Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5391 E. 2024/3738 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin feshi ve bundan kaynaklanan teminat senedinin iadesi, kira alacağı ve tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin kiracı tarafından haklı nedenlerle feshedilmediği, teminat senedinin iadesi talebinin yerinde olmadığı, kiralananın yeniden kiraya verildiği tarihe kadar olan kira bedelinin kiracıdan tahsil edilebileceği, temizlik masraflarının kiracıya yükletilebileceği ve kararlaştırılan faiz hükmünün kira bedelinin geç ödenmesi koşuluna bağlı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/1280 E., 2023/305 K.

Taraflar arasında birleştirilerek ve karşılıklı görülen menfi tespit, tazminat ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalardır. Dosya içeriğine göre davalı kiraya veren tarafından açılan karşı davada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 7.020,93 TL olup, Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; karşı davaya ilişkin olarak karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik, davalı/karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalıya ait taşınmazı 05.05.2010 başlangıç tarihli sözleşmeyle kiraladığını, bu çerçevede davalıya 15.000,00 Euro tutarında teminat senedi verildiğini, kiralanan yerle ilgili çalışma ruhsatı almak için başvuruda bulunduğunu ancak taşınmazın iskânı bulunmadığından işyerinin mühürlendiğini, söz konusu idari işlemin iptali için idare mahkemesinde açılan davanın reddedildiğini, iskânın alınması için ihtarname keşide edilmesine rağmen davalının gereken işlemleri yapmadığını, kiralananın bu sebeple kullanılamadığını ve müvekkilinin kira sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, sözleşme çerçevesinde davalıya verilen senedin istenmesine rağmen iade edilmediğini ileri sürerek, senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalının kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada; kira sözleşmesini haklı olarak feshetmek zorunda kalan müvekkilinin 60.297,00 TL tutarında menfi ve müspet zararının davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP-KARŞI DAVA

Davalı vekili; davacının dava konusu taşınmazı depo olarak kullanmak üzere kiraladığını ancak belediyeye imalathane olarak kullanmak için başvurması nedeniyle ruhsat alamadığını, daha önceki kiracıların depo olarak kullanmak üzere başvurduklarında çalışma ruhsatı aldıklarını, kira sözleşmesinin feshinin haksız olduğunu, teminatın müvekkilinin maddi zararının karşılığı olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise; kiracının sözleşmeyi haksız olarak feshederek taşınmazı 18.01.2012 tarihinde tahliye ettiğini, müvekkili şirketin taşınmazı yeniden kiraya verdiği döneme kadarki süre için 6.785,00 TL kira alacağı olduğunu, ayrıca 1.189,00 TL elektrik borcunun ödenmediğini, kiracının taşınmazı hor kullanmasından ötürü taşınmazda 5.000,00 TL masraf yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın yanındaki saç depo olarak adlandırılan yerin 23.12.2011-23.02.2012 tarihleri arasında iki ay süre ile kiracı olarak kullanıldığını, saç deponun aylık kira bedelinin 1.500,00 TL olarak kararlaştırıldığını ancak davacı-karşı davalının bunu da ödemediğini, yine kiracının yükümlülüğünde bulunan ek trafo ikmali için 14.750,00 TL tutarındaki harcamaların müvekkili tarafından karşılandığını ileri sürerek, belirtilen masrafların karşı davalı kiracıdan tahsilini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.03.2014 tarihli ve 2012/221 E., 2014/366 K. sayılı kararıyla; davacı kiracının iş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmayan bir yerde çalışması mümkün olamayacağından kira sözleşmesini haklı olarak feshettiği, bu nedenle 15.000,00 Euro tutarındaki teminat senedini talep etmekte haklı olduğu ancak davalının kötü niyetli olduğuna dair delil ibraz edilmediğinden tazminat talebinin reddi gerektiği, ek trafo yapılması için harcandığı iddia edilen masrafların ispat edilmediği, sözleşme kiracı tarafça haklı olarak feshedildiğinden kira alacağı ve trafo kurulum bedeli taleplerinin haksız olduğu, iki ay kullanıldığı iddia edilen saç deponun davacı kiracı tarafından kullanıldığının ispat edilemediği, yine dava konusu taşınmazın kauçuk artıklarının temizlenmesi için gerekli bedele dair talebin ilgili tutanağa sonradan ilave edildiğinin davalı tanık beyanlarından anlaşıldığı, birleşen davada ise, davacı/karşı davalının dava konusu taşınmazda iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alındığı takdirde muhtemel müspet ve menfi zarar taleplerinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 09.09.2014 tarihli ve 2014/6046 E., 2014/9464 K. sayılı ilamıyla; kiracının kiralananı haklı nedenlerle feshetmediğinin anlaşılmasına göre temyiz eden davacı/karşı davalı vekilinin tüm, davalı/karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, asıl dava yönünden, kiracının akdi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme gereği teminat olarak verilen 15.000,00 Euro bedelli bono dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca kiraya verenin, kiralananı yeniden kiraya verebileceği süre ve hor kullanma tazminatı talepleri yönünden yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemece verilen 04.07.2018 tarihli ve 2018/53 E., 2018/1228 K. sayılı kararla; kiracının sözleşmeyi feshinin haklı görüldüğü, kiracı tarafça süresinde feshi ihbar yapıldığından, kiralananın yeniden aynı şartlarda kiraya verilmesi için geçen 1 ay 2 günlük süreye ilişkin kira bedelinden sorumlu olmayacağı, kiralananın teslimi sırasında tutanağa yazılamayarak sonradan ilave edilen ve yapılan keşif sırasında yeni kiracı tarafça kullandığı tespit edilen taşınmazdaki zemine dair hor kullanım iddialarının subut bulmadığı gerekçesiyle; önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarihli ve 2019/(6)3-3 E., 2022/398 K. sayılı ilamıyla; davacı/karşı davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, davacı kiracının basiretli bir tacir olarak kendi yükümlülüklerini yerine getirmediğinden sözleşmeyle belirlenen sorumluluklarından kaçınamayacağı, bu nedenle kira sözleşmesinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiğinden söz edilemeyeceği, karşı davada davacının mahrum kaldığı kira dönemini 20.01.2012-20.02.2012 olarak belirleyerek yalnızca bu döneme ilişkin kira bedelinin kiracıdan tahsilini talep ettiği, sözleşmeyi haksız fesheden davacı-karşı davalı kiracının taşınmazın yeniden kiraya verildiği bu tarihe kadarki kira bedelinden sorumlu tutulacağı, Mahkemenin taleple bağlı olduğu, bu nedenle kiralananın yeniden kiraya verilebileceği sürenin araştırılmasına gerek bulunmadığı, yine davacı/karşı davalının ancak kiralananın tahliye sırasında temiz bırakılması borcunu ifa etmemesi nedeniyle yapılacak harcama kadar tazmin borcunun bulunduğu gerekçesiyle, direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen davada verilen karar onanmakla, bu dosya ile ilgili yargılamaya devam edilmediğinden gerekçeli kararda yer verilmediği, kiracının akdi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme gereği teminat olarak verilen 15.000,00 Euro bedelli bono dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti talebinin yerinde olmadığı, karşı davada davacının mahrum kaldığı kira dönemini 20.01.2012-20.02.2012 olarak belirleyip yalnızca bu döneme ilişkin kira bedelinin kiracıdan tahsilini talep ettiği, sözleşmeyi haksız fesheden davacı-karşı davalı kiracının taşınmazın yeniden kiraya verildiği bu tarihe kadarki kira bedelinden sorumlu olduğu, bu sebeple de kiralananın yeniden kiraya verilebileceği sürenin araştırılmasına gerek bulunmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kiralananın boya ve badanalı, temiz ve eksiksiz şekilde kiracıya bırakıldığı belirtilmiş, kiracı da temizlik yapılarak taşınmazın iade edildiği iddiasını ispatlayamamış olmakla, davacı-karşı davalının kiralananın tahliye sırasında temiz bırakılması borcunu ifa etmemesi nedeniyle yapılacak harcama kadar tazmin borcunun bulunduğu, buna ilişkin alınan ek rapor doğrultusunda davacı kiracının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlendiği, diğer hor kullanım iddialarının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile toplam 7.020,93 TL'nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı/karşı davalı vekili; dosya kapsamıyla sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiği hususunun sabit olduğunu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 E., 1959/5 K. ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 E., 1960/9 K. sayılı kararlarına göre Yargıtayca maddi hatalı verilen bir karara mahkeme uymaya karar verse bile, usulü kazanılmış hakkın oluşmayacağı ve Yargıtayın kendi maddi hatalı bozma kararından dönmesinin mümkün olduğunu, yine hükmedilen tazminata avans faizi uygulanmasının da doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı/karşı davacı vekili; hükmedilen toplam 7.020,93 TL'nin 20.02.2012 temerrüt tarihinden işleyecek yıllık %120 oranındaki akdi faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, avans faiziyle tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, taraflar tacir olup sözleşme hükümlerinin geçerli olduğunu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda temizlik işinin 235,93 TL'ye yaptırılabileceğinin belirtilmiş olmasına rağmen Mahkeme gerekçesinde bu hususa yer verilmemiş olmasının hatalı olduğunu ve belirlenen bedelin düşük hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve karşı davalarda uyuşmazlık, kira ilişkisi nedeniyle menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Temyize konu edilen kararın bozmaya uygun olmasına, Mahkemenin bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar verilmesine imkan bulunmamasına, sözleşmede kararlaştırılan faiz hükmünün kira bedelinin geç ödenmesi koşuluna bağlanmış olmasına ve makul süre için hesaplanan tazminat tutarının kira alacağı olmadığının anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı/karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz isteminin miktardan reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

20.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.