Logo

3. Hukuk Dairesi2023/548 E. 2023/2473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye talebinin kabulüyle davalının kira sözleşmesine itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kiracının kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edilmesi, kira borcunu ödediğine dair delil sunmaması, sözleşmede tadilat masraflarının talep edilemeyeceğine dair hüküm bulunması, yemin deliline açıkça dayanmaması ve temerrüt ihtarından sonra kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tahliye talebi yönünden kabulüne, itirazın iptali talebi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının 01.01.2012 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kira bedellerini ödememesi nedeniyle hakkında tahliye talepli takip başlattığını, takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, kiralananın tahliyesine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; kira sözleşmesinin gerçeğe aykırı şekilde doldurularak kullanıldığını, davacı ile 2013 ve sonraki yıllara ilişkin kira bedellerine yönelik bir anlaşma yapılmadığını, dava konusu yerin boş olarak teslim alındığını ve ... yeri olarak kullanılmasına ilişkin tüm masrafların kendileri tarafından yapıldığını, yapılan masrafların toplamının 4 yıllık kira bedelinden fazla olduğunu, davacıya herhangi bir kira borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 01.01.2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, ... yeri kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi hususunda altındaki imzanın davalı kiracı tarafından inkar edilmesi ve kira sözleşmesinin boş bulunan kısımlarının davacı tarafından doldurulup doldurulmadığına ilişkin olduğu, 01.01.2012 tarihli kira sözleşmesi altındaki imza inkar edilmekle imza incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda, incelemeye konu kira sözleşmesinde atılı bulunan imzaların adları geçenlerin eli ürünü olduğunun bildirildiği, bu nedenle tarafların gerçek iradesini yansıtan ve imzalarının bulunduğu 01.01.2012 tarihli kira sözleşmesinin hükme esas alındığı, kira bedellerinin hangi tarihte ödenmesi gerektiği belirtilmediğinden ait olduğu ayın son gününe kadar ödenebileceği kabul edilerek, davacının talebinde haklı olduğu kira alacağı ve işlemiş faizin belirlendiği, kira bedellerinin ödendiğinin ispatla yükümlü olan davalı kiracı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, kiralanan mecurda ... yeri amaçlı kullanım için gerekli olan ve 4 yıllık kiranın üzerinde bulunan tüm harcamaları kendisinin yaptığını, bu harcamaların kiradan düşülmesi gerektiğini beyan etmiş ise de; sözleşmede yapılan iyileştirme giderlerinin kiradan düşüleceği belirtilmediği gibi taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde kiracının sözleşme sona erdiğinde yapacağı tadilatlarla ilgili hiçbir talepte bulunmayacağı hükmü yer aldığı, ödeme emrinin davalıya 17.09.2015 tarihinde tebliğ olduğu, verilen 30 günlük süresi içerisinde ödeme yapılmadığından TBK 315 maddesi gereğince temerrüt nedeni ile tahliye şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle; davanın tahliye talebi yönünden kabulü ile dava konusu kiralanandan davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine, davanın itirazın iptali yönünden kısmen kabulü ile takibe davalının vaki itirazının 167.000,00 TL asıl alacak, 20.715,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 187.715,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, haricen öğrendiğine göre dava konusu taşınmazın davacının mülkiyetinde olmayıp annesine ait olduğunu, bu yüzden dava konusu taşınmazda davacının tasarruf yetkisi olmadığını, davacının ve annesinin tüm malvarlıklarına el konulduğunu, yemin teklifinin reddinin hatalı olduğunu, davacının kira bedelini ispatlaması gerektiğini, taşınmaza yaptığı masraflarla ilgili araştırma yapılmadan ve kira alacaklarından mahsup edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, kira bedelinin taraflar arasında ihtilaflı olması nedeniyle likit olmayan alacak için icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda imzanın davalı kiracıya ait olduğunun tespit edildiği, davalının sözleşmede kararlaştırılan kira bedelini ödemekle yükümlü olduğu, davacının kiraya veren sıfatı ile takip yapmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, davalının ödemeye ilişkin yazılı belge ibraz edemediği, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı, kiralanana yapılan tadilat bedellerinin kira bedelinden mahsubu gerektiği savunulmuş ise de sözleşmede bu hususa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, aksine kira sözleşmesi hususi şartlar 2 nci maddesinde kiracının sözleşme sona erdiğinde yapacağı tadilatlarla ilgili hiçbir talepte bulunmayacağının belirtildiği, yazılı şekilde itirazın iptali isteminin kısmen kabulüne, temerrüt gerçekleştiğinden kiralananın tahliyesine ve kira alacağı belli ve muayyen olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 299 uncu maddesinde “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” düzenlemesi mevcuttur. Kira sözleşmeleri, şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğundan kiraya verenin malik olmasına gerek yoktur. Kiraya veren, sözleşmenin tarafı olup, hak ve yetkilerini sözleşmeden almaktadır.

2. 6098 sayılı Kanun’un 315 inci maddesi hükmü; “Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” şeklindedir.

3. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi hükmü uyarınca icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklının diğer tarafın talebi üzerine icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekmektedir. Anılan madde uyarınca davanın kabulü halinde davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarın belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, likit olması gerekir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davacının malik olmadığı ileri sürülmüş ise de, kiraya verenin malik olmasının gerekmediği, davada dayanılan kira sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olduğunun bilirkişi incelemesi ile belirlendiği, davalının takibe konu kira bedellerini ödediğine ilişkin bir delil sunmadığı, davalının kiralanana yapılan masrafların kira bedellerinden mahsup edilmesini istediği ancak kira sözleşmesinde masrafların talep edilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunduğu gibi kira sözleşmesi sona ermeden faydalı ve zorunlu masrafların kiraya verenden talep edilemeyeceği, davalının açıkça yemin deliline dayanmadığı, “sair yasal deliller” ibaresi kullanılmış ise de bu ifade ile yemin deliline dayanmış olduğunun kabul edilemeyeceği, alacağın likit olduğu, temerrüt ihtarı niteliğindeki takip talebinin tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde kira bedellerinin ödenmediği anlaşılmakla, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.