"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/547 E., 2021/296 K.
Taraflar arasındaki hak sahipliği belgesinin düzenlenmesi, olmadığı takdirde alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece hak sahipliği belgesinin düzenlenmesi talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı, davalılar Maliye Hazinesi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 23.02.2023 tarihli ve 2022/8078 E. 2023/218 K. sayılı ilamıyla Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ile davalılardan ........, vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu 10 dönüm araziyi 11.12.1997 tarihli harici satış sözleşmesi ile aynı zamanda davalı ...'in de vekili olan .........,'dan satın aldığını, satış bedelini ödediğinden 1126 parsel numarasını alan taşınmaz için tanzim edilen 10.02.1998 tarihli kadastro tutanağında hak sahibi olarak yazıldığını, daha sonra 176 ada 12 parsel olarak tespit gören taşınmaz için tanzim edilen ve 20.10.2010 tarihinde askıya çıkarılan kadastro tutanağında ise taşınmazda hak sahibi olarak yazılmadığını, bu duruma satıcı olan Yaşar'ın ölümünden faydalanan davalıların neden olduğunu,müvekkilinin kadastro tutanağına karşı yapmış olduğu itirazın reddedildiğini ileri sürerek; 6292 sayılı Kanun uyarınca dava konusu 176 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili hak sahipliği belgesinin müvekkili olan davacı adına düzenlenmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde satış bedeli olarak ödenen 10.000,00 USD'nin denkleştirici adalet kurallarına göre ulaştığı bedelin ve aynı sözleşme ile belirlenen cezai şarttan şimdilik 20.000,00 USD'nin fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili; evveliyatı orman olan taşınmaz hakkında yapılan çalışmalarda, davacının zilyetliğini ispat edemediği için beyanlar hanesine kaydının yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... ve diğerleri vekili; davacının hak sahipliği belgesi isteminin kesinleşen mahkeme kararı nedeniyle reddi gerektiğini, bedel istemi yönünden ise, davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca ......,'ın 10.03.2010 tarihinde öldüğünü, bu nedenle vekalet görevi son bulan avukat ......, imzalı 20.12.2011 tarihli belgenin bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacının sözleşmede yazılı olan 500 TL'yi ödediğini ......, 'dan duyduklarını, ancak bu bedel dışında bir ödeme yapılmadığını, davacı ile yapılan sözleşmenin avukat İsmail tarafından 18.01.2003 tarihinde iptal edildiğini, satış bedelinin bakiye kalan bölümünü ödemeyerek 11.12.1997 tarihli sözleşmeye aykırı hareket etmiş olan davacının kararlaştırılan cezai şartı da talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.11.2015 tarihli ve 2013/229 E., 2015/393 K. sayılı kararıyla; davacının hak sahipliği belgesinin düzenlenmesi talebine ilişkin olarak, taraflar arasında kadastro mahkemesinde görülen tespite itiraz davasında verilen davanın reddine dair kararın kesinleştiği ve 6292 sayılı Kanunda öngörülen koşulların oluşmadığı, bedele ilişkin talep yönünden de davacının satış bedelini ödediğini kanıtlayamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 24.10.2017 tarihli ve 2016/9102 E., 2017/14510 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafın sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olan 11.12.1997 tarihli sözleşmenin 03.12.2012 tarihinde ifasının imkansız hale geldiği, davacı tarafından 11.12.1997 tarihinde ödenen 500.000.000,00 TL'nin (yeni 500 TL'nin), denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ifanın imkansız hale geldiği tarihte ulaşacağı alım gücünün, çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılması ve sonuca göre terditli olarak ileri sürülen bedel talebi hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı tarafın temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının hak sahipliği belgesine yönelik talebinin idarenin işlemi olduğu, bu talep ile ilgili olarak idare yerine geçecek şekilde karar verilmesinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle reddine, davacının bedele yönelik talebinin kısmen kabulü ile; 12.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsiline, davalı Hazine lehine AAÜT gereğince 23.944,50 TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; 07.10.2021 tarihli ek kararla; hüküm fıkrasının 7 nci bendinde Hazine lehine sehven 23.944,50 TL vekalet ücreti hesaplandığı gerekçesiyle vekalet ücretinin 4.080,00 TL olarak tashihine re'sen karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili, davalılardan Maliye Hazinesi vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 23.02.2023 tarihli ve 2022/8078 Esas, 2023/218 Karar sayılı ilamıyla; davacının tüm, davalı ...'ın sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişilerin konunun uzmanı olmadığı, bundan ayrı, alım gücünün hesaplanması noktasında, ekonomik etkenlerden olan faizin ortalamaya dahil edilmediği ve hesaplamaya esas alınan ekonomik verilerin yıl yıl ulaştığı değerler tek tek uygulanmadan sonuca varıldığının anlaşıldığı, Mahkemece; konusunda uzman bilirkişiden, davacının ödediği satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarihte ulaştığı alım gücünün; enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vb. ekonomik etkenlerin ödeme tarihinden itibaren yıl yıl ulaştığı değerler gösterilmek suretiyle belirlenmesi için rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hükme elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, Mahkemece; davalı Hazine lehine hükmedilen 23.944,50 TL vekalet ücretinin 07.10.2021 tarihli tashih kararı ile 4.080 TL olarak düzeltilmesi, davalıya tanınan hakların sınırlandırılması niteliğinde olup, 6100 sayılı Kanun'un 304 ve 305 inci maddeleri hükmüne aykırı olduğu gerekçeleriyle hüküm bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile davalılardan ........, vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1. Davacı vekili; davalılar tarafından dahi satış bedelinin bir kısmının ödendiği kabul edilmişken, murisin vekili satış bedelinin tamamını aldığını yazılı olarak beyan ve ikrar etmişken, mahkemece satış bedelinin ödenmediğinden bahisle davanın reddinin hatalı olduğunu, tapusuz taşınmazlarda harici sözleşme ile zilyetlik ve mülkiyet sözleşme tarihinde alıcıya geçtiğinden dava konusu taşınmazda hak sahibinin davalılar değil davacı olduğunu, mahkemenin geçerli sözleşmeye rağmen, davacının ödediği bedel nedeniyle denkleştirici adalet kurallarına göre zararın karşılanmasına da karar vermediğini, sözleşme geçerli olduğundan sözleşmede yer alan 120.000 USD' lik cezai şarta da hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; dava konusu sözleşmede ......,'ın imzası bulunmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı talebin reddi gerektiğini, alındığı belirtilen paranın davacıya iade edildiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenen satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalı ...'dan tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK., 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ehil olmayan bilirkişilerce tanzim edilip, alım gücünün hesaplanması noktasında, ekonomik etkenlerden olan faizin ortalamaya dahil edilmemesine, yine hesaplamaya esas alınan ekonomik verilerin yıl yıl ulaştığı değerler tek tek uygulanmadan sonuca varılmasının da hatalı olmasına, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin davacı vekilince ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekili ile davalılardan Şaban vekilinin karar düzeltme isteminin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
VII.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme istemlerinin AYRI AYRI REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzelme harçlarının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.