"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/187 E., 2022/305 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, müvekkili ...'nın, ...'e hamile iken 28 Nisan 2010 tarihinde haftalık kontrol için davalı şirkete ait ... Hastanesine gittiğini, müvekkilinin henüz gebeliğinin 40. haftasının başında olmasına ve hiçbir doğum bulgusunun olmamasına rağmen o gün başka hastası olmayan davalı doktorun müvekkilini o gün doğurtmak istediğini, buna müvekkillerinin karşı çıktığını ancak doktorun muayeneden sonra müvekkillerine "suphi yöntemi" adını verdiği bir teknik uyguladığını, kendileri istese de istemese de doğumun o gün başlayacağını söylediğini, bunun üzerine hastaneye yatış yaptıklarını, ...nın sancısının olmamasına ve suyunun gelmemiş olmasına rağmen doğuma alındığını, buna o sırada görüntülü konuşma yaptığı kişilerin tanık olduğunu ve video kaydının bulunduğunu, kendisine suni sancı verildiğini, ıkınmasına rağmen bebek aşağıya inmeyince doktorun müvekkilinin çok şiddetli olarak karnına bastırdığını, bebeğin doğduğunda hareketsiz olduğunu ve nefes almadığını, ...'nın da çok fazla kanaması olduğunu, kanamayı durduramayan doktorun rahmini aldığını, kanamanın hala durdurulamamış olması nedeniyle başka bir hastaneye sevk edilen müvekkilinin yeniden ameliyata alınarak hayata döndürüldüğünü, bebeğin de uzun süre oksijensiz kalması nedeniyle beyninde yaygın ödem oluştuğunu ve epilektik bozukluk teşhisi konulduğunu, davalı doktorun özen borcuna aykırılığı nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000.00TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacı ...'nın sancı ile hastaneye geldiğini, muayenesinde 3 cm açıklık olduğunu, yatışı önerilmesine rağmen giden davacının 18.06'da tekrar sancı ile geldiğini, yatışı yapılarak takibe alındığını, doğum sırasında forseps ya da vakum kullanılmadığını, doğumda her zaman bulunan çocuk doktorunun bebeği aldığını ve hemen ardından şiddetli kanamanın başladığını yapılan müdahalelere rağmen kanamanın durdurulamadığını ve hastanın ameliyata alınıp, hastaya gerekli müdahalenin yapıldığını ve 24:10'da operasyona son verildiğini, ameliyatın 29. gününde hastanın tekrar kanamasının başladığını ve hasta yakınlarının ... Hastanesine dostları olduğunu ve hastayı oraya götürmek istediklerini belirttiklerini ve bunun üzerine hastayı ... Hastanesine götürdüklerini, hastaya gerekli tüm tıbbi yöntemlerin hızlıca uygulandığını, gerekli özenin gösterildiğini , tüm olumsuz durumların sebebinin ''uterus atonisi'' olduğunu, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.09.2015 tarihli ve 2011/398 esas, 2015/754 karar sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporuna göre kurallara uygun tıbbi yaklaşımlarda bulunulduğu buna rağmen komplikasyonlar yaşandığı, komplikasyonlara da gerekli müdahalelerin yapılmış olduğu davalıların kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 2016/18168 esas, 2019/ 11331 karar sayılı ilamıyla, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas kurulundan alınan raporda “... doğumu sonlandırmak için yapılan tıbbi girişimlerin tıp kurallarına uygun olduğu, bu tür zor doğumlardan sonra anne ve bebeğin sistem bulgularını etkileyebilecek daha önceden ön görülüp önlenemeyecek durumların oluşabileceğinin bilindiği, dolayısı ile annede görülen uterus atonisi ve bebekte oluşan solunum sıkıntısına bağlı ortaya çıkan nörolojik tablonun bu tür durumlarda her türlü özene rağmen oluşabileceği, komplikasyon olarak nitelendirildiği, oluşan komplikasyonlara zamanında gerekli müdahalelerin yapılmış olduğu, konu ile ilgili tüm sağlık personeline atfı kabil kusur ve ihmal bulunmadığı....” şeklinde tespitte bulunulduğu, yine davacıların itirazı üzerine 3 kadın doğum uzmanı, 1 beyin doktoru ve 1 çocuk doktorundan teşkil eden heyetten alınan raporda da tüm sağlık personelinin kusuru bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği buna karşın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. ... tarafından hazırlanan raporda normal doğum eyleminin yeterli ilerlemediği ve fetal distres geliştiği halde sezaryan yapılmamasının annede doğum sonrası uterus riskini arttırdığı ve bebekte hipoksik-iskemik ensefalopatiye bağlı ciddi beyin zedelenmesi riskini arttırdığı için davalı doktorun kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, bu şekilde raporlar arasında çelişki oluşturulduğu ve davacıların itirazlarının da karşılanmadığı anlaşıldığından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, anne ve bebeğin durumunun ayrı ayrı değerlendiren, konusunda uzman, akademik kariyere sahip içerisinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile çocuk hastalıkları (yenidoğan) uzmanı bilirkişilerin bulunduğu, daha önceki raporu düzenleyen bilirkişilerin görevli olduğu üniversiteden başka bir üniversitede görevli 5 kişilik bilirkişi kurulundan, davalıların gerekli özen ve dikkate gösterip göstermediği, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı hususlarını gösteren, davacıların itirazlarını karşılayan, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir,
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma doğrultusunda, 2 kadın hastalıkları Profesörü, 1 çocuk nöroloji uzmanı doktor, 2 çocuk hastalıkları (yenidoğan) Profesörü ile uzman doktorundan oluşan 5 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda anne ve bebek açısından doğumlarda gelişebilecek komplikasyonların her zaman öngörülüp önlenemeyeceğinin bilindiği, uterus atonisi ve bebekte gelişen perinatal hipoksi tedavisi için gereken özenin gösterilmiş olduğu bu durumlarla ilgili sağlık personelinin ihmal ve hatasının bulunmadığı kanaatine varılmasın nedeniyle haksız fiil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, davalı doktorun normal doğumu alttan müdahale ile erken başlatmak suretiyle FAZ-1’de belirlenen ve en temel haklardan kabul edilen hastanın esenliliği ve gönüllüğüne aykırı davrandığı, buna ilişkin aydınlatılmış onamının bulunmadığı, doktorun doğum sırasındaki kusurlu eylemleri ile anne ve bebeğinin kalıcı sakatlıklarına sebep olduğu yönündeki iddialarının yeterince incelenmediğini, davalının müvekkiline zorla doğum yaptırdığını üstten çökmek suretiyle yapılan zorlama sonucunda alt kısmın yırtılmasına ve bebeğin kanalda tıkanmasına sebep olduğunu, tanık beyanlarının ne bilirkişiler tarafından ne de Mahkeme tarafından dikkate alındığını, raporun somut olayla ilgisinin olmadığını uteris atonisi hakkındaki akademik anlatımdan ibaret olduğunu, müvekkilinde uteris komplikasyonu riski var ise davalının bunun için ne gibi bir tedbir aldığının ve bu konuda müvekkilinin aydınlatılmadığının açıklanmadığını, müvekkili ...'nın doğurganlığını yitirdiğini diğer müvekkili ...'in %90 oranında engelli kaldığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen borcuna aykırılığından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ıncı maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, bozmadan sonra alınan beş kişilik bilirkişi raporunda 40 hafta 3 gün olan gebenin spontan normal doğum yaptığı sezaryan endikasyonu ve müdahaleli doğum gerektiren bir durum olmadığı ancak doğumdan sonra uterus atonisi geliştiği, bunun da doktor ve sağlık personelince tıbbın gerek ve kurallarına uygun olarak yönetildiği, ihmal ve hatanın bulunmadığı kanaatinin bildirildiği anlaşılmakla; davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.