Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5608 E. 2024/826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının sattığı villaların bulunduğu sitedeki yolun kamu yolu olması sebebiyle davacının uğradığı değer kaybı zararının tazmini talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazdaki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu ve davacı tarafından süresinde ihbar edilmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tazminat isteminin kabulüne ilişkin kararının bozulması ve davanın reddine ilişkin istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2163 E., 2022/2375 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/118 E., 2022/337 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin inşa ettiği ..... sitesi ismindeki konutlardan iki adet villa satın aldığını, davalının 16.500 m2' lik alanda site düzenini oluşturamadığından kamu yolunu site arsasına ilave ederek yaklaşık 17.500 m2' lik alanda siteyi oluşturduğunun zabıta tarafından düzenlenen tutanakla sonradan anlaşıldığını, kamu yolunu site içine dahil ederek satış yapan davalının dürüst davranmadığını, korumalı güvenli bir site görünümü vererek müvekkilini yanılttığını, kamu yolunun satın alınması için proje değişikliği gerektiğini, proje değişikliği mümkün olursa kamu yolunun satın alınacağını, proje değişikliği mümkün olmazsa devamlı ecri misil tazminatı ödenmesi gerektiğini ya da sitenin duvarları yıkılarak site konumu ortadan kalkacağından villaların değerinin en az %50 oranında azalacağını, bu itibarla mahkemece tazminat miktarının proje değişikliği mümkün olursa kamu yolunun satın alınması için ödenecek bedel ve ecrimisil bedeli toplamı kadar olması gerektiğini, proje değişikliği mümkün olmaz ise değer kaybının çok daha fazla olacağı hususları gözetilerek belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 70.000,00 TL'nin haksız satış tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 19.03.2021 tarihli dilekçesiyle, dava değerini 188.546,42 TL'ye ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunduğunu, ayıp ihbarı yapılmadığını, villaların davacıya 21.09.2006 tarihinde mevcut hali görülerek teslim edildiğini ancak henüz ödeme tamamlanmadığından tapuda devir yapılamadığını, davacının bu anlamda aktif dava ehliyeti bulunmadığını, bahse konu yolun tüm kataloglarda ve vaziyet planında yer aldığını, satış esnasında davacı tarafça görüldüğünü ve villalara özgülenmediğini, satış bedeli belirlenirken bu hususun gözetildiğini, dava tarihi itibariyle yol 3. kişiler tarafından kullanılmadığından değer kaybından söz edilemeyeceğini, villa ile birlikte özel bir bahçe satılmadığını, satış vaadi sözleşmesinde bu hususun ve 8. maddede yer alan projede değişiklik yapma yetkisinin açıkça belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu yolun sitenin mülkiyet alanı içerisinde kalmadığının vasat bir tüketici tarafından anlaşılmasının imkansız olduğu, bağımsız bölümlerin satın alınması esnasında yolun siteye özgülenmiş halde bulunduğu, yolun site alanı dışında kalması durumunda davalının sözleşme gereğince edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden eksik ifa sebebiyle sorumlu olduğu, dava tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden değer kaybına karşılık bilirkişi raporunda hesaplanan toplam 188.546,42 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; cevap dilekçesinde bildirdiği hususları tekrar ederek, eksik ifa kabulü halinde dahi belirlenen tazminat miktarının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde ise denetime elverişli rapor düzenlenmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı talebinin imar yolunun site alanında olarak imal edilmiş olması nedeniyle uğradıkları değer kaybı zararının tahsiline ilişkin olduğu, davacının site sınırlarının genişletilip genişletilmediğini basit bir araştırma ile öğrenebilecek durumda olduğu, taşkın imalatın açık ayıp niteliğinde olduğu, açık ayıp halinde 4077 sayılı Kanun hükümlerine göre teslimden itibaren 30 günlük süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulması gerektiği, ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğine ilişkin bir ihtar ya da yazılı belge bulunmadığından davacının davasının reddi gerekirken kabulü kararının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalının hile ile araziyi genişleterek villaları sattığını, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararında hukuksuzluğu kabul ettiğini ancak hukuksuz bir gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırdığını, durumun tüketici olarak tespitinin mümkün olmadığını, hile ile gizlenen durum nedeniyle zamanaşımının dahi işlemediğini, kabul edilen miktarın villaların değer kaybı olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazdaki ayıp iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 ve 30 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ayıbın niteliğinin açık olduğu ve süresi içerisinde herhangi bir ihbar bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.