Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5322 E. 2024/104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia edilen yangın nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve alınan bilirkişi raporları değerlendirilerek, dava konusu yangın ile enerji nakil hattı arasında uygun illiyet bağının ispatlanamaması nedeniyle, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/458 E., 2019/591 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının Şırnak İli İdil İlçesi Duru Köyü'nde kain 1 nolu parselde ekili bulunan üzüm bağının 16.06.2009 tarihinde davalı şirkete ait elektrik direğinden çıkan kıvılcımların etkisi ile meydana gelen yangın neticesinde yandığını, davacının meydana gelen zararının tespiti yönünden İdil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/193 E. sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, o dosyada alınan elektrik bilirkişi raporu ve tanık beyanları ile söz konusu yangının davalı şirkete ait elektrik tellerinden çıktığının sabit olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 7.300,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; söz konusu yangının davalıya ait elektrik hatlarından kaynaklandığına dair somut bir verinin bulunmadığını, tespit dosyasında alınan elektrik bilirkişi raporunun muğlak tespitlere dayandığını, ilgili arıza kayıt defterinin incelenmesi ile olay tarihinde herhangi bir arızanın gerçekleşmediği ve herhangi bir ihbar gelmediğinin görüleceğini, olay yerine ait fotoğraflar incelendiğinde de, yangının çıktığı iddia edilen elektrik hattında herhangi bir direkte yanma, kararma, tel kopması olmadığı gibi direk dibindeki otların dahi yanmadığını, direğin yakın çevresi ile yakınındaki tarlada dahi yangına dair bir iz ve emare bulunmadığını, yaklaşık olarak 30-35 metre mesafedeki tarlaların yandığını, söz konusu yangının anız yakılmasından kaynaklanmış olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 10.02.2014 tarihli ve 2011/315 E 2014/79 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporunda; yangının yüksek gerilim iletim direği veya iletim hattından çıkmadığının, elektrik hattının yakınına yıldırım düşmesi sonucu çıktığının belirtildiği ve davacının davasının ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.10.2016 tarihli ve 2016/12149 E. 2016/12079 K. sayılı ilamıyla; "...Hal böyle olunca, Mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da gözetilmek suretiyle, öncelikle olay saatinin her türlü kuşkudan uzak şekilde tespitinin sağlanması, sonrasında ise dosya kapsamında yer alan Cizre ve İdil İtfaiye raporları arasındaki yangının çıkış nedenine ilişkin çelişkinin giderilmesi, yine dosya kapsamında yer alan 29.11.2011 ile 09.02.2012 tarihli meteoroloji raporları arasındaki çelişkiler de giderilmek suretiyle, tespit dosyasında yapılan mahkeme gözlemi ve o dosyada alınan elektrik bilirkişi raporu da dikkate alınarak, meydana gelen zarar ile söz konusu eylem arasında herhangi bir irtibat bulunup bulunmadığının her türlü şüpheden uzak şekilde tespitinin sağlanması yönünden, alanında uzman bilirkişi heyetinden mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması suretiyle, sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanıklardan bir kısmının beyanları ile yangının elektrik tellerinin birbirine çarpması sonucu çıktığı düşünülse dahi bozma sonrası aldırılan bilirkişi kurul raporlarında belirtildiği üzere; elektrik tellerindeki iletkenlerin sehimlerinin fazla olması sebebiyle şiddetli rüzgarda birbirine dolanması ihtimalinin düşük olduğu, hat iletkenlerinin beşik gibi aynı yöne sallanacağı, iletkenlerin biri sağ tarafa sallanırken diğerinin sol tarafa sallanamayacağı, anormal bir fırtına ve rüzgar olması halinde çok zayıf bir ihtimalle birbirine temas etme olasılığı olabileceği ancak dosya kapsamında hatların birbirine temas ettiğine dair kesin bir bulgu bulunmadığı, iletkenlerin birbirine alev çıkaracak kadar temas etmesi halinde tellerin kopması gerekeceği, yangın olayının tesisten 15-17 metre uzaklıkta bir noktada başladığı, direkte bulunan izolatörlerin sağlam olduğu, enerji taşıyan iletkenlerin kopmadığı, direkteki ek noktalarında kısa devre olmadığı, iletim hatlarında yanma ve ark izinin bulunmadığı, yine hat üzerinde olası bir kısa devre halinde dahi bu kısa devrenin 15-18 metre aşağıdaki kuru otları tutuşturmasının imkansız olduğu, anılan tüm sebeplerle dava konusu yangının elektrik nakil hattından çıktığına dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı, bozma sonrasında aldırılan her iki bilirkişi raporunun olaya ve dosya kapsamına göre yerinde olduğu, davacının yangının elektrik tellerinden çıktığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; ayrı ayrı açılan dosyaların birleştirilip ayrılmaları nedeniyle sağlıklı bir yargılama yürütülemediğini, bilirkişi incelemesinin tek dosya üzerinden yapılması nedeniyle zaman zaman hak kayıpları yaşandığını, bozma sonra yapılan araştırmaların uyuşmazlığı çözmeye yönelik olmadığı gibi uyuşmazlığı daha da karmaşık hale getirdiğini, bilirkişi raporlarının olayı açıklayıcı olmayan ve dosya somutu ile bağdaşmayan içerikleri dikkate alınarak kamu tanıklarının beyanları dikkate alınmadan karar verildiğini, kamu tanıklarının yangının elektrik tellerinden çıktığını beyan ettiklerini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, gerçeğin ve sorumluluk derecesinin ortaya çıkarılabilmesi amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün aynı müzekkereye iki farklı cevap vermesi hususunda araya başka etkenlerin girip girmediğinin araştırılmaya değer olduğunu, bilirkişi raporu incelendiğinde raporun giriş-başlangıç bölümü ile değerlendirme kısmının birbiri ile uyumlu olmadığı, yer yer tahminlere dayandığı, tanık beyanlarına bile farklı anlam ve yorumlar yüklendiği, elektrikten çıktığı konusunda tereddüt bulunmayan böylesi büyük yangının ciddi zarar oluşturması ve bu nedenle idarenin hukuki ve cezai sorumluluğunun tespiti bakımından ilk günden kolluk makamlarınca etkin bir soruşturma yürütülemediğini, bu olay için ceza soruşturması başlatılmamasının şüpheleri daha da artırdığını, yangının çıktığı saatlerde tüm ilçede elektriklerin kesildiğini, arıza ihbarının olmamasının elektriğin kesilmediğini değil ihbar konusunda bir alışkanlığın olmadığını gösterdiğini, direkte ark meydana gelen yerde parça kopması, aşınma ve çoklu şekilde bulunan tellerden birinin ucu açık bir şekilde yırtık olması gibi durumların mevcut olduğunu, bilirkişilerin tespitinin gerçek dışı olduğunu, kopan tel için ek yapılmadığı beyan edilmiş ise de, değişik iş dosyasında belirtildiği üzere en az 5 ayrı yerde ek olması karşısında bilirkişilerin bu görüşünün de isabetsiz olduğunu, iletken kopması veya direklerde herhangi bir aksaklığa rastlanılmadığı şeklindeki bilirkişi görüşünün de gerçeği yansıtmadığını, zira değişik iş dosyasında tellerin sarkık olduğunun ve pek çok yerden ek yapıldığının açıkça belirtildiğini, bilirkişiler tarafından olay yeri inceleme raporuna atıfta bulunularak yangının şimşek çakması veya yıldırım düşmesi nedeniyle çıkmış olabileceği belirtilmiş ise de, elektrik ve yangın uzmanı olup olmadığı şüpheli bir uzman jandarma tarafından yazılan tutanağa yüksek değerde önem vermenin elektrik ve yangın uzamanı olan bilirkişilerin bilgi ve görgüsüne gölge düşürebileceğini, rüzgarın batı yönünden doğu yönüne doğru estiğini, yanan ekinlerin tamamının direğin doğusunda kalan ekinler olduğunu, direğin altındaki tarla ekili olmadığından ve yanacak herhangi bir ot bulunmadığından yanmadığını, her şeyden önce davalı şirketin kusursuz sorumlu olduğunu, zira tehlikeli işlerle uğraşanların işin niteliği ve ilgili mevzuat hükümleri gereği meydana gelecek can ve mal kayıplarına karşı kusursuz olarak sorumlu olduklarını, ayrıca davalar seri nitelikte olduğundan davacı aleyhine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle uğranıldığı iddia edilen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

1. Elektrik enerjisinin taşındığı enerji nakil hattı ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması, sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).

2. Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda yangın olayının saatine ilişkin çelişki ile itfaiye ve meteoroloji raporları arasındaki çelişkilerin giderildiği, olay gününe ait tutanakları düzenleyen mümzilerin ve köy muhtarlarının tanık olarak dinlendiği, yine bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporlarının birbirini destekler mahiyette, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davaya konu yangın nedeniyle gerçekleşen zarar ile enerji nakil hattı arasında uygun illiyet bağının ispatlanamadığı, hükmedilen vekalet ücretinin de tarifeye uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

09.01.2024 tarihinde oy birligi ile karar verildi.