"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/175 E., 2022/374 K.
DAVA TARİHİ : 30.12.2003
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı avukata takibe koyması için biri 1.800 USD, diğeri 7.000 TL bedelli iki bonoyu verdiğini, davalının 7.000 TL bedelli bonoyu kaybettiğini ve takibe koyamadığının anlaşıldığını bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek faiz kayıpları ile diğer tüm zararlarının karşılığı olarak şimdilik 7.000 TL'nin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; 1.800 USD bedelli bonoyu takibe koyduktan sonra dava konusu senedi takibe koymayı borçlunun mal varlığının yeterli olup olmadığını anlamak için kıymet takdiri yapılana kadar ertelemeye karar verdiğini, bu sırada evinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle evrak çantasının çalındığını dava konusu bononun da bu çantanın içinde olduğunu, meydana gelen hırsızlık olayında bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 2005/575 E.- 2008/296 K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 2008/14426 E. 2009/4502 K. sayılı ilamıyla; davalının makul sürede bonoyu icra takibine koymayarak kusurlu davrandığı kabul edilmekle birlikte tazminat talep edilebilmesi için zararın da olması gerektiği, mahkemece bu bağlamda senedin kaybolması nedeniyle yasal işlemler yapılması halinde alacağın tahsilinin mümkün olup olmayacağı, senedin kaybolmamış olması halinde de borçlunun durumu itibariyle alacağın tahsilinin olanaklı olup olmadığının araştırılması gerektiği, şayet senet kaybolmamış olsaydı dahi alacağın tahsil olasılığı yoksa veya senedin zayi nedeniyle iptal davası açılıp alacağın tahsili mümkün ise zararın varlığından bahsedilemeyeceği ve davalının sorumlu tutulamayacağından bahisle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 2009/277 E.- 2010/354 K. sayılı kararıyla; dava konusu bononun borçlusunun mali gücü bulunmadığından senedin tahsilinin mümkün olmadığı bu nedenle davacının zararının doğmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 2010/15322 E.- 2011/7013 K. sayılı ilamı ile yapılan araştırmaların bozma ilamına uygun ve yeterli olmadığı diğer (1.800 USD) bonoya ilişkin başlatılan takibin devam ettiği ve mahcuz taşınmaz üzerinde kıymet takdirinin yapıldığı, taşınmazın satışından sonra sıra cetvelinde davacıya düşecek muhtemel bir garame payının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 03.10.2017 tarih ve 2016/101 E.- 2017/389 K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 10.02.2020 tarih ve 2017/9771 E.- 2020/1702 K. Sayılı bozma ilamı ile mahkemece yapılan işlerin bozma ilamının gereklerini karşılamaya yeterli olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Didim İcra Dairesinin 2009/371 E. sayılı dosyasının tümüyle celp edilemediği, mecburen takipten kendilerine ne kadar ödeme yapıldığı vergi dairesi nezdinde araştırıldığı, 30.05.2022 tarihli Didim Vergi Dairesi Müdürlüğü yazısından, senet borçlusu dava dışı ...'un 12.01.2011 tarihi itibariyle gerçekten 46.387,56 TL vergi borcu olduğu, Didim İcra Dairesinin 2009/371 sayılı takip dosyasından 04.02.2013 tarihinde ulaştırılan 23.108 TL ile tamamen kapatıldığı, dolayısıyla 07.06.2017 ve 01.08.2013 tarihli bilirkişi raporlarında da vurgulandığı üzere borçluya ait taşınmazın 26.500 TL'ye satıldığı, masrafların mahsubunun ardından 23.150 TL alacaklılara ayrıldığı, dava konusu senet kaybedilmemiş olsa idi sadece vergi dairesine ödenen bölümün dışında kalan 42 TL yönünden tahsilat yapılmasının mümkün olabileceği ve davacının kaybedilmeyen ve takibe konulan diğer senedi ikinci sırada olup bu 42 TL'nin oraya ödenmesi mümkün olacağı bu hali ile dava konusu senedin kaybedilmiş olmasından dolayı bir zarar meydana gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı, davalının, kendisine teslim edilen senetleri zamanında yasal takibe koymuş olsa idi alacağının taşınmazın satışı ile tahsil edilebileceğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı müvekkilin davalı avukatına teslim ettiği kıymetli evrakın, davalı yedinde iken çalınmış olmasından kaynaklanan zarar istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilamında işaret edilen araştırmanın mahkemece yapılıp buna göre hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre mahkeme kararının doğru olduğu anlaşılmakla; davacının temyiz isteğinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.