"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/406 E., 2020/440 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; emlak komisyoncusu olan davacının davalı ile imzaladıkları "Kiralık-Satılık Gayrimenkule Ait Yer Gösterme ve Tanıtım Sözleşmesi" gereği iki farklı parseli davalıya gösterdiğini, davacının devre dışı bırakılarak taşınmazların satın alındığını öğrendiğini, sözleşmede kararlaştırılan 90.000,00 TL'lik ücretin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olduğunu ancak sözleşmenin boş olarak imzalandığını, davacının adı geçen taşınmazları göstermediğini, taşınmazların kardeşi tarafından satın alındığının davacı tarafça öğrenilmesi üzerine sözleşmenin doldurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.12.2014 tarihli ve 2013/660 E., 2014/669 K. sayılı kararı ile; davacıya taşınmazın pazarlanması yönünde taşınmaz maliki tarafından yetki verilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli ve 2015/12770 E., 2016/12777 K. sayılı ilamıyla; "Taraflar arasında imzalanan 15.1.2012 tarihli “Kiralık-Satılık Gayrimenkule Ait Yer Gösterme ve Tanıtım Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede “Yukarıda cins, vasıf ve özellikleri ile koşulları belirtilen taşınmazları ... Emlak danışmanlığının tarafıma sunduğu hizmeti sonucu gördüm, öğrendim. İşbu yeri bir yıl içinde kendim, ailem, 3. dereceye kadar kan veya sıhri hısımlarım...satın aldığı takdirde ...yazılı satış bedelinin %3+kdv'sini ... Emlak yetkilisine ödemeyi kabul ve taahhüt ederim.” ibaresi yazmaktadır. Sözleşmede dava konusu taşınmazların davacı tarafından davalıya gösterildiği yazılı olup, taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme geçerlidir. Bunun aksinin davalı tarafça aynı mahiyette bir delil ile ispatlanması gerekir. Üstelik davalı bu sözleşmeyi imzaladığını kabul etmektedir. Davada dayanılan sözleşme düzenlendikten sonra 3 nolu parselin 23.03.2012, 4 nolu parselin ise 17.8.2012 tarihinde davalının kardeşi ... tarafından tapuda satın alındığı konusunda da ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki sözleşmenin iptal edildiği iddia ve ispat edilemediğine göre davacı simsarın simsarlık ücretine hak kazandığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, sözleşmede taşınmazları satış bedelleri belirtilmediğinden, taşınmazların tapudaki satış bedelleri belirlenip, bu miktarlar üzerinden simsarın ücrete hak kazanacağı da gözetilmek suretiyle, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, tapu idaresinden 3 nolu parsele ilişkin resmi satış akit tablosunun gönderildiği, 4 nolu parsele ilişkin satış işlemine rastlanmadığının bildirildiği, 3 nolu parsele ilişkin resmi satış akit tablosunda satış bedelinin 28.000,00 TL olduğu, bu bedelin sözleşmede kararlaştırılan % 3'ünün 840,00 TL olarak hesaplandığı, bu miktara ilişkin davalının takibe yönelik itirazının haksız ve yersiz olduğu gerekçesiyle başlatılan icra takibine davalının vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 840,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek üzere takibin devamına, kabul edilen asıl alacağın (840,00 TL) %20'si oranındaki icra inkar tazminatına hükmedilmesine, 4 nolu parsele yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; taşınmazın maliki satıcı ...'in tanık olarak verdiği ifadede gerçek satış bedelinin 150.000,00 TL olduğunu belirttiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede satış bedeli kısmı boş bırakılmış olsa da satıcının satış bedelini mahkeme önünde beyan ettiğini, 4 nolu parselin 17.08.2012 tarihinde davalının kardeşi tarafından satın alındığının tapu kayıtları ile sabit olduğunu, bu kısım üzerinden de komisyon ücretinin tayini gerektiğini, bozma ilamında da açıkça 4 nolu parselin 17.08.2012 tarihinde davalının kardeşi tarafından tapuda satın alındığının belirtildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davalıca alınan arsalar üzerinde yapılabilecek 30 daire için, daire başına 3.000,00 TL olarak ücretin alınacağının kararlaştırıldığını, Mahkemece satış değeri nazara alınarak bir ücret takdir edilecekse satışın gerçekleştiği dönemdeki gerçek satış bedeli üzerinden hesaplanmasının gerektiğini, icra inkar tazminatının asıl alacak olarak kabul edilen 840,00 TL üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, ilk olarak satışı gerçekleştirilen taşınmazların gerçek bedellerinin belirlenip bu bedeller üzerinden komisyon ücretinin hesaplanması ve buna bağlı olarak komisyon ücretleri üzerinden davalı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı, Tapu Müdürlüğünün 09.07.2019 tarihli yazısında dava konusu 4 nolu parselde satış işlemi olmadığı, 07.11.2019 tarihli yazısında da dava konusu 3 nolu parsel ile 4 nolu parselin 16.08.2012 tarihinde birleştiği ve 19 nolu parseli oluşturduğu, oluşan taşınmazın da 20 ve 21 parsellere ayrıldığı ve bu parseller üzerinde kat irtifakı tesisi işlemi yapıldığının belirtildiği anlaşılmakla 4 nolu parselin davalının kardeşi tarafından satın alınmadığı ve kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğu görülmekle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.