"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1694 E., 2023/1649 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2023/23 E., 2023/365 K.
Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan onarım talebi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili tarafından satın alınan gayrimenkulün bulunduğu sitenin davalı şirket tarafından inşaa edildiğini müvekkilinin gayrimenkul sahibi olduğu "... Villaları" sitesinde mevcut hukuka aykırı yapılaşmanın (site duvarı) projeye uygun hale getirilmesi gerektiğini ve onaylı projede mevcut olan kapıcı dairesinin de yapılmadığını ve yine bu durumun projeye uygun hale getirilmesi gerektiğini belirterek seçimlik haklarından öncelikle satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkının kullanılmasına, yapının ortak alanda olması nedeniyle yapılacak tespitte fiili ve hukuki imkansızlık bulunduğuna dair tespit yapıldığı takdirde duvarın onarımı (yıkım-yapım) için müvekkilinin arsa payı oranında onarım bedelinin davalıdan tahsiline, Menderes Belediyesine sunulan onaylı projede mevcut olan kapıcı dairesinin yapılmadığının tespiti ile öncelikle yapının yapılması hakkında karar verilmesine, kapıcı dairesi yapılmasının fiili ve hukuki imkansızlık bulunduğuna dair tespit yapıldığı takdirde sitede tespit edilecek değer kaybının müvekkilinin arsa payı oranında bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu meskenin kendileri tarafından davacıya satıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, esasa ilişkin olarak da davacının konutunun bulunduğu parselde kapıcı dairesi bulunmadığını, projede dış duvar olmadığını, bu nedenle yıkılan duvarın yeniden yaptırılması yükümlülüklerinin bulunmadığını, kaldı ki davacının yalnızca kendi arsa payı oranından talepte bulunabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Tüketici Mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava tarihi itibari ile dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesindeki talepleri itibariyle davanın arabuluculuğa tabi olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın ayıplı olmasından kaynaklı olarak onarım talebi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11 inci maddesi,
2. 6502 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 73/A maddesi,
3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 18/A maddesinin ikinci fıkrası,
4. Dairemizin 12.12.2022 tarihli ve 2022/7326 E., 2022/9352 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. Yine Resmi Gazete'de yayımlanan 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi gereği, Tüketici Mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuğa başvurulma şartı getirilmiştir. Tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiş olmakla birlikte, bazı uyuşmazlıklar bu zorunluluk kapsamı dışında tutulmuştur. Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmaz eşyaların aynından doğan, bir başka deyişle taşınmaz eşya üzerinde kurulan, sahibine doğrudan hakimiyet sağlayıp herkese karşı ileri sürülebilen haklarla ilgili uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar, dava şartı olan arabuluculuk kapsamı dışında bırakılmıştır. Taşınmazın aynından doğan davalar, doğrudan doğruya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka dayanan davalar olabileceği gibi şahsi bir talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerinde bir ayni hak değişikliği veya ayni hak sahipliğinde bir değişiklik ortaya çıkaran davalar da taşınmazın aynına ilişkin dava olarak kabul edilmektedir.
2. Somut olayda; davacı davalıdan aldığı taşınmazın ayıplı olduğu iddiasıyla terditli olarak taşınmazın projeye uygun olarak ücretsiz onarımını, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın onarım bedelini ve taşınmazdaki değer kaybını talep etmektedir. Davacı vekilinin dava dilekçesiyle taşınmaz üzerinde mülkiyet değişikliğine neden olabilecek nitelikte talepte bulunulmadığı, taşınmaz üzerinde bir ayni hak değişikliği veya ayni hak sahipliğinde bir değişiklik ortaya çıkaran dava niteliğinde bulunmadığı, bu anlamda 6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun istisnası kapsamında yer almadığı, dava açılmadan önce davacı vekili tarafından arabuluculuğa başvurulmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.