Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5674 E. 2024/3625 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mali müşavirlik sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, daha önce davalı yararına bozulmuş ve davalı lehine kazanılmış hak oluşturmuş olan ilk kararın kesinleşen kısımlarını gözetmeyerek, takibe konu edilen miktardan daha yüksek bir miktar üzerinden itirazın iptaline karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/304 E., 2022/570 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/304 E., 2022/570 K.,

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Dairece bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile arasında imzalanan 3./01.2011 tarihli 2010 yılı Kurumlar Vergisi Denetim ve Tasdik Sözleşmesi ile davalıya mali müşavirlik ve danışmanlık hizmeti verdiğini, sözleşmenin 4. maddesinde ücretin, 24.000,00 TL + KDV olarak belirlendiğini, müvekkilinin edimlerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalının ücretin 15.000,00 TL' lik kısmını ödemediğini, 02.11.2011 tarihli ihtarname ile ödenmesini talep ettiklerini, bu ihtarın 04.11.2011 tarihinde tebliğ edildiği halde davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, 04.11.2011 den itibaren ticari reeskont faizi işletilmesine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan bir dönem mali müşavirlik ve danışmanlık hizmeti aldığını ancak davacının bilgi vermemesi raporlama yapmaması gibi nedenlerle aralarındaki güven ilişkisinin zedelendiğini bu nedenle iş ilişkisinin sonlandırıldığını, takipte belirtilen Mart- Ekim 2011 tarihlerine ilişkin ücret alacağının tamamının ödendiğini, müvekkili tarafından 01.03.2011 tarihinde 3.920,00 TL, 01.08.2011 tarihinde 2.940,00 TL, 14.04.2011 tarihinde 7.500,00 TL ödediğini ve 18.05.2011 tarihinde 10.000,00 TL tutarlı çek verdiğini, bunun dışında davalının müvekkilinden borç aldığını ancak geri ödemediğini savunarak davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.12.2014 tarihli kararıyla; davalıya ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile alınan bilirkişi raporunda davalının hizmet almış olmasına rağmen davacıya 12.740,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takipteki itirazının kısmen iptaline, icra takibinin 12.740,00 TL asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. 1.Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 28.02.2017 tarihli ilamıyla hükme esas alınan bilirkişi raporuna her iki tarafça da itiraz edilmiş olmasına rağmen Mahkemece yalnızca davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alındığı davalı tarafın itirazlarının ve ibraz ettiği ödemeye ilişkin dekontların inceleme konusu yapılmadığı gerekçesiyle temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. 2.Bozma Kararı

1.Mahkemenin bozmaya uyarak verdiği 04.11.2021 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne, itirazın 14.600,00 TL lik kısmı yönünden iptaline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

2. Mahkemenin belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Dairece verilen 13.10.2022 tarihli ilamla, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle temyiz olunan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının 01.03.2011 tarihinde 3.290,00 TL, 14.04.2011 tarihinde 7.500,00 TL, 18.05.2011 tarihinde 10.000,00 TL ve 01.098.2011 tarihinde 2.940,00 TL ödediği yönündeki savunması değerlendirilmek üzere bilirkişi tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşme, defter kayıtları ve ödeme dekontları incelenerek hazırlanan ve hükme esas alınan raporda davacının 14.600,00 Tl asıl alacak ve 1.375,00 TL faiz isteminde haklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne itirazın 14.600,00 TL asıl alacak, 1.375,20 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, müvekkili şirketin ortağının şahsi hesabından davacıya banka kanalıyla yapılan ödemelerin taraflar arasındaki denetim tam tasdik hizmetine ilişkin yapıldığının kabulü gerektiğini zira davacının şirket ortağı ile başka bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, şirket ortağının tanık olarak dinlenilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mali müşavirlik sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.09.05.1960 tarihli 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları

3. Değerlendirme

1.Davacı tarafından gönderilen 08.03.2011 tarihli ihtarda 2010 yılından 12.500,00 TL, 2011 yılından 4.500,00 TL bakiye kalan ücret alacağının bulunduğunun belirtilmesinden sonra davalı tarafından 10.000,00 TL tutarlı çek verildiği ve banka aracılığı ile 7.500,00 TL ödendiğinin bilirkişi raporuyla sabit olduğu, 2011 yılının Mart ila Ekim ayları arasındaki 8 aya ilişkin kalan ücret alacağının takibe konu edildiği, davalı vekilince şirket ortağı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin ise 2010 tarihli olup davalının 2010 yılına ilişkin defterlerini ibraz etmediği bu nedenle 2011 yılında yapılan ödemelerin ihtarda belirtilen dönemlere ilişkin olduğunun, kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre daha sonra yapılan bir ödemenin bulunmadığı, davalının ödemeye ilişkin iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

3.Somut olayda, Mahkemece verilen 18.12.2014 tarihli davanın kısmen kabulüne dair kararda itirazın 12.740,00 TL üzerinden iptaline karar verilmiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmemiş ve Yargıtayca davalı yararına bozulmuş olmakla fazlasına hükmedilemeyeceği yönünde davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen Mahkemece bu husus gözardı edilerek, takibe konu asıl alacak tutarının 14.600,00 TLlik kısmı, işlemiş faiz tutarının 1.375,20 TL'lik kısmı yönünden itirazın iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

Temyiz olunan kararın 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi atfı ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 437 nci maddesi gereği BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanunun 440 ıncı maddesi gereği karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.