"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanı kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davalılardan ... ve ... hakkındaki davanın zamanaşımından reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafın duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalıların, murisleri Veli ve ...'in mirasçıları, müvekkilinin ise davalılardan ...'nün eşi olduğunu, murislerden Veli'nin 25.02.2007 tarihinde, ...'in ise 05.04.2013 tarihinde vefat ettiklerini, murislerin arsa nitelikli taşınmazları üzerine inşa ettikleri binanın 3 üncü ve 4 üncü katının yapımında müvekkiline ait söz, nişan ve düğün takılarını inşaat bitince aynen iade edeceklerini söyleyerek alıp kullandıklarını, murislerden ...'in açtığı başka bir dava dosyasında buna ilişkin ikrarının bulunduğunu, söz konusu takıların müvekkiline iade edilmediğini ileri sürerek; şimdilik 34 gramlık (10.000,00 TL'lik) kısmının murisler Veli ve ...'in yasal mirasçıları olan davalılar tarafından aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... vekili; davacı mirasçı olmadığından taraf sıfatı bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile davalılardan ...'nün evli olduğunu, davacının kocasına yönelik böyle bir dava açmasının hukuken mümkün olmadığını, talep edilen ziynet eşyalarının müvekkillerine verilmediğini, bu nedenle talep edilmesinin mümkün olmadığını, mirasta iade davasının da yasal koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; muris Veli ve ...'in oğlu olduğunu, anne ve babasının bina yapımı için davacı eşinin bütün takılarını aldıklarını, kendisinin de inşaatın masrafının çok olduğu için davacı eşine takıları vermesini söylediğini, anne ve babasının da inşaat bitince borçlarını ödeyeceklerini ve kendilerine iki daire vereceklerini söylediklerini, bina bittiğinde babasının daire vermediğini, bu duruma karşı çıktıklarını, ancak babasının çocukları ile birlikte kendisini kovduğunu, davayı kabul ettiğini belirterek, anne ve babasından kalan miras payları ile ablaları tarafından verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; muris Veli'nin 25.02.2007 tarihinde, muris ...'in ise 05.04.2013 tarihinde vefat ettiği, davalıların murisler Veli ile ...'in yasal mirasçıları oldukları, davacının da müteveffa Veli ile ...'in gelini, davalı ...'nün de eşi olduğu, Veli ile ...'in ilgili taşınmazda inşa ettikleri binanın yapımı için davacıya ait davaya konu ziynetleri aldıkları, bu hususun muris ... 'in başka bir dava dosyasında verdiği dava dilekçesindeki ikrar niteliğindeki beyanları, dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve kesin hüküm gibi sonuç doğuran davalı ...'nün kabul beyanı ile sabit olduğu, her ne kadar davalı tanıkları söz konusu binanın murislerin kendileri tarafından yapıldığını beyan etmişlerse de, bir kısım tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, bir kısım tanığın beyanının ise davacı tanıklarının ve muris ...'in ikrara yönelik beyanları ile çeliştiğini, davacının davaya konu ziynetleri davalıların murislerine verdiği ve bu ziynetlerin davacıya iade edilmediği gerekçesiyle; davanın kabulü ile ayrıntısı ve değeri bilirkişinin 16.06.2021 tarihli raporunda bildirilen altın eşyalarının davacıya davalılarca aynen iadelerine, aynen iadeleri mümkün olmadığında 10.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden itibaren, geriye kalan 120.212,00 TL'lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bedelleri toplamı olan 130.212,00 TL'nin davalılardan miras payları oranında alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili; davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, davanın konusu, evlilik birliğinden kaynaklı ziynet eşyalarının iadesi ya da bedelinin tahsili davası olmadığından zamanaşımı süresinin dolduğunu ancak Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile zamanaşımından söz edilemeyeceğine karar verildiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davada davacı tarafça, kendisine ait ziynet eşyalarının tarafların murisine ait binanın 2. ve 3. katlarının tamamlanması için rızası ile ve kendilerine daire verileceği inancıyla verildiği, kendilerine ev verilmediği gibi yapılan dairelerde de murisin tasarruf ettiği, murisler tarafından evlerinden de kovuldukları, ziynetlerin iade edilmediği ileri sürüldüğü, davanın sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayandığı, somut olayda ,davacının kendilerine ev verileceği inancı ile dava konusu ziynetleri murise verdiğini iddia ederek dava açmış olup, murisin ölümünden evvel 1986 yılında evlerinden atıldıkları, murisle küstükleri belirtildiğinden kendilerine artık ev verilmeyeceğini öğrenme tarihinin en geç (davaya konu taşınmazın muris Veli adına kayıtlı olduğundan) muris Veli'nin ölüm tarihi olan 25.02.2007 tarihi olduğu, olayda uygulanması gerekli zamanaşımı süresinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre (818 sayılı Kanun) " iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına ..." hükmü uyarınca 1 yıllık süre olduğu, dava tarihinin ise 16.01.2020 olup 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, yine davacının bu davada husumet yönelttiği davalılara söz konusu takıları "ziynet eşyası şeklinde " verdikleri iddiası da bulunmadığından bunların misli eşya olduğundan aynen iadesi gerekeceği ve aile hukukuna ilişkin iddialar yönünden ziynetlerin misli eşya olarak aynen iadeleri mümkün olduğundan zamanaşımı süresinin işlemeyeceği şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu içtihadının somut davada uygulanma kabiliyetinin de bulunmadığı, süresi içinde yaptıkları zamanaşımı def'i sebebiyle davanın davalılar ... ve ... yönünden zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasa gidilerek ve yazılı gerekçe ile ve davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; davalılar ... ve ...'nın istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu davalılar yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında davalılar ... ve ... hakkındaki davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın niteliği gereği davalılar ... ve ... yönünden davanın zamanaşımına uğramasının mümkün olmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 641 nci maddesi uyarınca mirasçıların tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarını, davacının dava hakkının mülkiyet hakkından kaynaklandığını, davaya konu edilen misli eşyanın aynı cins ve nitelikte emsalinin yerine konulabilmesinin mümkün olmasına göre, ziynet eşyasının iadesine yönelik bu talep yönünden zamanaşımının söz konusu olmayacağını, davalıların mirasçı olup murislerinin borçlarından halefiyet ilkesi gereği sorumlu olduklarını, muris ...'in beyanı ve tanık beyanları ile davanın sübut bulduğunu, İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki niteliğinin doğru belirlendiğini, Bölge Adliye Mahkemesince ise davanın niteliğinde yanılgıya düşüldüğünü ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıların murislerine ait binanın yapımı için davacıdan alındığı beyan edilen ziynetlerin aynen iadesi olmazsa alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesi,
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle muris Veli'nin 25.02.2007 tarihinde ölümü üzerine 818 sayılı Kanun'un 66 ncı maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı ve davanın açıldığı 16.01.2020 tarihi itibariyle bu sürenin dolmuş olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.