Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5739 E. 2024/4197 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteminde doktorun ve hastanenin kusurunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm bilirkişi raporlarında doktorun tıp kurallarına uygun davrandığı ve hekim kusurunun bulunmadığı belirtildiğinden, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/104 E., 2022/17 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkilleri ... ile ...'nın müşterek çocukları ...'ın 20.06.2010 tarihinde davalıya ait hastanede dünyaya geldiğini, diğer davalı doktor ...'nun bebekleri ...'a "bilier akrezi" tanısı konulmasında gerekli tetkikleri yapmayarak ihmal gösterdiğini, gerekli uyarılarda bulunulmasına rağmen davalı hekimin bu uyarıları önemsemediğini, bu nedenle çocuktaki tanı ve tedavinin davalı hekimin ihmali sebebiyle geciktiğini, bu gecikme nedeniyle davacı ...'da karaciğer yetmezliği oluştuğunu ve daha sonra karaciğer nakli yapılmak zorunda kalındığını, davacıların maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu ileri sürerek, 150.000,00 TL maddi tazminat ve 200.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı doktor ... vekili; davacının hastalığının doğuştan geldiğini, hastalığın teşhisinde ihmalinin bulunmadığını, davacıların uyarıda bulundukları iddiasının asılsız olduğunu, iki muayene notunda da bu hususta bir not bulunmadığını, bebeği gören diğer hekimlerin de sarılıkla ilgili bir tespitlerinin olmadığını, ihmal ve kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ... ve Tic AŞ vekili; davacıların iddialarının doğru olmadığını, davacıların uğradığı zararda hekimin veya hastanenin kusurunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2016 tarihli ve 2011/319 E., 2016/459 sayılı ilamıyla; davalı doktorun ve hastanenin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2017 tarihli ve 2017/443 E., 2017/437 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.04.2019 tarihli ve 2017/7124 E., 2019/5004 K. sayılı ilamıyla; "... Bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin dayanaklarıyla birlikte giderilmesi, küçüğün rahatsızlığı söz edilen randevuda teşhis edilmiş olsaydı dahi sonucun değişip değişmeyeceği, davalı doktorun ihmalinin bulunup bulunmadığı hususlarında, mahkemece, rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konusunda uzman içerisinde Pediatrik Gastroenteroloji ve Hepatoloji uzmanlarının da bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının açık olarak belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararla; dosya içerisinde bulunan tüm raporlarda doktorun tıp kurallarına uygun davrandığı, hekim kusurunun bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; gerekçeli kararın dayandığı bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, özen borcunu yerine getirdiğine ilişkin ispat külfetinin doktorda olduğu doktorun kusursuzluğunu ispat edemediğini, doktorun sorumluluğunu üzerinden atacak işlemleri yapmadığı, doğuştan gelen hastalığın ne kadar geç ortaya çıkarsa hastanın o kadar çok karaciğer nakli olması gerektiği, bu hususun ilk bilirkişi raporunda belirtildiği, özellikle dosya kapsamında alınan ilk rapordaki tüm hususlara denk gelen bir rapor alınmadan karar verilmiş olması sebebiyle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK

3. Değerlendirme

1. Davanın temeli TBK'nın 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

2. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir.

3.Temyizen incelenen kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosya kapsamında bozma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporu ile davalıların kusurunun bulunmadığının belirlenmiş olmasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.