"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı asıl ... ve davalılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 15.05.2024 tarihinde Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalıların babası Mehmet'e 50.000,00 Euro ödünç para verdiğini, banka dekontunun açıklama kısmına da ödemenin ödünç olarak verildiğine ilişkin şerh düşüldüğünü, bedelin iade edilmemesi üzerine İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2018/6312 E. sayılı dosyası ile başlatılan takipte Mehmet'in vefatı üzerine takibin mirasçıları davalılara yöneltildiğini, davalıların haksız olarak yetkiye, faize ve borca itiraz ettiklerini ileri sürerek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, 22.02.2021 tarihli dilekçesiyle itirazın iptali davalarını icra takibinin açılış tarihi olan 17.05.2018 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte 50.000,00 Euro alacak davası olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; yetkili mahkemenin Fethiye Mahkemeleri olduğunu, talep edilen bedelin zamanaşımına uğradığını, davacının İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/486 E. sayılı dosyasında tarafları aynı, konusu yine alacağa dayanan bir dava açtığını, davacının dayandığı ödünç ibaresinin olduğu dekontun tek yanlı olduğunu, davalıların murisinin bu ibareyi bilmediğini, davalıların da görme ve bilme şansları olmadığını, yasal bir dayanağının olmadığından değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, davacının o tarihlerde yaklaşık 50.387,00 Euro'ya tekabül eden 20.000.000.000 TL tutarlı senedin borçlusu olduğunu ve buna ilişkin ellerinde senet olduğunu, davaya konu paranın davacının borcuna karşılık gönderilmiş bir para olduğunu, senet bedelinin ödendiğine dair başkaca bir kayıt da olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın sözleşmesel ilişkiden kaynaklandığı, bu nedenle sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğu, yazılı bir sözleşme bulunmamakla ifa yerinin kararlaştırılmadığı, alacağına ilişkin davalarda para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden davacı alacaklının yerleşim yeri olan İzmir Mahkemelerinin de yetkili olduğu, ödünç (karz) sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacı parayı 14.03.2012 tarihinde göndermekle bu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibin başlatıldığı ve eldeki davanın açıldığı, dosyanın Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/97 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesi talep edilmiş ise de ilgili dosyada Datça İlçesinde bulunan taşınmazların alımı için davalıların murisine ödenen para nedeniyle alacak talep edildiği ve dava konusu edilen alacaklar farklı olduğundan birleştirme talebi ile bekletici mesele yapılmasına yönelik taleplerin reddi gerektiği, davacı taraf, davalılara yapılan havalenin, bir borcun ödenmesi değil ödünç para verilmesine ilişkin olduğunu iddia ettiğinden bu iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğu, davalı ödünç ilişkisini inkar etmiş olup, bu savunması gerekçeli inkar niteliğinde olduğundan ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının dayandığı para yatırma dekontunda "ödünç" açıklaması yazılı olmakla bu yazının davacının karz iddiasını doğruladığı, davalılar gönderilen paranın ödünç olarak değil murise olan borç için gönderildiğini iddia etmekte ve bu iddialarına dayanak olarak da vade tarihi bulunmayan senedi sunmakta ise de, yine davalıların cevap dilekçelerinde muris ile davacı arasında başkaca ilişkiler bulunduğunu ileri sürmeleri karşısında, ödünç ilişkisinin aksini kanıtlayamadıkları, bu haliyle de davacının murise gönderdiği 50.000,00 Euro'nun iadesini, vefatı ile külli halefi olan davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca fiili ödeme günündeki TL karşılığı olarak 50.000,00 Euro'nun takip tarihi olan 17.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, benzer nitelikte olan Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/97 E. sayılı dosya ile bu dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmakta olup, birleştirilmesinin hem usul ekonomisi açısından hem de maddi gerçeğin daha net bir şekilde ortaya çıkartılması açısından elzem olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı olarak davalıların murisi ile kendisi arasındaki ilişkiden bihaber olduklarını düşünerek ve tek yanlı bir irade beyanı ile dekonta yazılan bir ibareye dayanarak olayları çok iyi bilen murisin vefatından sonra bu davayı ve benzer nitelikteki davaları açarak muristen alacaklı olduğunu iddia etmesinin soru işaretleri oluşturduğunu, davacı 50.000,00 Euro borç olarak gönderdiğini iddia etmekte ise de her nasılsa alacaklı iken davalıların murisine para göndermeye devam etttiğini, yine her nedense muris sağ iken iddia ettiği bu alacağını tahsil etmeye yönelik herhangi bir girişimde bulunmamışken ölümünden sonra kiracısı olduğu taşınmazın tahliyesine yönelik kendisine ihtarname çekilmesinden sonra alacaklarını tahsile yönelik işlemlere başlamış olmasının açıkça dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ayrıca davalıların murisi ile davacı arasındaki cari ilişkide 1999 yılında tanzim edilmiş ve murise davacının vermiş olduğu 20.000.000,00 TL bedelli bir senet olduğunu, senedin tanzim tarihi itibariyle yaklaşık olarak 50.387,00 Euro'ya tekabül etmesi, ödünç adı altında gönderilen bedelin de 50.000,00 Euro olması hususları bir arada değerlendirildiğinde ödünç adı altında gönderilen paranın bu senede istinaden gönderilmiş olabileceğinin değerlendirilmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının banka kanalıyla 14.02.2012 tarihinde davalıların murisi Mehmet adına "ödünç" açıklamasıyla 50.000,00 Euro para gönderdiği ve gönderilen 50.000 Euro'nun iadesi amacıyla davalılar hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlattığı, davacının davalıların murisine ödünç olarak 50.000,00 Euro para gönderdiğini ve fakat bu paranın iade edilmediğini iddia ettiği, davalıların ise davacının murislerine 50.387,00 Euro'ya tekabül eden borcunun bulunduğunu, bu borca karşılık paranın gönderildiğini savundukları, 6098 sayılı Kanun'un 555 inci ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havalenin, ödeme vasıtası olup sözleşme ilişkisinin varlığını tek başına ispatlamayacağı, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olup bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacının dayandığı para yatırma dekontunda "ödünç" açıklaması yazılı olmakla bu yazının karz iddiasını doğruladığı, bu haliyle davacının iddiasını ispatlamış olduğu gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödünç verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,
2. 6098 sayılı Kanun'un havale başlıklı 555 inci maddesi,
3. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/a maddesi,
4. Dairemizin 03.10.2023 tarihli ve 2023/828 E., 2023/2465 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda kararda belirtilen gerekçeye, davacının davalıların murisine ödünç para verdiğini ödeme dekontlarında yer alan 'ödünç' ibaresiyle kanıtladığı ve hükmedilen faizin 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının Euro olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olduğu anlaşılmakla, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan kararın 6100 sayıl Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.