Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4954 E. 2024/3221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı hastanede gerçekleştirilen tedavilerde tıbbi uygulama hatası nedeniyle davacının bacağının kısaldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki Adli Tıp Kurumu raporu ve uzman bilirkişi heyeti raporlarına göre, davalı hastanenin tıbbi uygulama hatası bulunmadığı ve davacının şikayetlerinin komplikasyon niteliğinde olduğu değerlendirilerek istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1260 E., 2023/1231 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2019/448 E., 2022/139 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin iş kazası geçirerek yüksekten düştüğünü, iki bacağı ve sağ kalça kemiğinin kırıldığını, ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesinde bacaklarından ameliyat olduğunu, daha sonra kalçasındaki kemiğin kırık olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin davalı hastanede sağ kalça kemiğine platin takılmak suretiyle ameliyat edildiğini, ayrıca bacakları için de fizik tedavi işlemi uygulandığını, müvekkiline kalça ameliyatından kısa bir süre sonra ve daha tam olarak bacak kemikleri iyileşmeden uygulanmaya başlanan fizik tedavisi sırasında sol bacağındaki kırığın kaydırıldığını, müvekkilinin bacağını kullanamadığını, davalı hastanede sol bacak femur kemiğinden tekrar ameliyata alındığını, ameliyattan sonra kalçasındaki ağrıların artarak devam ettiğini, hastane kontrollerinde kalçasının iyileşme aşamasında olduğundan bahisle ağrıları için yüksek dozda ağrı kesiciler reçete edildiğini ancak ağrılarının artarak devam etmesi nedeniyle Denizli Pamukkale Üniversite Hastanesine gittiğini, yapılan tetkikler sonucunda davalı hastanede kalçasına adi platin takıldığını, bu nedenle bölgede iltihaplanma ve çürüme olduğunu tespit edilerek ameliyat olmasının şart olduğunun söylediğini, müvekkilinin Denizli Pamukkale Hastanesinde bir kere daha kalça kemiğinden operasyon geçirmek zorunda kaldığını ancak yine şifa bulamayarak Eğirdir Kemik Hastanesine gittiğini, burada yapılan tetkikler sonucunda da davalı hastanesinin bacağındaki ameliyat usulünce yapamadığını, kemiklerin arasındaki açıklığın kapanmadığını ve bu nedenle ameliyattan bu yana kırığın halen iyileşmediğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin tedavi için Eğirdir Kemik Hastanesinde iki kere bacak ameliyatı olduğunu, tüm bu yanlış tedaviler ve ameliyatlar sonrası müvekkilinin bacağının 3-3,5 cm kısaldığını ve artık koltuk değnekleri olmadan yürüyemez hale geldiğini ileri sürerek müvekkilinin uğradığı bedensel zararlar, işgücü kaybı ve yapmış olduğu tedavi giderleri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş gücü kaybı, 1.000,00 TL kalıcı sakatlık, 12.000,00 TL tedavi giderleri olmak üzere 13.100,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminat olmak, üzere toplam 43.100,00 TL'nin haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, davacının müvekkili hastane dahilinde tıp bilimine uygun, gerekli özen ve tedbir yükümlülüğüne dikkat edilerek tedavi altına alındığını ve hastaneden taburcu edildiğini, davacının müvekkili sağlık kurumundan ayrılmasının ardından hekimlerin kendisine verilen tavsiyeleri dinlememesi neticesinde sağlık sorunun oluştuğunu, davacıya yapılan işlemler öncesinde bilgilendirme yapılarak onamlarının alındığını, davacının bacağındaki rahatsızlığın ameliyat sonrasında kemik kaynamaması olduğunun her tedavi aşamasında kendisine bildirildiğini, davacının şikayetlerine yol açan durumların müvekkili hastanede meydana geldiğine dair herhangi bir somut delil bulunmadığını, özen yükümlülüğünün eksiksiz yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hastanede davacının ameliyatını yapan ve tedavisini düzenleyen dava dışı hekimlerin eylemlerinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, davacıda meydana gelen kalça enfeksiyonu femur psödoartrozu ve bacak boyu eşitsizliğinin komplikasyon olduğu, komplikasyonun davalı hastanede kullanılan malzemelerden kaynaklanmadığı, bu konuda davacıdan onam alındığı ve dosya kapsamındaki tıbbi kayıtlardan komplikasyon sürecinin doğru yönetildiği, davalı hastanenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrarla teknik bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, rahatsızlığın komplikasyon olarak değerlendirilmesi için hekimler tarafından tedavinin ve kontrollerin eksiksiz yapılması gerektiğini ancak müvekkili hakkında doğru tedavi yöntemi izlenmeyerek doğru zamanda fizik tedavi uygulaması yapılmadığını, ameliyatlardan önce müvekkilinin istenmeyen sonuçlar olabileceğine ilişkin bilgilendirilmediğini, davalı hastanede yapılan iki ameliyat sonrası müvekkilinin iyileşme göstermemesine rağmen aylarca oyalanarak ileri tedavi merkezlerine yönlendirilmediğini, müvekkilinde oluşan bacak boyu eşitsizliği komplikasyonun hatalı implant pozisyonundan kaynaklı olarak oluşabileceğinin bilirkişi raporunda da açıklanmış olmasına rağmen bilirkişilerce usulünce araştırma yapılmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, Mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu, Mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı ve özellikle dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumu Raporu ve 3'lü uzman bilirkişi heyetinden alınan taraf ve iddia ve savunmalarını karşılar taraf ve yasa yolu denetimine elverişli bilirkişi raporları kapsamına göre davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle alınan ATK raporu ve üniversite öğretim görevlilerinden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.