Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5488 E. 2024/3759 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozulan bir mahkeme kararı sonrasında icra yoluyla tahsil edilen paranın iadesi talebi üzerine, kesinleşen yeni karar ışığında yapılan hesaplama ve davacının alacaklı olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen tazminat kararı sonrası hesaplanan toplam borç ile ödenen miktar arasındaki farkın tespiti için, çelişkili bilirkişi raporları yerine yeni bir uzman bilirkişi raporu alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/212 E., 2023/257 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, Bünyan Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 1999/99 Esas sayılı dava dosyasında davalılar tarafından idare aleyhine tazminat davası açıldığını ve 17.12.2003 tarihinde hüküm altına alındığını, söz konusu karar uyarınca Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün 2004/1248 Esas sayılı dosyasında gönderilen icra emrine istinaden 18.05.2004 tarihinde 295.392,50 TL ödendiğini, söz konusu ödemenin dayanağı olan kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 03.03.2005 tarihli ve 2004/12413 E. sayılı kararı ile bozulduğunu, böylece ödemeye dayanak teşkil eden Mahkeme kararının ortadan kalktığını, bunun üzerine vekili aracılığıyla davalılara dava konusu meblağı ödemeleri için rızaen yazı gönderdiğini, buna rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 295.392,50 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; bozma sonrası mahkemece yargılama yapılarak yeniden maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 07.04.2016 tarihli ve 2005/679 E. 2016/283 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile 11.557,90 TL'nin 03.06.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece verilen 20.06.2018 tarihli ve 2016/19912 E., 2018/6873 K. sayılı ilamla; yeniden yargılama neticesinde maddi tazminat miktarı azaltılarak davacının 73.615,00 TL'ye mahkum edildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 12.12.2014 tarihli kararı ile görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerektiğinden bahisle bozulduğu, bu hali ile alacak miktarı yönünden davanın kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, mahkemece, taraflar arasındaki Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/47 E. sayılı dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 04.03.2021 tarihli ve 2018/599 E., 2021/145 K. sayılı kararla; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 40/2 maddesi uyarınca bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulup da aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesinleşen hükümle sabit olursa, ayrıca bir karara gerek kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunacağı, dava konusu edilen sorunun çözümünün açıkça kanun hükmüyle düzenlendiği, kanun hükmü karşısında davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 18.10.2021 tarihli ve 2021/6007 E., 2021/10222 K. sayılı ilamla; uyulan bozma kararı gereğince bekletici sorun yapılan davanın sonuçlanması beklenilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarihi ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın Yargıtay denetiminden geçerek 04.02.2020 tarihinde kesinleştiği, bozma sonrası hesap bilirkişisinden alınan raporda son ilama göre ödeme tarihi olan 03.06.2004 tarihinde toplam borcun 318.097,29 TL olduğunun tespit edildiği ve davacı tarafça yatırılan 295.392,50 TL nazara alındığında davacının alacaklı bulunmadığı, aksine davalılara hala borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; kesinleşen kararla maddi tazminat miktarı azaltılmasına rağmen Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, hesaplamaya dair bilirkişi raporlarının çeliştiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ise hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra dosyasına yapılan ödemenin, ödemeye dayanak kararın temyiz incelemesinde bozulması neticesinde iadesine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,

3. Değerlendirme

1.Somut olayda; taraflar arasında Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada verilen 1999/99 E., 2003/316 K. sayılı kararla 90.448,69 TL maddi 1.500,00 TL manevi tazminatın dosya davalısı idareden tahsiline hükmedilmiş, davacı ... aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında 03.06.2004 tarihinde ferileri ile birlikte idareden 295.392,50 TL tahsil edilmiş, tazminat kararının bozulması üzerine yapılan yeni yargılama neticesinde Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/47 E., 2015/140 K. Sayılı kararı ile davacı ... aleyhine 73.615,93 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ve karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

2.Bu durumda Mahkemece; kesinleşen tazminat kararı kapsamında, davacı idarenin ödemesi gereken tazminatın icra dairesine ödeme yaptığı tarihe kadar işleyen faiz vd. ferileriyle birlikte hesaplanması hususunda dosya kapsamındaki hesap raporları arasındaki çelişkileri giderir şekilde yeniden uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı ve önceki bilirkişi raporu ile çelişkili rapora dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.