Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5615 E. 2024/3166 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konut satın almak için kullanılan bağlı kredinin akıbetinin ve bankanın sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredinin, niteliği itibariyle bağlı kredi olması ve davalı bankanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca müteselsil sorumluluğunun kredi miktarı ile sınırlı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2642 E., 2023/1975 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/32 E., 2020/659 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, menfi tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... G.Y.O. A.Ş. arasında ... adıyla maruf projede B-1 Blok 4. Kat 48 bağımsız bölüm numaralı daire için 31.08.2016 tarihinde düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmeleri imzaladıklarını, aynı kapsamda diğer davalı ...Ş. ile de ön ödemeli konut finansman sistemi ile kredi sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede belirlenen tarihte konutun tesliminin yapılmadığını ileri sürerek davalı banka ile yapılan Bağlı Kredi Sözleşmesi kapsamındaki kredi taksitlerinin durdurulması için tedbîr kararı verilmesine, davalı ... Gayrimenkul Ortaklığı A.Ş. ile yapılan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin iptaline, diğer davalı ...Ş. ile yapılan Bağlı Kredi Sözleşmesi ve ilgili tüm mutabakatlar ve muvafakatnamelerin iptaline, davalı bankaya olan 135.509,17 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı ... Gayrimenkul Ortaklığı A.Ş.'ye yapılan 72.900,00 TL tutarındaki ödemenin ve Türkiye Halk Bankası A.Ş.'ye kredi taksitleri toplamında ödenen 50.119,83 TL tutarında ödemenin dava tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... GYO vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının senetli borcunun bitmemiş olduğunu, sözleşmeye konu ödemelerini eksiksiz olarak yerine getirmediğini, delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı tarafından emlak piyasasına göre alınan taşınmaza denkleştirici adalet talebinde bulunmasının sebepsiz zenginleşme sağlama amacının açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin teslim konusunda temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Bank vekili; Müvekkil bankanın seçimli ve yönlendirmesi olmayan iş bu kredinin bağlı kredi olarak nitelendirilemeyeceğini, davalı inşaat firması ile müteselsilen sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın müvekkil bankaya yöneltilemeyeceğini, davanın müvekkil banka yönünden reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulü ile, 163.260,15 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 135.509,17 TL kredi tutarından davacının davalılardan Türkiye Halk Bankası A.Ş.' ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ...Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ...Ş. Vekili; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, kullanılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığını, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanmasının uygun olmadığını, ortada geçerli bir sözleşme olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı yüklenici şirketten konut satın alan davacıya diğer davalı banka tarafından kullandırılan kredi niteliği itibariyle bağlı kredi olduğundan, davalı banka da söz konusu alacak miktarında kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, mahkemece belirlenen miktar yönünden davalı bankanın sorumluluğunun kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlı olduğuna hükümde yer verilmesi gerekirken, diğer davalı şirket ile birlikte borcun tamamından sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca menfi tespit istemine konu miktar ile sorumlu olduğu kredi miktarının toplamı üzerinden belirlenecek yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alacak kalemlerine konu miktarlar ile menfi tespit istemine konu miktarın toplamı üzerinden belirlenen yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da doğru görülmeyerek davalı Halkbank A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile, 163.260,15 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı bankanın sorumluluğunun kullandırdığı kredi tutarı ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 35.509,17 TL kredi tutarından davacının davalılardan Türkiye Halk Bankası A.Ş. ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Halk Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılardan Halk Bankası A.Ş. vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve bağlı krediden kaynaklanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı maddesinin birinci fıkrası.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci maddesi,

3. 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

4. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun "Noterlerin genel olarak yapacakları işler" başlıklı 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası.

5. Aynı Kanun'un 89 uncu maddesi.

6. TBK'nın 112 nci maddesi.

7. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun(TKHK) 30 uncu maddesi.

8. Aynı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 29 uncu maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri 6098 sayılı Kanun'un 237 nci maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür. Geçerli bir satış vaadi sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması hâlinde ise vaat alacaklısının 6098 sayılı Kanun'un 112 nci maddesine dayanarak borcun ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini isteyebileceği kuşkusuzdur.

2. Nitekim, somut olayda davacı ile davalı yüklenici arasında 15.11.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılarak davaya konu taşınmaz davacıya satılmış, davacı dava dilekçesinde ödediği bedelin tahsilini talep etmiş olup, bu durumda davacı taşınmaz için davalılara ödediği bedeli, taleple bağlılık kuralı gereğince sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir.

3. Bununla birlikte davacı konutu satın almak için diğer davalıdan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30 uncu maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.

4. Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.

5. Somut uyuşmazlıkta; davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı Banka tarafından kullandırılan kredi, niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğundan davalı Bankanın da hesap edilen bedelden diğer davalı yüklenici şirket ile birlikte sorumlu tutulmasının yerinde olduğu ve özellikle davalı bankanın 6502 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca müteselsilen sorumluluğunun kredi miktarı ile sınırlı olduğunun anlaşılmasına göre, davalı Bankanın temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.