Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4879 E. 2024/2952 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eczanenin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenmeyen ilaç bedellerinin tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda kesintinin taraflar arasında imzalanan protokole aykırı olduğunun belirtilmesi ve ilaçların hastaya ulaşmasıyla protokol amacının gerçekleşmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin ilaç bedellerinin ödenmesine dair kararı, faiz başlangıç tarihinin düzeltilmesi suretiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/261 Esas, 2023/263 Karar

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; eczacı olan müvekkilinin, davalı idare ile aralarında imzaladıkları sözleşme ve protokol hükümlerine uygun olarak SGK mensuplarına ilaç sattığını, dava dışı hastanın kan ürünü reçetesi ile geldiğini ve ilaçların reçeteye istinaden hastaya teslim edildiğini, daha sonra davalı kurum tarafından reçete bedelinin, sisteme manuel olarak girildiği gerekçesiyle ödenmediğini ileri sürerek; 19.922,44 TL bedelin 25.08.2014 itiraz tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; SUT'un 4.1.5 maddesinin 2 numaralı bendi uyarınca doktor tarafından e-reçete olarak düzenlenen reçetelerin eczaneler tarafından manual olarak giriş yapılması durumunda reçete bedellerinin kurum tarafından karşılanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.12.2015 tarihli ve 2015/124 E., 2015/449 K. sayılı kararı ile; hükme esas alınan raporda, reçetenin davacı tarafın bilgisi dışında e-reçete olarak düzenlendiği, söz konusu reçetenin gerçek bir reçete olduğu, reçete sahibinin ilaçları bizzat eczaneden kendisinin aldığı, kağıt ortamda yapılan işlemlerin tamamının prosedürlere uygun olduğu, eczane çalışanlarının e-reçete numarası talep etmelerine karşılık reçete sahibinin e-reçete düzenlenmediğini beyan ettiği, dava konusu reçete bedelinin ödenmemesini gerektirecek bir usulsüzlük ve sahtekarlığın olmadığı, reçete bedelinin ödenmemesin işleminin haksız bir uygulama olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 19.922,44 TL'nin 25.08.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.05.2019 tarihli ve 2016/14717 E., 2019/6466 K. sayılı ilamıyla; "Davalı kurum vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, dava konusu reçete bedelinin ödenmeme sebebinin elektronik ortamda reçete düzenlenmiş olması halinde sisteme eczacı tarafından manuel girişi yapılan reçete bedelinin ödenmeyeceğinin 2012 yılı tebliğ, protokol ve SUT hükümlerine göre uygun olduğu ve bu hususun bilirkişi raporunda irdelenmediği itirazı mevcuttur. O halde, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, dava konusu kan ürününe ait olduğu ifade edilen mor reçetenin niteliği, kağıt reçete düzenleme şartları ve davalının bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek taraf ve yargı denetimine elverişli yeni bir rapor hazırlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davaya konu reçetenin gerçek bir reçete olması, ilaçları reçete sahibinin bizzat eczaneden kendisinin alması ve kağıt ortamda yapılan işlemlerin tamamının prosedürlere uygun olması hususları dikkate alındığında, reçeteye konu ilaçların hastaya ulaşmasıyla taraflar arasında imzalanan protokolün amacının gerçekleştiği, davaya konu reçetenin sisteme manuel olarak girilmesinin bu sonucu değiştirmeyeceği ve söz konusu işlemin davalı kurumun zararına yol açmayacağı, buna göre davalı kurum tarafından yapılan kesinti işleminin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne 19.922,44 TL'nin 31.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; mahkemece faiz başlangıç tarihi 31.08.2015 olarak gösterilmiş ise de dava tarihinin 31.03.2015 olduğunu, 25.08.2014 itiraz tarihinden itibaren faiz talep ettiklerini ileri sürerek; 25.08.2014 tarihinden itibaren faizin başlamasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili; dava konusu reçetenin doktor tarafından e-reçete numarasıyla e-reçete olarak düzenlendiğini ve medula sisteminde mevcut olduğunu, SUT'un 4.1.5 sayılı maddesinin 2 nci bendine istinaden kurumca bedelinin karşılanmadığını, kesintinin TEB ve SGK arasında imzalanan 2009 yılı Protokolüne istinaden düzenlendiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, uygulanacak hükmün açık olduğunu, kesintinin hukuka uygun olduğunu, kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kurum aleyhine vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğin savunarak, davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ödenmeyen ilaç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kesintinin taraflar arasında imzalanan protokole uygun olmadığının belirlendiği anlaşılmakla, davalının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hükmedilen alacağa dava tarihi olan 31.03.2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulaması gerekirken faiz başlangıç tarihini davacının talebi ve dava tarihi ile ilgisi bulunmayan 31.08.2015 tarihi olarak gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "31.08.2015'' ibaresinin çıkartılmasına yerine "dava tarihi olan 31.03.2015" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.