"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/193 E., 2023/421 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalı ile 25.05.2011-24.05.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kaptan pilotluk sözleşmesi imzaladığını, davalı pilotun çalıştığı süre boyunca davacı tarafından çeşitli eğitimlere gönderilmiş olduğunu, davalının hizmet sözleşmesinin 24.05.2013 tarihinde bitecek olmasına rağmen bu tarihten sonrada bünyelerinde çalışmaya devam ettiğini, bu durum karşısında ilgili sözleşmenin 1 yıl süre ile uzadığını, 30.05.2013 tarihinde davalının gönderdiği mesaj ile hizmet sözleşmesini 01.07.2013 tarihi itibari ile feshettiğini bildirdiğini, yapılan feshin tek taraflı ve haksız fesih olduğunu ileri sürerek; sözleşmenin (6.) ve (13.) maddeleri gereği erken fesih nedeniyle 18.750 USD eğitim masrafı ile 90 günlük ücreti tutarında cezai şart bedeli olan 12.000 USD toplamı olan 30.750 USD'nin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; talep edilen cezai şart bedellerinin fahiş olduğunu, sözleşme süresinin 24.05.2013 tarihinde dolmasına rağmen yerine pilot tahsis edilmediğinden 30.06.2013 tarihine kadar görev yaptığını, bu tarihten sonra sözleşmenin zaten kendiliğinden süresi dolduğundan tamamlandığını, sözleşmenin (6.) maddesi gereğince cezai şart talep edilmesinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2012/615 E., 2014/533 K. sayılı kararıyla; sözleşmenin geçerli olduğu dönemde 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) yürürlükte olduğu, taraflar sessiz kaldığından sözleşmenin 1 yıl süre ile uzadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 18.750 USD'nin 01.10.2013 tarihinden, 5.383,33 USD'nin 01.07.2013 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden dövize uygulanan yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.06.2017 tarihli ve 2015/16206 E. 2017/7084 K. sayılı ilamıyla, sözleşme süresinin 24.05.2013 tarihinde sona erdiği, bu sona ermenin 01.07.2012 tarihli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleştiği, davalının süre bitimine rağmen davacı şirkette çalışmaya devam ettiği, bu durumda tarafların örtülü iradesi ile taraflar arasındaki ilişkinin belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü, hal böyle olunca, Mahkemece taraflar arasındaki yeni ilişkinin sözlü ve belirsiz süreli sözleşme olduğu gözetilerek anılan Kanun hükümleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki ilişkinin 24.05.2013 tarihinden itibaren belirsiz süreli ve sözlü sözleşme olduğu gözetilerek 6098 sayılı Kanun hükümlerine göre değerlendirme yapıldığında; süresi sona eren davaya konu sözleşmenin hiçbir maddesinin geçerliliğinin kalmadığı, davacının eğitim masraflarını talep hakkının cezai şart kapsamında olduğu cezai şartın ancak sözleşmede her iki taraf için de konulması halinde geçerli olduğu, ancak dosyada taraflar arasında belirli süreli sözleşmenin sona ermesinden sonra yazılı bir sözleşmenin yapılmadığı, belirli süreli sözleşmenin sona ermesi için fesih ihbarına gerek bulunmaması nedeniyle davalının 01.07.2013 tarihli bildiriminin fesih ihbarı süresi kapsamında kaldığı, son bulan belirli süreli yazılı sözleşmeye dayanarak davacı tarafın istemde bulunmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığa 818 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini, hizmet sözleşmesinde uzama ihtimalini kapsayan düzenlemeler olmasının sözleşmenin süre sonunda kesin olarak sona ereceği savunmasının dayanaksız olduğunu gösterdiğini, 818 sayılı Kanun'un 339 uncu maddesine göre sona erme tarihinde her iki tarafın sessiz kaldığı belirli süreli sözleşmenin bir yıldan fazla olmamak üzere uzadığını, tarafların sözleşmenin sona erme tarihi gelmesine rağmen sessiz kalarak çalışmaya devam ettiklerini, müvekkilinin sözleşmenin sona erme tarihi 24.05.2013 olmasına rağmen davalıyı 08.04.2013 tarihinde yüksek maliyetli eğitime gönderdiğini, tarafların 1,5 ay sonra sona erecek bir sözleşme için bu şekilde maliyetli bir eğitim işine girmelerinin mümkün olmadığını, bu durum dahi taraf iradelerinin sözleşme uzayacağı yönünde olduğunu gösterdiğini, bozma ilamı sonrası alınan her iki bilirkişi raporunda da müvekkili şirketin cezai şart ve erken fesih tazminatı talep edilebileceğinin belirtildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan eğitim gideri ile cezai şart istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesine, bozmaya uyulmakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.