600 m² yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin 04.11.2008 başlangıç tarihli Kocaeli Serbest Bölgesi açık alan arazi kira sözleşmesinin bulunduğu, davalı ile dava dışı DTM arasındaki Kuruluş ve İşletme Sözleşmesinin 9. maddesinde; davalının Bölge Müdürlüğünce yapılması gerekli görülen, DTM tarafından onaylanan ve bu sözleşmenin diğer maddeleri ile yönetmelikte belirtilmeyen sair işlerin bedeli karşığında yapılacağının düzenlendiği, inşaat yapılacak alanların dolgu, kazı ve hafriyatlarla inşaat yapılmasına uygun hale getirilmesi anlamına gelen zemin ıslahının davalı ile DTM arasındaki Kuruluş ve İşletme sözleşmesinin 9. maddesi nazara alındığında sair işler kapsamı içerisinde değerlendirileceği, bu sebeple bedeli karşılığında yapılacağı, bu bedelin bölgedeki tüm alt ve üst yapının geliştirilmesi için saptanmış bir bedel olduğunun ve yalnız bir kere alınacağının açıkça kararlaştırıldığı, tarafların her ikisinin de tacir olduğu, davacı şirketin kendi ticari işletmesi ile ilgili sözleşme yaparken ve bu sözleşmeden doğan borçları yerine getirirken basiretli davranması gerektiği, 2008 yılında imzalanan zemin ıslahı inşaat bedeli sözleşmesi uyarınca davacı tarafından tüm ödemelerin yapıldığı, davalı ile DTM arasında imzalanan sözleşme uyarınca aynı durumda bulunan serbest bölgedeki diğer şirketlerden de zemin ıslahı bedelinin alındığı, davalının Bölge kurucu ve işleticisi olarak DTM ile yaptığı sözleşmeye dayanarak bu bedeli talep edebileceği, asli müdahilin de yer ve sözleşme ile ilgisinin bulunmadığı, bu dava ile ilgili olarak her hangi bir hak ve alacağının olmadığı gerekçesiyle; davanın ve asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili, asli müdahil vekili ile feri müdahiller...vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Ekonomi Bakanlığının 22.01.2013 tarihli ve 2013/32 sayılı yazısı ile zemin ıslah bedeline ilişkin imzalanan sözleşmelerin hukuki dayanağı ile sözleşme öncesi görüşmelerde herhangi bir dayatma yapılıp yapılmadığını sorduğunu, 16.04.2013 tarihinde Ekonomi Bakanlığınca yürütülen soruşturmanın akıbeti hakkında bilgi talep edilmesi üzerine, Bakanlığın 12.07.2013 tarihli ve 622.03 sayılı yazısıyla bu paranın haklı bir sebep olmaksızın tahsil edildiğinin resmen doğrulandığını, Bakanlık yazısında tahsil edilen paranın sebepsiz zenginleşme şartları altında geri istenebileceğinin, bu şekilde yapılan tahsilâtlarda ödenen bedellerin hak sahiplerince KOSBAŞ’tan talep edilebileceğinin belirtildiğini, Bakanlık ve Bölge Müdürlüğünce gönderilen müzekkere cevaplarında da “Serbest Bölgeler mevzuatında ve Kocaeli Serbest Bölgesinin KOSBAŞ Tarafından Kurulup İşletilmesine Dair Kuruluş ve İşletme Sözleşmesinde “zemin ıslah bedeli” tahsiline ilişkin özel bir düzenleme yer almadığının” belirtildiğini, emsal gösterilen davada zemin ıslah bedeli daha düşük olup davacı konumunda bulunan şirket ortağı ve şirket müdürünün aynı zamanda KOSBAŞ yönetim kurulu üyesi olduğunu, kararın bilinçli olarak temyiz yolundan geçmeden kesinleştirildiğini, davalının devlete ait olan araziden astronomik rantlar elde ederek amacının dışına çıktığını, dağıtılan şirket kârının önemli bir bölümünün ve hatta neredeyse tamamının 2009 yılı içinde davacıdan tahsil edilen 9.216.000,00 USD’den oluştuğunu, Mahkemece bakanlık yazısı ve Sayıştay Raporunda bu bedelin alınmasının yasal olmadığının tespitine itibar edilmeyip emsal karardaki gerekçe kopyalanmak suretiyle gerekçe oluşturulduğunu, mevcut delillerin tartışılmadığını, her bir şirketten farklı tutarda bedel alınmasının da keyfi olduğunu ve hukuk düzenince korunmayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Asli müdahil vekili; işverenden alacaklı oldukları kesinleşmiş Mahkeme kararıyla sabit görülen Öz Çelik İş Sendikası üyesi işçiler adına fer'i müdahillik taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, alacaklı işçi...adına asli müdahillik talebinde bulunulduğunu, davacının davayı kazanmasında işçilerin de hukuki yararı olduğunun kabulü gerektiğini, dava ile ilgisi olduğu kabul edilerek müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmiş iken hükümde dava ile ilgili olmadığı belirtilerek taleplerin reddinin hatalı olduğunu, davacı yanında müdahil olarak davaya katılan asli müdahil ... aleyhine davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin mevzuata aykırı bulunduğunu, müdahilin davanın tarafı olmayıp hakkında hüküm de tesis edilemeyeceğini, davalı şirketin gerek dürüstlük gerek rekabet hukuku kurallarına aykırı olarak yetki sahibi olduğu Serbest Bölgeden davacıya yer kiralamak için haksız şekilde ödeme talep ettiğini, mevzuat gereği böyle bir bedel ödemesi gerekmeyen kiracının, sırf kamu tarafından yetkilendirilmiş olması sebebiyle davalıya bu bedeli ödemek zorunda kaldığını davalının sözleşmenin imzalanmasının kamusal bir zorunluluk olduğu konusunda davacıyı yanılttığı, edimin yerine getirildiğinin davalı tarafça ispatlanmadığını, paranın haksız alındığının Bakanlık yazıları ve Sayıştay raporu ile tespit edilmiş olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Feri müdahiller...vekilleri; Ekonomi Bakanlığının KOSBAŞ tarafından alınan bu ödemenin haksız yere alındığına dair değerlendirmesi olduğunu, diğer şirketlerden ne kadar bedel alındığının araştırılması gerektiğini, alt yapı ve üst yapı çalışmaları yapıldığını, edimin yerine getirildiğini davalının ispatlaması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz yere tahsil edildiği ileri sürülen ödemenin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 26 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 65 inci maddesi,

3. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6762 sayılı Kanun) 20 nci maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme

1. Sözleşme hukukunda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri benimsenmiştir. Bu ilkeler çerçevesinde, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Başka bir anlatımla, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, kural olarak borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Sözleşmeyle bağlılık ilkesi; hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir sonucudur.

2. Ahde vefa ilkesinin yanı sıra tacirler bakımından ek olarak 6762 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi uyarınca; her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Tacir, sözleşmeleri yaparken ve bu sözleşmelerden doğan borçlarını yerine getirirken basiretli bir iş adamı gibi davranmalı, üstleneceği yükümlülüklerin kapsam ve sonuçlarını tartarak işlem yapmalı, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri alarak ve meydana gelebilecek değişimleri önceden tahmin etmeye çalışarak, yükümlülük altına girmelidir.

3. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 11.09.2008 tarihli "Kocaeli Serbest Bölgesi Zemin Islahı İnşaat bedeli Ödeme Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin konusunu düzenleyen 2. maddesi; "Kocaeli Serbest Bölgesi'nin Kurucusu ve İşleticisi olarak Bakanlar Kurulunca görevlendirilen KOSBAŞ Kocaeli Serbest Bölgesi sınırları içinde aşağıda parsel no.su ve yüzölçümü belirtilen araziyi OSCHATZ'a veya belirleyeceği başka bir şirkete Dış Ticaret Müsteşarlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü'nden Faaliyet Ruhsatı alınması kaydıyla ve 30 sene süre ile kiralamayı kabul ve taahhüt etmektedir." hükmünü,

Ödeme planı başlıklı 5. maddesi;"Yukarıda parsel no'su belirtilen 57.600 m2 arazi için OSCHATZ tarafından ödenecek olan Zemin İslahı İnşaat Bedeli 160 $/m2 olup, toplam bedel 9.216.000.ABD Doları'dır. OSCHATZ bu sözleşmenin imza tarihinden itibaren 15 gün içinde Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğüne Faaliyet Ruhsatı başvurusu yapacak ve Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğünden uygunluk yazısının alınmasını müteakip 15 Kasım 2008 tarihinde, KOSBAŞ'a Zemin Islahı İnşaat Bedelinin ilk taksiti olarak 1.000.900,00 US$ ödeyecektir. Zemin Islahı İnşaat Bedelinin bakiyesi Ek 2'deki ödeme planına göre gerçekleştirilecektir. Bu bedel bölgedeki tüm alt ve üst yapının geliştirilmesi için saptanmış bir bedel olup, 30 sene süre içinde yalnız bir kez alınacaktır. OSCHATZ ayrıca her sene arazinin kira bedelini ödeyecektir. Kira bedeli 2008 senesi için 2.20 US$/m2/yıl'dır." hükmünü içermektedir. Bundan ayrı, taraflar arasında 04.11.2008 tarihli Kocaeli Serbest Bölge Açık Alan Arazi Kira Sözleşmesi imzalanmıştır.

4. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşmenin taraflarının tacir olduğu, taraflar arasında bu sözleşmeden sonra kira sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeyle bağlılık ilkesi uyarınca tacir olan davacının sözleşmeye göre ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceği, ayrı bir dava olan asli müdahale davasına ilişkin olarak ayrı bir hüküm verildiği, dolayısıyla davası reddedilen asli müdahilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili, asli müdahil vekili ve feri müdahiller...vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.