Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5714 E. 2024/3841 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sulh ile sonuçlanan davada, karşı tarafın vekalet ücretinden davalı bankanın sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile bozma kararında belirtilen hususlar değerlendirilerek ve sulh ile sonuçlanan işlerde karşı tarafın avukatı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin ödenmesinden her iki tarafın müteselsil olarak sorumlu olacağı gözetilerek davalı bankanın karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/363 E., 2022/396 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı Banka vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ..., ... ve ... Nakliyat Ltd. Şti.nin vekili olduğunu, bu davalılar ile diğer davalı banka arasında kredi borcuna dayalı hukuki ihtilaf oluştuğunu, davalı bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla diğer davalılar aleyhine Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2008/5691 E. ve 2008/5693 E. sayılı dosyalarıyla takip başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine davalı banka tarafından Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/266 E. ve 2008/267 E. sayılı dosyalarında itirazın iptali davaları açıldığını, itirazın iptali davaları ve icra dosyalarında borçluların vekili olarak görev yaptığını, davalı banka ile diğer davalılar arasında 15.12.2010 tarihinde borç tasfiye protokolünün imzalandığını, bu protokol gereğince davalı borçluların bankanın başlattığı icra takiplerini kesinleştirmeyi, bu amaçla takiplerdeki itirazdan feragat etmeyi, itirazlar nedeni ile açılmış davalardan vazgeçmeyi, takiplerde şikayette bulunmamayı kabul ve taahhüt ettiklerini, bu doğrultuda tasfiye protokolüne uygun olarak davalıların icra dosyalarındaki itirazlarından vazgeçerek dava dosyalarına feragat beyanında bulunduklarını, bu şekilde dava ve takiplerin neticelendiğini, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesine göre davalıların vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; şimdilik 50.000 TL'nin 30.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Banka vekil; genel kredi sözleşmesi gereğince davalı şirkete kredi kullandırdığını, davalılardan ... ve ...'in ise söz konusu kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredinin ödenmemesi üzerine diğer davalılar hakkında icra takipleri başlatıldığını, borçluların borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığını, davalı şirket ile ödeme konusunda anlaşılmaya çalışıldığını ve borç ödeme protokolü düzenlendiğini, bu protokolün sulh sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, protokol metninde de sulhe ilişkin herhangi bir beyan geçmediğini, tamamı derdest olan takiplerin devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.05.2015 tarihli ve 2013/61 E., 2015/197 K. sayılı kararıyla; davalılar arasında düzenlenen protokol gereği aralarında görülen davaların sona ermiş olmasının vekalet görevine gereksinimi sona erdiren bir tür sulh niteliğinde olduğu ve davacının vekil olarak görev yaptığı dosyada 50.000 TL vekalet ücretini davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.06.2017 tarihli ve 2016/797 E., 2017/7417 K. sayılı ilamıyla; davanın kabulüne ilişkin hüküm oluşturulurken faize hangi tarihten hükmedildiği hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek infazda tereddüt yaratacak şekilde müphem ve çelişkili hüküm kurulduğu gerekçesiyle, tarafların diğer temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 24.04.2018 tarihli ve 2017/771 E., 2018/371 K. sayılı karıyla; davanın kabulü ile 50.000 TL'nin 30.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.02.2020 tarihli ve 2018/3954 E., 2020/1036 K. sayılı ilamıyla; Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı kararı uyarınca davalı bankanın davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle, sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı bankanın karşı vekalet ücretinden sorumlu olacağı, buna göre taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 50.000 TL’nin 30.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 21.03.2023 tarihli ve 2022/8522 E., 2023/707 K. sayılı kararıyla; Mahkemece açıklanan kanun hükümleri gözetilerek ve bozma ilamına uyulmak suretiyle karar verildiği, davanın konusunun karşı yan vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğu ve sulh ile sonuçlanan işlerde karşı tarafın avukatı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin ödenmesinden her iki tarafın müteselsil olarak sorumlu olacağı gerekçesiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan borç tasfiye protokolünün bir sulh sözleşmesi olmadığı, borç tasfiye protokolü olduğu, Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/266 E. sayılı davasından dolayı hükmedilecek akdi ve kanuni vekalet ücreti yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporları ile bankanın alacaklı olduğu hususunun açıkça tespit edildiğini, dava devam etseydi banka lehine vekalet ücretine hükmedileceği, kaldı ki Mahkemece de davalıların aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiğini ancak vekalet ücreti yönünden bankanın talebi olmadığı için bu hususta karar verilmediğini, bu nedenle lehlerine hükmedilmiş veya hükmedilecek karşı taraf avukatlık ücreti bulunmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun)164 ve 165 inci maddeleri

2. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 05.10.2018 tarihli 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamı

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda belirtilen gerektirici sebeplere, Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmış olmasına göre, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.