"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/228 E., 2021/357 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda toplam 4.900.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.500,00 TL’nın yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 6.247,61 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunurak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.03.2011 tarihli ve 2010/566 E., 2011/309 K. sayılı kararıyla; Ziraat Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün cevabi yazısına göre; yatırılan peşinattan kredi borcu için mahsup işleminin yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.12.2011 tarihli ve 2011/8853 E., 2011/21641 K. sayılı ilamıyla “...mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılmalı, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B.İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 11.10.2012 tarihli ve 2012/190 E., 2012/1523 K. sayılı kararla; davalı idare tarafından, davacının peşin yatırdığı bedelin mahsuplaşma işleminin yapılmadığı, davalı tarafından mahsuplaşmaya ilişkin herhangi bir belge ve delil sunulmadığı, borçlanılan bedelin maliyet bedelinin üzerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.02.2013 tarihli ve 2013/3446 E., 2013/2526 K. sayılı ilamıyla; davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşıldığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 02.10.2013 tarihli ve 2013/2144 E., 2013/2883 sayılı K. sayılı kararıyla; davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.04.2021 tarihli ve 2020/6689 E., 2021/3989 K. sayılı ilamıyla; "Anayasa Mahkemesi'nin (07.01.2016 tarih 2014/2719 Başvuru sayılı ilam) ilamı da dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde "... borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap sonucu bulunacak hesaba eklenecek miktara, miktarın ve geri ödeme taksitlerinin belirlenmesi yöntemine, hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul beyan ve taahhüt eder. " şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ek borçlandırma sözleşmesi ile 91.607.936TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 86.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği böylece davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edilmediği kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği" belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından toplam 4.900,00 TL ödeme yapıldığı, mahsup işleminin davalı tarafından yapılmadığı; güncelleme hesaplanmasının tüm ekonomik değişkenlerin ortalamasını yansıtan miktar olan 6.247,61 TL'nin davalıdan tahsilini talep etme koşullarının davacı açısından gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüyle 6.247,61 TL alacağın, 2.500,00 TL lik kısmı için dava tarihinden itibaren geri kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; konut başvuru aşamasında davacının yatırdığı peşinatın taksitlerden düşüldüğünü, dosya içerisinde yer alan yazışmalarda bu durumun açıkça belirtildiğini, kesin maliyet hesabında konutun maliyetinin 86.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiğini, bu rakamın altında veya üstünde yapılan borçlanmaların konutların şerefiye farkından kaynaklandığını, Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların ihlal olmadığı gerekçesiyle ret edildiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının konut edinmek amacıyla ödenen bedelden peşin olarak yatırılan bedelin mahsubunun yapılmaması nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.