Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5703 E. 2025/599 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalılara ödünç olarak verildiği iddia edilen paraların tahsili ile davalı adına çekilen kredi borcunun ödenmesi sebebiyle oluşan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kardeşine verdiği ödünç para miktarının tanık beyanı ile ispatlandığı, davalı eşine ait kredi borcunun ödenmesinden kaynaklı alacak talebinde ise fazladan ödenen miktar dışında ispat eksikliği bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının davalı kardeş yönünden onanmasına, kredi borcu yönünden ise kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/559 E., 2022/394 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile asıl davada davalılar ve asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ...'nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; davalı ...'in müvekkilinin kardeşi olduğunu ve müvekkilinden geri ödeyeceği vaadiyle maddi destek talebinde bulunduğunu, davalının maddi sıkıntılarının devam ettiği dönemde yine kendisine ait olan ... sinemasında çalışan davalı ...'ı ortak yaparak ... Reklamcılık Ltd. Şti. (. ... Ltd. Şti.)'yi kurduğunu ancak borçlarından dolayı hissesini muvazaalı olarak ...'e devrettiğini, sonrasında ... Ltd. Şti.'nin kapatıldığını ve yerine ortakları ... ve ... olan davalı ... Sinemacılık Ltd. Şti. (... Filmcilik Ltd. Şti.)'nin kurulduğunu, halen ... ve ... Avm'deki sinema salonlarının ... Sinemaları adı altında bu şirket tarafından işletildiğini, ortakları her ne kadar .... ve ... olarak görünse de fiili işletenin abisi ... olduğunu ve bu taraflar arasında organik bağ bulunduğunu, ilk olarak 06.07.2006 tarihinde abisi için kredi kullanan müvekkilinin ... Filmcilik Ltd.Şti.'nin o dönem piyasaya olan borçlarını ve çek bedellerini Yapı Kredi Bankası ile Garanti Bankası şubelerinde bulunan hesaplarından talimatla ve bir kısmını da elden ödediğini, müvekkilinden alınan ödünç paraların geri ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödünç olarak verilen miktarın tespiti ile ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada; davalı ...'nin müvekkilinin abisi olan Kadir'in eşi olduğunu, kredi kullanarak borçlarını ödeyebilmek için müvekkilinin Bostancı'daki dairesini satış göstermek suretiyle muvazaalı olarak davalıya devretmesini talep ettiğini ve müvekkilinin de evini davalıya devrettiğini, eve ipotek konularak davalı üzerine Tekstilbank ... Şubesinden konut kredisi kullanıldığını, kullanılan 155.000,00 TL kredi bedelinin 27.07.2007 tarihinde müvekkilinin Yapı ve Kredi Bankası hesabına aktarıldığını ve bu tarihten itibaren 2 aylık süreçte kredi bedelinin davalının eşi olan Kadir'in, davalının ortağı olduğu ... Filmcilik Ltd. Şti., ... Filmcilik Ltd. Şti., ... Sinemacılık hesaplarına aktarmak ve çek borçları için üçüncü kişilere olmak üzere fazlasıyla geri ödendiğini, ancak davalı ve eşi olan abisinin müvekkilinin konut kredisi taksitlerini kısa bir süre ödedikten sonra ödememeleri üzerine, bankaya ipotekli olan evinin satılmaması için gecikme zammı ile birlikte kredi borcunun tamamını müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ve itiraz dolayısıyla takibin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile itirazının iptaline, takibin devamı ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalılar vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alacak miktarını belirtmek zorunda olduğunu, davacının iddialarının somut delilden yoksun olduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında hiç bir hukuki ilişki ve ticari ortaklık olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili; bu davanın tarafları ile konusu aynı olan Bakırköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/559 Esas sayılı dosyasının derdest olması sebebi ile işbu davada derdestlik ilk itirazında bulunduklarını, kabul anlamına gelmemekle alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, aralarında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının muvazaa iddiasının usulsuz ve hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkiline kredi kullanabilmesi için devredilen konutun yeniden davacı tarafından devralındığını, davacı muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürdüğü taşınmazı geri aldığına göre bundan kaynaklı olarak zarara uğramasının da söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Birleşen davada Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli, 2015/553 E., 2015/576 K. sayılı kararıyla; yargı çevresi içerisinde usulüne uygun yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’ nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 14.03.2018 tarihli, 2016/13218 E., 2018/2456 K. sayılı kararla; öncelikle icra dairesinin ve ayrıca mahkemenin yetkisine itiraz edilmediğinden icra takibindeki yetki itirazının öncelikle incelenmesi gerektiğine dair yargılama ön şartından bu dava açısından bahsedilemeyeceği, bu nedenle Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Bozmaya uyan Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli, 2018/333 E., 2019/43 K. sayılı kararıyla; Mahkeme dosyası ile eldeki Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/559 E.sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu anlaşılmakla birleştirilmesine karar verilmiştir.

Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden; dosyada alınan 17.08.2021 tarihli rapor ile 23.03.2022 tarihli ek raporun, denetime açık ve hüküm vermeye elverişli olduğu, davacının, davalıların hesabına aktarılmak suretiyle yapmış olduğu ödemelerin tüketim ödüncü niteliğinde olduğu, kural olarak bu durumun yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, Kadir dışındaki davalılar yönünden ispatın gerçekleşmediği, davalılardan Kadir yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 203.maddesi uyarınca tanıkla ispatın mümkün olduğu, yargılama aşamasında dinlenen tanık (davacı ve davalı ...'in annesi) ...'in beyanları dikkate alındığında davacı ile davalı ... arasındaki tüketim ödüncü ilişkisi bulunduğu kanaatine varıldığı, davanın zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı, çek bedellerinin davalıların nam ve hesabına kullanıldığının ispat edilemediği, davacının, davalı ...'e yaptığı ödemeler ve iade edilen bedeller dikkate alındığında bakiye alacağının 128.360,00 TL olduğu, birleşen dosya yönünden ise; banka hesap kayıtlarına göre davacı tarafından toplam 175.402,00 TL'nin davalıya gönderildiği, davalının da "konut kredisi" açıklaması ile davacıya 155.000,00 TL gönderdiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin konut kredisi nedeniyle yapıldığı kanaatine varılarak, davacının takibe konu edilebileceği miktarın 20.402,00 TL olacağı gerekçesiyle; asıl dava yönünden; davanın davalı ... yönünden kabulü ile, taleple bağlı kalınarak 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dava (Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/333 Esas sayılı dosyası) yönünden; davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu 7.İcra Müdürlüğünün 2015/12186 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptal edilerek takibin 20.402,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz işletmek kaydı ile devamına, fazlaya ilişkin talebin ve şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Asıl ve birleşen davada davacı vekili; Kadir ve diğer tüm davalılar arasında organik bağ bulunduğu hususunun Ticaret Sicil kayıtları ve diğer delillerle ispat edildiğini, bu nedenle husumetten red kararının doğru olmadığını, hükme esas alınan rapora yapılan itirazların dikkate alınmadığını, birleşen dosya yönünden son bilirkişi heyetince açılamadığı belirtilen Tekstilbank tarafından gönderilen CD içeriğinin açılması da sağlanarak, dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmek suretiyle karar vermeye elverişli rapor tesisi için bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden inceleme yaptırılmasına karar verilmesi gerektiğini, banka tarafından müvekkili hesabına ödenen kredi bedelinin büyük bölümünün davalı ... hesabına, bir kısmının da onların bildirdiği kişi ve şirketlerin hesaplarına geri aktarıldığını, buna rağmen müvekkilim ipotek konulan evinin banka aracılığı ile satılmaması için kredi taksitleri ile faizlerini ve yeniden yapılandırma masraflarını ödeyerek krediyi kapattığını, buna rağmen alacağının eksik hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Asıl davada davalı ... ve asıl ve birleşen davada davalı ... vekili; asıl davanın müvekkili Kadir yönünden yazılı belge ile ispat edilemediğinden reddi gerektiğini, birleşen dava yönünden de davanın ispat edilemediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, asıl davada ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine, birleşen davada ise davalı adına çekilen kredi bedellerinin ödenmesi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve HMK'nın 190/1.maddesi gereği herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının asıl davada davalı ... dışındaki davalılara tüketim ödüncü sözleşmesi gereği borç verdiği hususunu yazılı delillerle ispatlayamadığı, davalı ... davacının kardeşi olup HMK'nın 203.maddesi gereği davanın ispatı bakımından tanık dinlenebileceği ve tarafların annesinin beyanları esas alınarak davanın Kadir yönünden ispatlandığı kanaatine varılmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.

Birleşen dava yönünden; davacının davalı adına çekilen kredi bedellerini ödediği ancak kredi bedelinin de ilk olarak davacı hesabına aktarıldığı, davacı her ne kadar bu bedeli davalı ve bildirdiği kişilerin hesabına borç olarak aktardığını beyan etmişse de bu hususu ispatlayamadığı ancak fazla ödediği kısmın iadesini talepte haklı olduğu, CD içerisinde yer alan belgelerin ve ödemelerin Tekstikbank'tan kullanılan krediye ilişkin olduğu bildirildiğinden ve Tekstilbank tarafından gönderilen belgelerin dökümü birleşen dosya içerisinde mevcut olup bilirkişi tarafından incelendiğinden davacının bu yöndeki temyiz itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı ...'den alınıp asıl davada davalı ... ve asıl ve birleşen davada davalı ...'ye verilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla HUMK'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, davalılar yönünden kapalı olmak üzere,04.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.