"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1384 E., 2022/3093 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/283 E., 2022/147 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı şirket ile 03.10.2018 tarihli ve bir yıl süreli Elektrik Satış Sözleşmesi akdettiklerini, bu sözleşmeye bağlı olarak davalı şirketin elektrik kullandığını, davalıya elektrik satışının 01.11.2018 tarihinde başladığını, davalı tarafça sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca sona erdiği 01.11.2019 tarihinden 60 takvim günü öncesine kadar (en geç 02.09.2019 tarihine kadar) fesih bildiriminde bulunulmadığından sözleşmenin yenilendiğini ve sözleşmenin ... sona erme tarihinin 01.11.2020 olduğunu, davalının sözleşme yenilendikten ve sözleşmenin sona erme tarihi 01.11.2020 tarihi olduktan sonra taraflarına gönderdiği 06.12.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini ve gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiğini, davalının sona erme tarihinden önce sözleşmeyi sona erdirmesi nedeniyle gönderilen ve ödenmemesi nedeniyle de takibe konu edilen cezai şart faturasını ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacı şirket ile 03.10.2018 tarihinde imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesini 06.12.2019 tarihinde noter aracılığı ile gönderdikleri ihtarname ile hukuka uygun şekilde feshettiğini, olaya Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin uygulanması gerektiğini, bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda 03.10.2018 tarihinde imzalanan sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesine rağmen davacı tarafın 14.09.2020 tarihli 272.327,00 TL bedelli e-faturayı sistem üzerinden taraflarına tebliğ ... sonrasında da haksız icra takibi başlattığını, davacıya borçları bulunmadığından takibe itiraz ettiklerini, davacının genel işlem koşullarını içeren sözleşmeye dayanarak cezai şart talebinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği, davalının sözleşmenin sona erme tarihinden önce sözleşmeyi sona erdirmesi nedeniyle davalıya cezai şart faturası tanzim edilip gönderildiği, davacının davalı tarafa tanzim ettiği son iki fatura toplamının 272.327,77 TL olduğu, davacının davalı yana tanzim ettiği 14.09.2020 tarihli cezai şart içerikli bu faturanın son ödeme tarihinin ise 25.09.2020 olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacı şirketin sözleşmenin sona ereceği tarih konusunda şirketlerini 60 ... önce bilgilendirmediği ileri sürülmüşse de, sözleşme hükümleri incelendiğinde davacının böyle bir yükümlülüğünün olmadığı, ayrıca davalı şirketin tüketici olmadığı, dolayısıyla Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin tüketici konumunda olmayan davalıya uygulanamayacağı, yine her ne kadar davalı taraf sözleşme hükümlerinin müzakere edilemeden ... taraflı olarak davacı tarafça belirlendiğini ileri sürmüşse de, davalının basiretli bir tacir gibi sözleşme hükümlerini incelemesi gerektiği, bu nedenle sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırı olduğuna yönelik itirazına itibar edilmediği, raporda davacının cezai şart faturasının davalı tarafın mahvına sebep olabileceğinin belirlendiği, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu'nun 182 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezai şart tutarında takdiren % 30 oranında indirim yapılarak 190.628,90 TL üzerinden hüküm kurulması gerektiği, sözleşmenin 7 ve 1 ... maddesine göre davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren aylık % 2 oranda gecikme zammı yürütülebileceği, cezai şart tutarı taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirleneceğinden ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 190.628,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24 oranında faiz işletilmesine, bakiye talebinin reddine, davacının inkar tazminatı ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; cezai şartın davalının mahvına sebep olacağına yönelik indirimin hatalı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu'nun 22 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre davalı tacir olduğundan cezai şartta indirim yapılamayacağını, ayrıca cezai şartın davalının mahvına yol açacak miktarda olmadığını, davalının cevap dilekçesinde böyle bir talebi de bulunmadığını, dava konusu cezai şartın sözleşmesinin süresinden önce davalı tarafça feshi nedeniyle son iki fatura toplamı tutarında olduğunu, bu tutar davalının mahvına sebep olmayacağından cezai şarttan indirim yapılamayacağını, ayrıca alacağın likit olduğunu ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; sözleşme her ne kadar kendiliğinden devam etmiş ise de belirli süreli sözleşme olduğunu ve 03.10.2018 tarihinde 12 aylık süre için imzalanan sözleşmenin feshinin noterlikten çekilen 06.12.2019 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, sözleşmenin usulüne uygun sonlandırıldığını, cezai şart hükümlerinin uygulanamayacağını, davalı ... tüketici olduğundan tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, davalının sözleşmeyi tüketici sıfatıyla imzaladığını, sözleşmenin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 14 üncü maddesi uyarınca sonlandırıldığını, aynı Yönetmelik'in 16 ncı maddesine göre ceza ... ödenmeyeceğini, cezai şart tutarının davalının mahvına sebep olacak miktarda olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar tacir olduğundan Mahkemenin görevli olduğu, sözleşme serbestisi ve tacir olan tarafların basiretli davranma yükümlülükleri dikkate alındığında davalının sözleşmenin ceza koşuluna ilişkin hükmünün genel işlem ... olduğu yönündeki iddiasına itibar edilemeyeceği, sözleşme hükümlerine göre belirlenen 272.327,77 TL tutarındaki cezai şart faturasından Mahkemece %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasında bir isabetsizlik olmadığı, tacir olan davalının tüketim miktarları gözetildiğinde ilgili Yönetmelik'in 14 ve 16 ncı maddelerinin eldeki olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, cezai şarta dayanak olan son iki aylık fatura bedellerine ilişkin 272.327,77 TL'lik cezai şart miktarı açısından takibe konu edilen alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, hakkaniyet indiriminin alacağın likit olmasına engel teşkil etmediği gözetildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, davacının bu talebine yönelik istinaf başvurusunun yerinde görüldüğü gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun icra inkar tazminatın yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 190.628,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24 oranında faiz işletilmesine, fazlaya dair talebinin reddine, asıl alacak tutarı olan 190.628,90 TL'nin %20'si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca alacak likit olmamasına rağmen davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinden sonra haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı cezai şart bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesinin birinci fıkrası; ''Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya ... amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, ... ve ortak iradeleri esas alınır.
''
2. 6098 Sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi; ''Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.
'' şeklindedir.
3. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Kanun'un 20 nci maddesinde; "Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, ... başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem ... sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, ... başına, onları genel işlem ... olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır." şeklinde genel işlem koşulları düzenlenmiştir.
4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz ... ... ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın ... miktarı belli, ... ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda; tarafların tacir olduğu ve sözleşme serbestisi kapsamında karşılıklı yapılan müzakereler sonucunda davaya konu sözleşmenin imzalandığı belirlenerek genel işlem koşullarının ihlali iddiasının yerinde görülmemesine, ayrıca davalının tüketimi düşük ... tüketici olmaması nedeniyle imzaladığı ikili anlaşmaya Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 14 ve 16 ncı maddelerinin uygulanmayacağının belirlenmiş olmasına, tarafların aralarında akdettikleri sözleşme hükümleri gereğince davacı elektrik şirketinin davalıya düzenlediği son iki adet fatura tutarındaki ceza koşulunun aşırı bulunarak 6098 sayılı Kanun'un 183 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca indirilmesinde temyiz edenin sıfatı da dikkate alındığında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Her ne kadar davacı taraf inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de, cezai şart fahiş görülerek takdiri indirim uygulanmıştır. Diğer bir anlatımla, tenkise tabi alacak likit olmadığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemez. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; hüküm altına alınan alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer ... '' 2- Asıl alacak tutarı olan 190.628,90 TLnın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,'' ibaresinin çıkartılarak yerine " 2- Alacak yarğılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.