Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5890 E. 2024/3471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçi statüsünden memur statüsüne geçen davacının, avukatının toplu iş sözleşmesi ve diğer hakedişlere ilişkin alacaklarının takibinde vekalet ücreti ödenmesi hususunda kusurlu davranması nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin önceki yargılama aşamalarında bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun olarak hüküm kurulduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/265 E., 2022/171 K.

Taraflar arasındaki alacak davasına ilişkin yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin devlet hastanesinde anestezi teknikeri olarak çalışırken 14.11.2003 tarihinde memur kadrosuna geçtiğini, çalıştığı dönem Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, imzalanan toplu sözleşme gereği oluşan farklar için dava açılması amacıyla davalıya vekaletname verdiğini, dava kalemlerini TİS ücret farkı-ikramiye-sosyal yardım-hizmet zammı-konut yardımı-vasıta yardımı-fazla çalışma ücreti-genel tatil ücreti ve yıllık ücret alacakları olduğunu, fazla mesai ve genel tatil ücretine ilişkin davanın Yargıtaydan onanarak kesinleştiğini, bu davada üyelikten doğan hakların talep edilmediği gibi, faizin de yanlış istendiği daha sonra, davaların eksik açıldığı uyarısı üzerine TİS ücret farkı-ikramiye-hizmet zammı-sosyal yardım-giyim yardımı-konut yardımı ve bakiye fazla mesai ve genel tatil ücret alacağına ilişkin davanın neticelendiğini ve halen Yargıtayda olduğunu, bu davada da TİS'den kaynaklanan dava olması nedeni ile ücret farkı-ikramiye-hizmet zammı-sosyal yardım-giyim yardımı-konut yardımına 2822 sayılı Kanunun 61 inci maddesi gereği en yüksek işletme kredisi, faiz oranı/bakiye fazla mesai ve genel tatil ücret alacağına en yüksek banka mevduat faizi talep edilecekken, tümüne en yüksek banka faizi talep edildiğini, 08.04.2008 tarihli ıslah dilekçesinde de doğru faizin talep edilmediği, İzmir 7. İş Mahkemesinde verilen bilirkişi raporunun hatalı olmasına rağmen rapora itiraz edilmeyip aksine kabul edildiğini oysa, TİS'in 25 inci maddesi gereği anestezi uzmanı olan davacının diğer hemşirelerden farklı olarak hizmet zammı olarak emsali memur personele ödenen iş riski, iş güçlüğü, temininde güçlük zammı ve özel hizmet tazminatı olarak hizmet zammı alması gerektiği, davalının davacının anestezi teknikeri olduğunu gözetmeksizin düz işçi gibi talepte bulunduğunu ve böylece eksik hesaplama yapıldığını, temerrüt tarihleri 2003 ten itibaren işletilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işletildiğini ve böylece zarar neden olduğunu, fazla mesai ve genel tatil alacaklarında TİS dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını, 2003 yılına ait alacaklarda fazla mesai alacağının hesaplanmasında gündüz için %60, gece için %75 zamlı mesai ücreti, genel tatil için de üç katı tutarında hesaplama yapılması gerektiği, buna rağmen hatalı bilirkişi raporuna itiraz edilmediği gibi temyiz de edilmediği, böylece davacının, aynı serviste çalışan aynı konumdaki diğer kişilerden düşük alacak hakkı elde ettiği, davalının, davacının uyarısını dikkate almayarak zararına neden olduğu, davacının icra takibine konu alacak haklarını, yasal hakları saklı kalmak koşulu ile davalıdan teslim aldığını, dava açılmadan önce davacının oluşan 25.000,00 TL zararının 04.02.2010 tarihli dilekçe ile davalıdan talep edilmesine ve posta davalıya 05.02.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalının ödemeye yanaşmadığından bahisle 9.000,00 TL'lik dava miktarını 06.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 26.171,59 TL arttırarak 35.171,59 TL'ye çıkartmış olup, 35.171,59 TL'nin çekilen ihtar yazısına göre temerrüt tarihi olan 01.05.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.03.2012 tarihli ve 2010/110 E., 2012/49 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, alacağın 25.000,00 TL'lik bölümü için 06.02.2010 tarihinden, kalan kısmı için de daha sonraki talep tarihi olan 06.01.2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.03.2013 tarihli ve 2012/12051 E., 2013/6727 K. sayılı ilamı ile; davalı vekilinin savunmasında dava dışı 3. kişilerin vekili olarak takip ettiği dava dosyalarını örnek gösterdiği ve o dosyalarda en yüksek devlet bankası kredilerine uygulanan faiz oranının esas alındığını, oysa kendi aleyhine açılan iş bu davada özel bankaların da faiz oranlarının dikkate alındığını, bu durumun kendi aleyhine adaletsizlik doğuracağını belirttiği, hal böyle olunca, davalının daha önceki dosyaları örnek göstermesi üzerine, mahkemece bu husus üzerinde durularak, bilirkişilerden ek rapor alınması ve inceleme sonunda hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemenin, 16.02.2017 tarihli ve 2015/35620 E., 2017/1944 K. sayılı kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak davanın kısmen kabulü ile 2.287,04 TL'nin 09.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.02.2017 tarihli ve 2015/35620 E., 2017/1944 K. sayılı ilamı ile; Türkiye Ekonomi Bankası'na yazılan müzekkere cevabı temin edilmeden dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, TEB'den cevap gelmediği için o bankaya ait faiz oranın tespit edilmediği, yine emsallerde belirtildiği üzere davalının taraf olduğu aynı nitelikte dosyaların dosya arasında bulunmadığından incelenmediğinin belirtildiği, bu noktada raporun hükme esas teşkil edemeyecek oranda eksik olduğu, öyleyse Mahkemece bahsedilen eksiklikler giderilerek, ek rapor tesisi ile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemenin, 17.09.2019 tarihli ve 2017/187 E., 2019/304 K. sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile 11.209,59 TL alacağın 06.02.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 09.06.2021 tarihli ve 2020/6203 E., 2021/6320 K. sayılı ilamı ile; Türkiye İş Bankası'nda fiilen uygulanan faiz oranının yıllara göre ayrı ayrı ne olduğu netleştirilerek ve gerektiğinde ek rapor alınmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İş Bankasına yazı yazılarak 2003-2010 yılları arası bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek işletme kredi faizinin yıllara göre ayrı ayrı olarak celp edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, davanın kısmen kabulü ile 11.489,59 TL alacağın 06.02.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 10.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, daha önceki hesaplamalarda %300, %180 gibi faiz oranları olduğunu, %75,%50,%40 gibi faiz oranlarının hatalı olduğunu savunarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, işçi statüsünde çalışırken memur statüsüne geçirilen davacının toplu iş sözleşmesi ve diğer hakedişlerine göre ödenmeyen hak ve alacaklarının tahsili için açılan dava ve sonrasında başlatılan icra takibinde vekili olarak hareket eden davalı avukatın kusuru nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozma ilamlarında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.