"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/588 E., 2023/732 K.
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin eski damadının davalı bankadan kullandığı tüketici kredi sözleşmesine teminat olarak adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazı gösterdiğini, kredi taksitlerinin tamamını hiçbir gecikme olmaksızın ödendiğini, davalı banka tarafından geçerli sebep olmaksızın kredi hesabının kat edildiğini ve eski damadı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlatıldığını, taşınmazın maliki olmasına rağmen icra takibinden haberi olmadığını, kıymet takdiri aşamasında icra takibinden haberi olduğu ve tüm kredi borcunu kapatarak taşınmazın icra yoluyla satışını durdurduğunu, davalı bankanın haksız ve hukuki dayanağı olmadan başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi neticesinde faiz, vergi, icra masrafı vekalet ücreti ve sair adı altında haksız olarak 32.014 TL fazla para tahsil ettiğini, etrafından borç alarak kredi borcunu kapattığını, bu durumdan çok etkilendiğini ileri sürerek; 5.000 TL manevi tazminat ile fazla tahsil edilen 32.014 TL'nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerde yatıranın adı, hangi borca mahsuben yatırıldığı gibi bilgilerin yer almadığını, ödemelerin dava dışı kredi borçlusunun ıban nosuna yapıldığını ve otomatik olarak gecikmiş borçlarına alacak kaydedildiğini, 17.11.2011 tarihinde yatan tutarın 393,58 TL si, 17.05.2011 tarihinde 498,11 TL si, 15.07.2011 tarihinde ise 29.50 TL si dava dışı İsmail'in kredi kartı borcunun asgari ödemesine otomatik olarak mahsup edildiğini, 17.06.2011 tarihinde ise yatan tutarın 395,00 TL sinin dava dışı İsmail tarafından çekildiğini, böylece toplam 1.316,19 TL taksit tutarının eksik kaldığını, Aralık 2011 ve Ocak 2012 taksitleri yatırılmadığından yasal hakları kullanılarak hesabın kat edildiğini, davacının ipotek yükünden kurtulmak için borca mahsuben yaptığı ödemelerinin iadesinin söz konusu olamayacağını, davanın asıl muhatabının dava dışı İsmail olup davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 18/02/2016 tarihli ve 2013/1194 E., 2016/78 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüyle 3.855,46 TL'nın 04.09.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 33.158,54 TL fazlaya ilişkin talebin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemiz 30.09.2021 tarihli ve 2020/6475 E., 2021/9375 K. sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazları reddedilerek davacının ipotek borçlusu olması sebebiyle kredi borcunu 92 ay vade imkanı ile ödeme hakkı mevcutken bankaca muaceliyet ihbarında bulunulmaması nedeniyle iki taksit halinde ödemesine neden olunduğu hususu ile kredi borcu için süresinde ödenen taksitlerin dava dışı ...'ın kredi kartı hesabına aktarılabileceği yönünde sözleşmede hüküm bulunup bulunmadığı hususunun da birlikte değerlendirilerek, tarafların kusur oranlarını belirleyen ve sözleşme hükümlerine göre davacının ödemekle yükümlü olduğu miktarı net olarak hesaplar bilirkişi raporu alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle taraflar yararına karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığından tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalı banka ile asıl borçlu ve davacı arasında akdedilen sözleşmelerde davacı tarafça yapılacak ödemelerin dava dışı asıl borçlunun kredi kartı veya kredili mevduat hesabı borcuna aktarılabileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı, davacı tarafça dava dışı asıl borçlunun mevduat hesabına yatırılan tutarların dava dışı asıl borçlunun serbestçe kullanımına müsait olduğu, davacının dava dışı asıl borçlunun mevduat hesabına yatırdığı tutarların bir kısmı ile dava dışı asıl borçlunun dava dışı KMH ve kredi borcunun ödenmesi işlemlerinde davalı bankanın kusurunun bulunmadığı, yapılan işlemlerin genel bankacılık uygulamalarına uygun olduğu, usulüne uygun muacceliyet ihbarı bulunmadığından dava konusu krediden kaynaklı borç için davacı açısından temerrüdün oluşmadığı ve davacıdan temerrüt faizi istenemeyeceği kanaatiyle kredinin kapatıldığı 04.09.2012 tarihi itibari ile davacıdan fazladan tahsil edilen tutarın 2.932,36 TL olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle; 2.932,36 TL bedelin 04.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişilerin ilk ve son taksitler arası faiz hesaplaması yaparken erken ödeme dolayısıyla yapılması gereken faiz indirimini hesaba katmadıklarını, raporların eksik ve hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği, bilirkişi raporlarının bahsettikleri hususları irdelemediğini, davalının haksız eylemine karşı manevi tazminata hükmetmemiş olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili bankanın işleminin hukuka uygun olduğunu, davacının maddi manevi zarara uğramadığı aksine kendisinden faiz ve masraf alınmadığı için kar ettiğini, müvekkili bankanın kusuru olmadığı ve davacıdan akdi ve temerrüt faizi alınmadığı için banka aleyhine de faize hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kredi sözleşmesinin haksız kat edilmesi nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma gerekleri yerine getirilmek suretiyle alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcın temyiz eden davalıya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.