Logo

3. Hukuk Dairesi2023/661 E. 2023/2588 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ortak hesaptan paranın tamamının çekilmesi nedeniyle davacının payına düşen miktarın tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Müşterek hesaptaki paranın kaynağının araştırılmasına gerek olmadığı, hesabın sonradan müşterek hale getirilmesinin önemi bulunmadığı, taraflar arasında aksine bir sözleşme olmadıkça pay oranlarının eşit olduğu ve payından fazlasını çeken hesap sahibinin diğerine karşı sorumlu olduğu gözetilerek davalı tarafından çekilen paranın yarısının davacıya ödenmesi gerektiğine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının amcası olduğunu, amcası ile arasında .... ... Bankası ... Ticari Şubesi nezdinde ortak hesabı bulunduğunu, söz konusu hesap davalının hesabı iken ortak edildiğini, ortak hesap yapılan tarihte hesap bakiyesinin 150.000,00 USD olduğunu, ortak hesaba çevrilen bu hesaba ilişkin olarak taraflarca aksi kararlaştırılmadığını, bir sözleşme yapılmadığını, ortak hesap üzerinde davalı ile aynı haklara eşit olarak sahip olmasına rağmen davalı tarafından kendisine haber verilmeden ve gizlice bütün paranın şahsi hesabına aktarıldığını, durumu öğrendikten sonra davalı amcasından kendi hakkı olan parayı istediğini, ancak bu görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, davalı ve bankaya ihtarname gönderdiğini, dava dışı banka tarafından hesabın teselsül hesap niteliğinde olduğunun ve ödemeyi bu sebeple davalıya yaptıklarının bildirildiğini, davalının haksız şekilde ortak hesaptaki paranın tamamını çekmesinden dolayı kendi hakkı olan parayı ödemekle yükümlü olduğunu belirterek ortak hesaptaki paranın taraflar arasında eşit olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı şimdilik fazladan çekilen 5.000,00 USD'nin davalıdan tahsiline, ihtarname tarihinden itibaren yabancı para cinsine ilişkin faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, 26.01.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle; 5.000,00 USD olan dava değerini 75.000,00 USD olarak ıslah ederek davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının uyguladığı yabancı para faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının babası ile üvey kardeş olduğunu, ailevi nedenlerden dolayı davacıya 11 yaşından itibaren baktığını, üniversite eğitiminden sonra işsiz kalmasından dolayı davacıyı kendi şirketinde işe alarak davacıya düzenli bir gelir sağladığını, kendisine ait olan evde davacının 3 yıl boyunca kaldığını, davacının sürekli maddi destek talebinde bulunduğunu, davacının borçlarını ve kredilerini kapattığını, davaya konu olan ortak hesaptaki paranın kişisel tasarrufları ile biriktirmesinin mümkün olmadığını, ihtarnamelere verilen cevaplarda da söz konusu hesapta bulunan miktarın sahibi olduğu ... ilçesindeki taşınmazının satımından elde edilen para olduğunu, hesabına havale yoluyla aktarıldığını, havale işleminden 3 hafta sonra davacının hesaba dahil edilerek müşterek hesaba çevrildiğini, davacıyı hesaba eklemesinin sebebinin ihtiyacı olduğunda zor durumda kalmaması olduğunu, ihtiyacı olduğunda da söz konusu hesaptaki tüm parayı kullanabileceğinden davacının haberdar olduğunu, davacıya ayrıca 50.000,00 USD elden verdiğini, ihtiyacı olması nedeniyle müşterek hesapta bulunan mevduatın vadesinin bozulmasını istememesi nedeniyle davacıya elden verilen miktarı geri istemesi üzerine davacının bu durumu reddettiğini, davacının kendisi ve ailesiyle iletişimini kestiğini, davacı yeğenine karşı güveninin sarsılması nedeniyle müşterek hesaptaki tüm parayı kendi hesabına aktarmak zorunda kaldığını, davacıya sadece bir ihtiyacı doğması durumunda kullanılması için emanet olarak verilen ve talep halinde kullanılmak üzere sahibine iadesi gereken paranın davacı tarafından verilmemesi nedeniyle mağdur durumda olduğunu belirterek davacı hakkında tazminat taleplerinin saklı tutulmasını ve davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu hesaptaki paranın müşterek hesap olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, yine davalının müşterek hesaptaki parayı tek başına çektiği hususunda da bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın hesabın kaynağına yönelik savunmalarının hesabın niteliği nazara alındığında hukuken yerinde olmadığı, bu bağlamda hesabın niteliği gereği söz konusu müşterek hesaptaki paraya yönelik mülkiyetin yarı yarıya olduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafça aksi yöndeki savunmaları ispata elverişli yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, bu kapsamda davalı tarafça çekildiği sabit olan 150.000,00 USD gözetilerek davacı tarafın çekilen bedelin yarısı olan 75.000,00 USD yönünden isteminin hukuken yerinde olduğu, davalı tarafça sunulan ıslah dilekçesi de nazara alınarak alacağın yabancı para alacağı olması nedeniyle işletilecek faizin de 3095 sayılı yasanın 4/A hükmü uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, toplam 75.000,00 USD'nin, 5.000,00 USD'si yönünden 05.02.2021, bakiye 70.000,00 USD'si yönünden dava tarihi olan 15.03.2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A hükmü uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı; taraflar arasındaki aile ilişkileri ve sosyal ve ekonomik durumlarının incelenmediğini, hesaptaki paranın sattığı taşınmazın bedeline ait olduğunu ve davacının bu paranın yatırıldığı hesaba daha sonra ortak olarak eklendiğini, bu hususta mahkemece davacıya talebinin açıklattırılması gerekirken buna uyulmadığını, mahkeme kararının usule aykırı olduğunu, müşterek hesaba yatırılan paranın kaynağının araştırılması gerekirken araştırılmadığını, anne babası tarafından bakılmayan davacıya baktığını, yeterli delil toplanmadan karar verildiğini, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tanıklarının dinlenilmediğini, bağış sebebinin olup olmadığı konusunda tanık dinlenilmesi gerektiğini, küçüklere yapılan yardımların teamül gereği senede bağlanmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, kısmi dava açılamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların müşterek hesaptaki para üzerinde yarı yarıya hak sahibi olduğu, taraflardan biri müşterek hesaptaki payından fazlasını çekmişse, fazlası için diğer hesap sahibine karşı sorumlu olduğu, bu sorumluluğun diğer hesap sahibinin vekili gibi hareket etmesine dayandığı, mevduat hesabı birden fazla kişiye ait ise taraflardan her biri hesaptan para çekerken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olduğu, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine karşı borçlu durumuna girdiği, bu durumda davalının ortak hesaptan çekilen ve aksi ispat edilemeyen bu bedelin yarısını davacıya ödemek zorunda olduğu, paranın kaynağının olaya etkisi bulunmadığı, davacı kısmi dava açma hakkına sahip olduğu, kalan kısım için davasını ıslah ettiği, davada tanık dinlenilmesi ve bilirkişi incelemesi yapılmasına da gerek olmadığı, mahkemece asıl ve ıslah edilen kısımlar yönünden hükümde faiz başlangıçları belirtilmiş ise de davanın kısmi dava olduğu, bu bağlamda asıl talep yönünden ihtarname gözetilerek belirlenen temerrüt tarihi itibarıyla, ayrıca ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, mahkeme ıslah edilen kısım açısından dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği, faiz başlangıcı ve temerrüde dair davalının istinaf sebebi olmadığı, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede bu hususta inceleme yapılmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, müşterek hesaptaki paranın tamamının çekilmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6908 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Müteselsil alacaklılık başlıklı 169 uncu maddesi şöyledir:

"Müteselsil alacaklılık, borçlunun, alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediği durumlarda doğar.

Borçlu, alacaklılardan birine yaptığı ifayla, bütün alacaklılara karşı borcundan kurtulmuş olur.

Alacaklılardan birinin icraya veya mahkemeye başvurmuş olduğu kendisine bildirilmedikçe, borçlu onlardan dilediği birine ifada bulunabilir.

Aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim üzerindeki hakları eşittir.

Kendisine düşen paydan fazlasını elde eden alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diğer alacaklılara ödemekle yükümlüdür."

2. Müşterek hesapta, her bir hesap sahibi müteselsil alacaklı durumundadır. Müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Hesabın, teselsüllü müşterek hesap olması ise, tarafların her birinin bu hesaptan istediği kadar para çekebilmesi ve bankanın bu nedenle sorumluluğunun doğmaması ile ilgilidir. Taraflardan biri müşterek hesaptaki payından fazlasını çekmişse, fazlası için diğer hesap sahibine karşı sorumludur. Bu sorumluluk diğer hesap sahibinin vekili gibi hareket etmesine dayanır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.09.2022 tarihli ve 2022/4588 E., 2022/6369 K. sayılı ilamı). Ayrıca müşterek hesaba yatırılan paranın kaynağını araştırmaya gerek yoktur. Eş söyleyişle, taraflara ait paranın, sonradan taraflar adına açılan müşterek hesaplara yatırılmış olması, hesabın müşterek olma niteliğini değiştirmez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli ve 2022/890 E., 2022/1821 K. sayılı ilamı.).

3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.02.2016 tarihli ve 2015/40233 E., 2016/3203 K. sayılı ilamında da; "sonradan müşterek hesaba dönüştürülmüş olsa da taraflardan herbiri, hesaptan para çekerken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olduğu ve payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine göre borçlu durumuna düştüğü" belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; davalının dava konusu yapılan hesaba 18.02.2019 tarihinde 150.000,00 USD para yatırdığı, davalı tarafından 08.03.2019 tarihinde söz konusu hesabın teselsüllü müşterek hesap haline dönüştürüldüğü, davalı tarafça müşterek hesapta bulunan 150.000,00 USD'nin 21.03.2019 tarihinde çekildiği, emsal Yargıtay içtihatlarına göre müşterek hesaba yatırılan paranın kaynağını araştırmaya gerek olmadığı, hesabın sonradan müşterek hesap halinde gelmesinin de önemi olmadığı, taraflar arasında aksine sözleşme olmadığı takdirde pay oranlarının eşit olduğu, payından fazlasını çeken hesap sahibinin diğerine karşı sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.