Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5241 E. 2024/3432 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Noterin, sahte kimlikle yapılan araç satış işleminde gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin tazminat davası.

Gerekçe ve Sonuç: Noterin, sahte kimlikle yapılan araç satış işleminde kusursuz sorumluluğu bulunduğu, davacı hakkında açılan ceza davasının beraatle sonuçlanması nedeniyle davacının dolandırıcılığa iştirak ettiğine dair iddianın ispatlanamadığı ve noterin illiyet bağını kesecek bir durum ortaya koyamadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/163 E., 2023/222 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda kabul edilen miktarın duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı aracı noter satış sözleşmesi ile satın aldığını, adına tescil işlemleri için Trafik Tescil Amirliğine gittiğinde sahte kimlik ile satış yapıldığını öğrendiğini, satış yapılırken davalı noterin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi ve kimliği incelememesi nedeniyle davacının zarara uğradığını, bu konuda Savcılığa şikayette bulunduklarını belirterek; uğradığı zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; satış sırasında sunulan belgelerin sahteliğini anlamanın olanaksız olduğunu, davalı noterin yasal düzenlemeler gereğince yapması gereken incelemeyi yaptığını, davacının da aracın çalınması ve sahte belgelerle satılması eylemine katıldığını, başlatılan hazırlık soruşturması sırasında onun da şüpheli olarak sorgulandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.12.2009 tarihli ve 2008/252 E., 2009/308 K. sayılı kararıyla; noterin yaptığı işlemler sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermesinin görevinin bir parçası olduğu ve bunun ihlalinin tazminat sorumluluğunu gerektireceği, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nda (1512 sayılı Kanun) noterin kusursuz sorumluluğunun esas prensip olarak kabul edildiği, nüfus cüzdanın sahte olarak kullanılması ile işlem yapıldığı Noterin dikkatsizliği ile meydana gelen zarar ile kusur arasında illiyet bağının kesilmesini gerektirecek bir durum olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 13.500,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09.05.2011 tarihli ve 2010/5839 E., 2011/5322 K. sayılı ilamıyla; davada iddia edilen eylemle ilgili olarak başlatılan hazırlık soruşturması sırasında davalı ile davacının şüpheli olarak sorgulandıkları, araç hırsızlığı, dolandırıcılık ve noter katibinin görevi ihmal suçunu işlediği iddiaları ile başlatılan hazırlık soruşturmasının devam ettiği, hazırlık soruşturması sonucunda davacı, davalı ve diğer kişiler hakkında ceza davası açılabileceği, Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesi gereğince hukuk yargıcı, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular ile bağlı olduğu, dava konusu olayın özelliği nedeniyle hazırlık soruşturmasının sonucunun araştırılması, ceza davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme ve Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.01.2012 tarihli ve 2011/364 E., 2012/6 K. sayılı kararıyla; önceki gerekçelerin yanı sıra, hazırlık soruşturmasının halen devam ettiği gerekçesiyle; önceki hükümde direnilmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.03.2013 tarihli ve 2012/4-800 E., 2013/322 K. sayılı ilamıyla; “... hukuk hakimi, ceza mahkemesince saptanan eylemin sanıkça gerçekleştirilmediği yönündeki maddi olgu ile bağlı olacağından Yerel Mahkemece hazırlık soruşturmasının tıkandığı ve davalı noterin kusursuz sorumluluğu bulunduğu gerekçelerine dayalı olarak direnme kararı verilmesi isabetsizdir..." gerekçesiyle, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozma Sonrasında Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı noterin, davacının kimliği belirsiz satıcı ile birlikte hareket ettiği iddiasında olması dolayısıyla davacı hakkında ihbarda bulunması üzerine ceza soruşturmasında şüpheli sıfatıyla davacının da yer aldığı, soruşturma dosyasında faili meçhul şüpheli bakımından daimi aramaya alınmasına karar verildiği, dava dosyasının tarafları hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleştiği, dolayısıyla davacının dolandırıcılarla birlikte hareket ettiği iddiasının sübut bulmadığı, davada davalı noter tarafından sahte nüfus cüzdanı esas alınarak dava konusu aracın satışının yapıldığı, esas olarak nüfus cüzdanın sahte olarak kullanılması ile işlem yapıldığı, noterin dikkatsizliği ile meydana gelen zarar ile kusur arasında illiyet bağının kesilmesini gerektirecek bir durumun mevcut olmadığı, davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesildiğini ispat edemediği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 13.500,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; noter katibinin evrakı kontrol ederken gerekli özeni gösterdiğini, evrakın iğfal kabiliyeti bulunduğunu, alıcı- satıcının sahtekar olduklarını ve Hukuk Genel Kurulunun kararına uyan Mahkemenin soruşturma sonucunu beklemesinin zorunlu olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, noterin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1512 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.