Logo

3. Hukuk Dairesi2023/527 E. 2023/2357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının pay sahibi olduğu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucu satılmasından sonra, satış bedelinin davalı idare tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunda yaşanan ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alacağının tahsili için yetkilendirdiği avukata, davalı idarece satış bedeli ödendiğinin tespit edilmesi ve davacının paranın kendisine ulaşmadığı iddiasının vekili ile arasındaki bir iç mesele olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2831 E., 2022/3010 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/265 E., 2019/399 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; pay sahibi olduğu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, kendisine ulaşılamadığı için adına kayyım tayin edildiğini, taşınmazın satılmasının ardından pay bedelinin kayyım hesabına yatırıldığını, davalı idareye başvuru yapmasına rağmen hak sahibi olduğu bedelin kendisine ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL'nin bankaya yatırıldığı 10.11.1997 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aksi takdirde taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı vekili tarafından Kayyım Bürosu Başkanlığına verilen 02.12.2002 tarihli dilekçeyle hesaba yatırılan para ile birlikte işlemiş faizlerinin ödenmesinin talep edildiğini, 09.01.2003 tarihli yazı ile ... Bankası Nuruosmaniye Şube Müdürlüğünden gerekli ödemenin yapılmasının istenildiğini, banka tarafından aynı ... ödeme yapılarak hesabın kapatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Kadıköy 17. Noterliğinde düzenlenen 01.11.2001 tarihli vekaletname ile Av. ... Ş.'ye dava konusu bedelin tahsili için vekalet verdiği, vekilin idareye başvurarak hesaba yatırılan paranın ... ile birlikte işlemiş faizlerinin tarafıma ödenmesi talebinde bulunduğu, İstanbul Valiliği Defterdarlık Kayyım Bürosu Başkanlığının 09.01.2003 tarihinde fon hesabına kesinti sonrası bakiye tutarın tamamının faizleri ile birlikte ödenmesi için bankaya talimat verdiği, kayyım idaresindeki vadeli-vadesiz mevduat hesabındaki mevcut paranın 09.01.2003 tarihinde davacı vekili Av. ... Ş.'ye 565.533.077,00 TL (Eski Para) olarak ödendiği, satış bedelinin mükerrer talep edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taşınmazının satılarak bedelinin davalı kurum uhdesine geçtiğini, bedelin kendilerine ödenmesi için talepte bulunduğunu ancak olumlu cevap alamadığını, dava konusu bedelin Av. ... Ş.'na ödendiğine dair delil bulunmadığını, bedelin ödenmediğini, fon hesabına aktarılan tutarın da dava dilekçesinde talep edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul Valiliği Defterdarlık Kayyım Bürosu Başkanlığının ... Bankası Nuruosmaniye Şubesi Müdürlüğüne 09.01.2003 tarihinde gönderdiği yazı ile vadeli ve vadesiz hesapta bulunan bedelden 195.108.000 TL nin fon hesabına kesinti olarak yatırılması, bakiye olarak kalan tutarın tamamının faizleri ite birlikte davacı vekili Av. ... Ş.'ye ödenerek hesabın kapatılması talimatı verdiği, yazı üzerinde el yazısı ile "Aslını elden aldım" 09.01.2003 Av. ... Ş. ... vekili ibaresi altında imza ve yazı ekinde İstanbul Barosu Avukat Kimlik Belgesi ibraz edildiği, bilirkişi raporunda da paranın davacı vekiline ödendiğinin belirtildiği, paranın kendisine ödenmediği hususunun vekili ile arasındaki iç ilişkiden kaynaklandığı gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrarla, vekili arasındaki iç ilişkiye yönelik gerekçenin doğru olmadığını, vekile ödenen bedel bulunmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmistir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının pay sahibi olduğu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası neticesinde satılmasının ardından kayyım atanan davalı tarafından satış bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Hesap Verme" başlıklı 508 ... maddesi; ''Vekil, vekalet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekillikle ilişkili olarak aldıklarını vekalet verene vermekle yükümlüdür.

Vekil, vekalet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de vermekle yükümlüdür." şeklinde düzenlenmiştir.

2. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda ... bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, iddia edilen vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda; davacı tarafından dava konusu bedelin tahsili için dosya numarası bildirilerek vekil tayin edilen avukata yetki verildiğinin ve davalı idare tarafından hesaba yatırılan bedelin ödenmesi talimatı üzerine banka tarafından yetkili vekile ödeme yapıldığının belirlenmiş olmasına, eş söyleyişle davacının yukarıda yer verilen 508 ... madde uyarınca davacının paranın kendisine ödenmediği yönündeki iddiasının vekili ile arasındaki iç ilişkiden kaynaklandığının tespit edilmiş olmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.