"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/428 E., 2022/474 K.
DAVA TARİHİ : 25.06.2014
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, borçlusu dava dışı ..., kefilleri dava dışı, ..., ... ve dava dışı... ve ... olan Gazipaşa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifinden kullanılan kredi sebebiyle Kooperatife banka aracılığı ile 3 üncü kişi olarak ödeme yaptığını ancak iade edilmediğinden 8.460 TL'nin tarafına iadesi için Gazipaşa İcra Müdürlüğünün 2014/327 E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, borçlu ... ve ...'ın borcun tarafından ödendiğini itiraz dilekçelerinde belirttiklerini, ödemelerin 3 üncü kişi olarak bizzat tarafından yapıldığını, borçluların bu borcu ödediklerini yazılı belge ile ispat etmelerinin gerektiğini, Gazipaşa İcra Müdürlüğünün 2014/237 E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; icra takip borçlularından ...'ın Gazipaşa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifinden almış olduğu kredinin kefili olduğunu, kredi asıl borçlusu olan ...'ın davacıya kredi borcunu kapatması karşılığında ev, dükkan ve tarla verdiğini, davacının bunların karşılığında kredi borcunu yatırdığını, kredi ödemesinin karşılığının kredi asıl borçlusu ... tarafından davacıya ödendiğini, bu nedenle açılan davayı kabul etmediğini, üçüncü kişi olarak hiç kimsenin karşılığını almadan başkasının borcunu kapatmak gibi bir zorunluluğunun olmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı ile kendisi dahil kredinin borçlu ve kefili olan hiçbir şahısla akrabalığının bulunmadığını, kredi asıl borçlusundan kredi borcuna davacı tarafından yapılan ödemenin karşılığı verilmesine rağmen ikinci kez kendisinden bu ödemenin tahsilinin talep edildiğini beyan ederek davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 29.12.2015 tarih ve 2014/270 E.- 2015/556 K. sayılı karar ile davacı tarafça takibe dayanak yapılan dekontlarda bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi ... adına ödemelerin yapıldığı belirtilmiş olup, davacı üçüncü kişi ödemeyi kendi adına değil asıl borçlu Halil adına yapmış olduğu ve bu itibarla davacının davalılara karşı alacağını ileri sürmekte ve dava açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarih ve 2016/29637 E.- 2019/7024 K. sayılı ilamı ile; Borçlar Kanunu'nun 587 nci maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin, diğer kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunduğu, dava konusu olayda da iş bu davanın tarafları olan kefiller, Kooperatiften alınan kredi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olduklarından, davacının hissesinden fazla ödediği ve davalıların hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalılara rücu hakkının mevcut olduğu, mahkemece kefalet sözleşmesine konu kredi borcu nedeniyle davacının ödediği miktar tespit edildikten sonra hissesi oranında diğer davalı kefillere rücu edebileceği alacak miktarı belirlenerek sonuca uygun karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, ilgili mevzuat hükümleri, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli, 2016/29637 E. ve 2019/7024 K. sayılı ilamı, toplanan deliller, taraflar beyanları ile Gazipaşa İcra Müdürlüğünün 2014/237 Esas sayılı icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davalıların söz konusu kefalet sözleşmesinde kefil oldukları, sorumluluklarının sözleşmenin alacaklısı konumunda bulunan dava dışı S.S. Gazipaşa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanlığı'na karşı olduğu, 3 üncü kişi sıfatı ile ödeme yapan davacıya karşı ilgili mevzuat hükümleri kapsamında yaptıkları kefalet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalıların itiraz dilekçelerinde ödemeyi davacının yaptığını kabul ettiklerini, halefiyet ilkesi gereğince alacaklının tüm haklarının davacıya geçtiğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl borçlunun borcunu ödeyen 3.kişinin ödediği bedelin kefillerden tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
2. İlgili Hukuk
1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/1 maddesi: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 09.11.1988-3494/1 md.)
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 83 üncü maddesi: Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilamında yer alan davacının kefil sıfatıyla ödeme yaptığı hususundaki tespitin maddi hataya dayandığı ve bu hata neticesinde taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, davacının kredi borçlarının halefi olduğunu ispatlayamadığının anlaşılmasına göre mahkeme kararının doğru olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.