"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1039 E., 2023/1215 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2010/133 E., 2019/9 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı/birleşen davada davalılar ... ve şirket vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı/ birleşen dosyada davalılar ... ve şirket vekili Avukat ... ile davalı/birleşen dosyada davacılar vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar vekili; davacı ... ve ...'ın diğer davacı şirketin ortak ve temsilcileri olduğunu, müvekkilleri ve davalılar arasında imzalanan 14.10.2006 tarihli mal alım ve hizmet sözleşmesi ile müvekkillerin kuracağı şirket adına arazi alımı ve imar çalışması yapılması için anlaşma sağlandığını, müvekkillerinin bu sözleşme gereği ... San. ve Dış Tic. A.Ş. (... A.Ş.) isimli şirketi kurduğunu, ancak davalıların sözleşmeye uygun miktar ve nitelikte taşınmazı temin etmediğini, davalılara ihtarname gönderilerek eksik arazinin temininin istendiğini, ancak davalıların olumlu yanıt vermediğini ileri sürerek; sözleşme nedeni ile eksik kalan 112,148.79 m2 arazinin rayiç bedeli olan 7,850,413,39.00. TL' den şimdilik 100.000 TL'nin, sözleşmede belirtilen cezai şart toplamı olan 22,900,000 TL'den şimdilik 50.000,00 TL'nin sözleşme, müvekkil şirket adına alınan arazinin sözleşmede belirtilen şartlara uymadığından oluşan zarar olan 10,000,000,00 TL'den şimdilik 50,000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, davalıların müvekkillerinden aldığı fazladan 697.191,00 TL'den fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 50.000.00 TL'sinin sözleşme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 28.09.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile bu alacak kalemini 697.191,00 TL'ye yükseltmiştir.
2.Birleşen davada davacılar; müvekkilleri ile davalılar arasında 14.10.2006 tarihinde ''Mal ve Hizmet Alım Sözleşmesi'' imzalandığını, müvekkilerinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirip arazi alım işini gerçekleştirdiklerini, arazi alımı için toplam ödenen miktarın tapu kayıtlarında da gösterildiği şekilde 12.618.500 TL olduğunu, davalı tarafın bugüne kadar ödediği miktarın ise toplam 7.535.000 TL olup, davalılara sözleşme sırasında verilen 150.000,00 TL’lik teminat çekinin 3. şahsa ciro edilerek kullanmış olduğunu, bu miktar da ilave edildiğinde müvekkilerinin alacağı toplam tutarın 5.233.500 TL olduğunu ileri sürerek şimdilik 50.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar vekili; davaya bakmakla Serik Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın haksız olduğunu, kendilerinin sözleşme uyarınca gerekli işleri yaptıklarını, davacı şirket sözleşmeye taraf olmadığı için husumet itirazlarının bulunduğunu, yapılan harici sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacılardan kaynaklı sorunlar nedeniyle ve süresinde ödemeleri gereken parayı ödememeleri nedeniyle işe derhal başlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalı ... vekili; birleşen davanın haksız olduğunu, kendilerinin alacaklı olduğunu, davalı - birleşen davacıların süresinde taahhüt edilen miktarla ve taahhüt edilen fiyata taşınmaz temin edemediğini, davalı- birleşen davacıların bir alacağının bulunmadığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
3.Birleşen davada davalılar ... ve şirket vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın haksız olduğunu, davacıların sözleşme ile üstlendikleri taahhüdü yerine getirmediğini, dilekçelerinde belirtilen 5.083.500,00 TL ödemenin gerçeği yansıtmadığını, sözleşmede belirtilen arazi alım bedelinin belli olduğunu, bunun davacılarca taahhüt edildiğini, aradaki farkı ise kendilerinin ödemesi gerektiğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin ifasında davalılardan kaynaklanmayan imar işlemlerinin iptal olması, taşınmaz malikleri arasında pay devri, isim düzeltme gibi hususlar nedeniyle gecikme yaşandığı, sözleşmenin yükleniciler tarafından süresinde ifa edilemediği, belgelere göre davacının 1.700.481,43 TL alacaklı olduğu ancak bu miktarın ortaya çıkış nedeninin tapu birim fiyatı üzerinden yapılan hesaplamadan kaynaklandığı, sözleşme ifası ve taşınmaz alımlarının gecikmesi dolayısıyla taşınmaz değerlerinin yükseldiği, gecikmeden davalıların kusurunun olmadığı, beklenmedik durumlar geliştiği, son alım tarihlerine göre davacıların da bu gecikmeden haberdar olduğu ve rıza göstererek sözleşmeyi sürdürdüğü, tapuya yapılan ödemeler ve davalıların ödediği çek miktarı toplandığında 12.790.000,00 TL'ye ulaşıldığı, alınan taşınmazlar üzerinden davalıların asgari komisyonunun 521.319,80 TL olacağı, bu miktarlardan davacıların yaptığı ödeme mahsup edildiğinde arta kalan bir alacak, bulunmadığı, bu nedenle asıl davanın reddine karar vermek gerektiği, birleşen davacıların 5.083.500,00 TL harcama ve 150.000,00 TL'lik çek bedelinden karşı dava yoluyla şimdilik 50.000,00 TL'nin tahsilini talep ettiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın taleple bağlılık ilkesi uyarınca kabulüne, 50.000,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 17.03.2010 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte birleşen davacılara verilmesine ve fazlaya ilişkin talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki kararına karşı süresi içinde davacı- birleşen davada davalılar ... ve şirket vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporları takdiri delil niteliğinde olup mahkemece sözleşme hükümleri, tapu kayıtları, ödeme belgeleri ile sunulan deliller değerlendirilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu, davacı şirket tarafından 17.01.2006 tarihinde başlamak üzere farklı tarihlerde ve en sonuncusu 16.10.2007 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere davalılara toplam 5.773.750,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davacıların sözleşmenin 5. maddesindeki düzenlemede yer verildiği üzere taşınmaz alım bedellerini süresinde ifa etmediği, taşınmaz alımlarının sözleşmede belirlenen tarihlerden sonra devam ettiği, tarafların kabulündeki sözleşme iki tarafa edim yükleyen sözleşme olup, taşınmaz alım bedellerini süresinde ödemeyen davacıların davalıların sözleşme edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayalı asıl davadaki taleplerinin reddinin isabetli olduğu, resmi tapu satış senetlerindeki taşınmaz alım- satım tutarları dikkate alındığında ve özellikle davacı şirket kayıtlarında şirket adına alınan taşınmazların toplam 12.618,500 TL bedel üzerinden kayıtlı olduğu dikkate alındığında, asıl davada davacıların yaptığı ödemeler bu miktardan mahsup edildiğinde geri kalan ödemenin davalılarca karşılandığının kabulü gerektiği, buna göre birleşen davada davacıların satın alınan taşınmaz kısmı yönünden komisyon ve taşınmazların alımı için davalılar adına yaptıklarını ileri sürdükleri ödeme nedeniyle talepleriyle bağlı kalınarak birleşen davanın kabulü yönünde kurulan hükmün isabetli olduğu gerekçesiyle davacı-birleşen dosyada davalılar ... ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı- birleşen davada davalılar ... ve şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı- birleşen davada davalılar ... ve şirket vekili; Mahkemece bilirkişilerden alınan raporlar müvekkilleri lehine olmasına rağmen tamamen varsayım üzerine ve tek yanlı olarak hakkaniyete aykırı hüküm kurulduğunu, hakim tarafından takdir yetkisinin kötüye kullanıldığını, davalılardan ... tarafından düzenlenen, kanıt niteliğinde olmayan icmallerden hareket ederek, yine mevcut olmayan masraf belgeleri asılsız bir şekilde dayanak yapılarak usul ve yasaya aykırı karar verildiğini,14.10.2006 tarihli sözleşmedeki asıl amacın, üzerine toplamda 850 900 arasında villa yapımına uygun imarlı arsanın müvekkiller adına alınıp tescil ettirilmesinin sağlanması olduğunu, müvekkilleri edimini ifa ettiği halde, davalıların sözleşmede özelliği açık ve net bir şekilde belirtilen nitelikte arazileri alamadıklarını, ayrıca arazi alım işlemini sözleşmede belirlenen sürede tamamlayamadıklarını, davalıların sözleşme hükümlerine aykırı davrandıkları ve edimlerini ifa etmediklerinin dosya içeriği ile kanıtlandığını, sözleşme uyarınca alınması gereken vasıfta arazi alınmadığı için müvekkillerinin inşaata başlayamadığını, arazi bedellerinin müvekkilleri tarafından birleşen davanın davacılarına ödendiğini ve tüm harcamaların da müvekkilleri tarafından yapıldığı hususunun bilirkişi incelemesi öncesinde sunulan dekont ve makbuzlarla sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme Gerekçe
Uyuşmazlık, asıl davada, 14.06.2006 tarihli mal ve hizmet alım sözleşmesi uyarınca eksik alınan arsa bedeli, cezai şart, fazla ödenen bedel ile alınan arazinin sözleşmede belirlenen şartlara uymamasından dolayı uğranılan zararın davalılardan tahsili, birleşen dava ise davalı şirket adına alınan taşınmazlar nedeniyle davalılar adına yapılan ödemeler ve komisyon alacağının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 14.06.2006 tarihli sözleşmenin tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olup öncelikle ödenmesi gereken arazi alım bedellerinin davacı-birleşen davada davalılar tarafından süresinde ödenmediği, süresinde ödeme yapılmaması nedeniyle arazilerin değerinin arttığı ve yine tarafların kabulü ve rızası ile yükselen bedeller üzerinden tapuda alımların yapıldığı, davacı-birleşen dosyada davalıların sözleşmenin davalı-birleşen dosyada davacıların kusuru nedeniyle ifa edilemediği ve bu nedenle zarara uğradıkları hususunu ispatlayamadıkları anlaşılmakla davacı- birleşen davada davalılar ... ve şirket vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı-birleşen davada davalılar ... ve ... A.Ş.'den alınarak, davalı-birleşen davada davacılara verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.