"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/348 E., 2023/930 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/535 E., 2019/1058 K.
Taraflar arasındaki kira tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının 2004 yılından beri davacılara ait taşınmazda kiracı olduğunu ve 15.03.2014 tarihinden itibaren tek taraflı olarak belirlediği aylık 33.000,00 USD kira ödemeye başlaması üzerine açılan kira tespiti davası kapsamında alınan bilirkişi raporunda 2014 yılı için 50.000,00 USD aylık brüt kira bedeli tespit edildiğini, yargılama sırasında tarafların anlaşması üzerine 29.06.2016 tarihli kira sözleşmesi ile kira bedelinin aylık net 35.000,00 USD olarak altışar aylık periyodlar halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, 2017 yılında davalının indirim talebinde bulunduğunu, bunun üzerine kiracının 5 yıl süre ile kiralananı tahliye etmeyeceği taahhüdü ve kira bedelinin aylık net 29.000,00 USD olarak ödenmesi yönünde 14.06.2017 tarihli protokolü imzaladıklarını, işbu protokolün imzalanmasından 1 yıl sonra yine davalının yeniden kira bedelinin indirilmesini talep ettiğini, bu kez de 07.06.2018 tarihli protokol ile kiracının 5 yıl süre ile kiralananı tahliye etmeyeceği taahhüdü ile kira bedelinin 28.200,00 USD’ye indirilmesini kabul ettiklerini, protokolün imzalanmasını müteakip 3 ay sonra davalının bu kez de .... Noterliğinin 33022 yevmiye numaralı ve 10.10.2018 tarihli ihtarnamesini keşide ederek, “28.06.2016 tarihli Kira Sözleşmesi ile Döviz olarak kararlaştırılan kira ödemelerinin Türk Lirası’na dönüştürülmesi gerektiğini” belirttiğini, davalının anılan ihtarnamesine .... Noterliğinin 36148 yevmiye numaralı 22.10.2018 tarihli cevabi ihtarname ile talebin haksız olduğunun bildirilerek; “29.000,00 USD olan kira bedelinin taraflarca kurdaki değişiklikler nedeniyle, 15.06.2018 tarihinde 28.200.00 USD’ye indirildiği kabul anlamına gelmemekle birlikte kira bedelinin TL olarak ödenmesi halinde hesaplamada 15.06.2018 tarihli döviz kurunun esas alınması ve bu kur üzerinden belirlenen miktara TÜFE aylık ortalamasının uygulanması gerektiği” hususunun bildirildiğini, davalının altı aylık dönemler halinde ödenen kira bedelinin 15.12.2018 tarihindeki ödemesini müvekkilleri ile herhangi bir mutabakata varmadan 25.12.2018 tarihinde 772.053,35 TL olarak eksik bir biçimde ödediğini, oysaki 15.06.2018 tarihli kur esas alındığında ödenmesi gereken kira bedelinin 6 aylı 899.170,74 TL olduğunu, davacının kötüniyetli davrandığını, kira sözleşmesinde zaten tebliğ sonrasında indirim yapıldığını, indirim yapan müvekkillerinin haklarının ve iyiniyetinin korunmadığını ileri sürerek; tarafların kira ödemelerinin döviz cinsinden yapılmasına, aksi halde 15.06.2018 tarihli döviz kuru esas alınarak eksik ödenen altı aylık 127.117,39 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kira bedeli indiriminin mevzuatın uygulanmasına ve Türk Lirasına dönüş kuruna etki etmeyeceğini, kur farkına ilişkin taleplerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, banka tarafından 24.12.2018 tarihinde ödenen kira bedelinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alındığını, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını savunarak, reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ'in (Tebliğ)) 8. İnci maddesi ikinci fıkrasında kira sözleşmeleri yönünden tebliğ kapsamında kalan sözleşmeler tanımlanıp, üçüncü fıkrasında ise kuralın istisnası olarak "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür." hükmünün düzenlendiği, bu düzenleme atfıyla on dokuzuncu fıkrasında ise, dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabileceğinin belirtildiği, davalı şirketin Ticaret Sicil Gazetesi'ndeki bilgiler doğrultusunda %99,81 oranında yabancı sermayeli olduğu ve Tebliğin sekizinci maddesinin ondokuzuncu fıkrası kapsamında kaldığı, davalının tarafı olduğu kira sözleşmesinin Tebliğ gereğince sözleşme bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi mümkün olan sözleşmelerden olduğu, tebliğ hükmünün kiracıya bedelin Türk Lirasına çevrilmesi konusunda bu yönde seçimlik hak tanımayacağı, bu konuda her iki tarafın mutabakatı gerekeceği, taraflar arasında sözleşme bedelinin Türk Lirasına çevrilmesi konusunda bir mutabakat olmadığı, kira bedellerinin döviz cinsinden ödenmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalı tarafından kira ödemelerinin döviz cinsinden yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, tebliğin hatalı yorumlandığını, yasal düzenlemelere aykırı karar verildiğini, banka uygulamaları tebliğe uygun olduğundan kira bedelinin döviz cinsinden ödenmesi talebinin reddi gerektiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararının uygulanabilir açıklıkta olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kiracı şirket QNB Finansbank A.Ş'nin %50'den fazla payının yabancı şirket olan Qatar National Bank S.A.Q.ya ait olduğu, şirketin tebiğin sekizinci maddesinin üçüncü ve on dokuzuncu fıkraları uyarınca istisnai kişiler arasında bulunduğu, dolayısıyla kira bedelinin Türk parasına çevrilmesinin zorunlu olmadığı, sözleşmede tarafların karşılıklı rızaları ile yazılı şekilde değişiklik yapılmadığı gözetildiğinde döviz cinsinden kira bedeli borcunun devam ettiğine dair İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini karar hükmü uyarınca hükmün kiraciya seçenek tanıdığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, döviz cinsinden belirlenen kira bedelinin Türk Lirasına çevrilmesi zorunluluğu bulunmadığının, kira bedelinin döviz cinsinden ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
2. 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 1 inci maddesinin verdiği yetki gereğince 07.08.1989 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Bakanlar Kurulu kararında değişiklik yapılmasına dair 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
3. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin tebliğ’in 8 inci maddesi
4. Dairece verilen 13.12.2023 tarihli ve 2023/5463 E. , 2023/3696 K. sayılı ilam
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, taraflar arasındaki kira sözleşmesi davalının ortaklık yapısının niteliği doğrultusunda Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2018-32/52 nolu Tebliğ'in 8 inci maddesinin 3 üncü ve 19 uncu fıkralarında düzenlenen istisna kapsamında olmakla, taraflar yönünden kira bedelinin Türk Lirası olarak belirlenmesi zorunluluğu olmadığının, uyuşmazlık hukuki değerlendirme ile çözülmekle bilirkişi raporu alınmasını ve teknik inceleme gerektirir bir husus bulunmadığının, 19.06.2023 tarihli mutabakatın eldeki davada uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olmayıp 2023 yılı ikinci altı aylık dönem kira bedelinin Türk Lirası olarak belirlenmesine dair olduğunun, sonraki döneme ilişkin mutabakata dayalı olarak eldeki davanın kötü niyetli sürdürüldüğünün söylenemeyeceğinin zira uyuşmazlık konusu dönem bakımından taraflar arasındaki bu mutabakata konu edilmediğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.