"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/798 E., 2021/644 K.
KARAR : Davanın reddine
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; elektrik aboneliği için dava dışı TEDAŞ ile imzaladığı 02.03.2004 tarihli dağıtım sistemine bağlantı anlaşmasının özelleştirme işlemi sonrasında da aynen devam ettiğini, akabinde kar amacı gütmeksizin katılımcılarının ihtiyacını karşılamak amacıyla dağıtım lisansı aldığını ve satın almış olduğu enerji bedelini aynen katılımcılarına yansıttığını, ancak abonesi olduğu davalı şirketin söz konusu bağlantı anlaşmasına aykırı olarak 01.05.2012 ile 30.04.2013 tarihleri arasındaki dönemi kapsayacak şekilde kayıp-kaçak bedeli adı altında fazladan bedel tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.04.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 2.531.784,75 TL olarak belirlemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının ödemiş olduğu elektrik enerjisi bedelini katılımcılarına aynen yansıttığını, bu nedenle zararından bahsedilemeyeceğini, ayrıca istirdadı istenilen bedelin EPDK tarafından belirlenen tarifeler uyarınca davacıya yansıtıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.11.2015 tarihli ve 2014/1160 E., 2015/1002 K. sayılı kararıyla; davacı OSB'nin 2013 yılının Haziran ayı içerisinde dağıtım lisansı alarak davalı ... ile ilişkisini sona erdirdiği, davaya konu dönemlerde ise davacının OSB Kanunu'nun verdiği yetkiye istinaden bölgesinde bulunan katılımcılara elektrik perakende satış hizmeti sunduğu, davalıdan satın aldığı enerji bedeli içinde kayıp-kaçak bedelinin de bulunduğu, kayıp-kaçak bedeli dahil ödediği enerji bedelini aynen katılımcılarına yansıttığı, davalı tarafından faturalara yansıtılarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciler tarafından istirdadının talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2.531.784,75 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 28.11.2017 tarihli ve 2017/13588 E., 2017/16581 K. sayılı ilamla; davaya konu dönemde yürürlükte bulunan Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik hükümleri, 29.12.2010 tarihli ve 3002 sayılı Kurul Kararı ile belirlenerek 31.12.2010 tarihli ve 27802 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mülga "21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar" ve ilgili mevzuat hükümleri, yine davacının dava dışı TEDAŞ ile imzalamış olduğu "Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması", "Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması" ve dava dışı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan almış bulunduğu OSB Dağıtım Lisansı birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının iletim sistemi kullanıcısı olup olmadığı ve bu bağlamda dava konusu dönemde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca kayıp-kaçak bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı hususlarında Mahkemece, bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 27.02.2019 tarihli ve 2018/108 E., 2019/229 K. sayılı kararıyla; davaya konu fatura dönemlerinde davacının dağıtım sistemi kullanıcısı olduğu, bu nedenle davaya kayıp-kaçak bedelini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 10.12.2019 tarihli ve 2019/2599 E., 2019/9909 K. sayılı ilamla; davacı ile dava dışı TEDAŞ arasında 02.03.2004 tarihli sistem kullanım anlaşması imzalandığı, bu anlaşmada “Niğde 2. AHM’de devam eden davanın sonucuna göre bağlantı noktası ve mülkiyet sınırının yeniden tespitine” ilişkin ibareye yer verilmiş olmasına rağmen, sözleşmeye konu bu davanın sonucuna yönelik Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığı, bozma sonrası Mahkemece, Niğde OSB’nin ölçüm noktasının tespiti amacıyla mahallinde keşif yapılmış ve (9506081 tesisat numarası) keşfe katılan ... mühendisi tarafından tanzim olunan 26.07.2018 tarihli rapor ile “9506081 tesisat numaralı elektrik abonesinin kullanmış olduğu enerji sarfiyatını ölçüm noktası TEİAŞ TK (KÖK) indirici merkez (154\34.5 KW) binasına bağlı olduğu” belirtilmiş olmasına rağmen, davaya konu dönemler için Niğde OSB’ye enerji sağlayan tesisler ile ilgili herhangi bir projenin mevcut olmadığı, dolayısıyla OSB’nin enerji ihtiyacını hangi trafodan karşıladığı, bu trafonun nereye bağlı olduğu (iletim mi, dağıtım mı) ve enerji alınan bu tesislerin mülkiyetinin kime ait olduğu, bu tesislerin TEDAŞ ve MEDAŞ arasında imzalanan işletme hakkı devri sözleşmesi uyarınca davalıya devredilip devredilmediği hususunun araştırılmadığı, OSB’nin enerji ihtiyacını hangi trafodan karşıladığı, enerjinin iletim tesisinden alınıp alınmadığının yani iletim sistemine doğrudan bağlantı yapılıp yapılmadığının (iletim mi, dağıtım mı?) ve enerji alınan bu tesislerin dava konusu dönemler itibariyle mülkiyetinin kime ait olduğunun, (davacı ile dava dışı TEDAŞ ve MEDAŞ müessese müdürlüğü arasında görülen Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/565 E., 2004/548 E., ve 2006/206 E. sayılı dosyaların da dosyaya temini sağlanarak) araştırılması, bu tesislerin TEDAŞ ve MEDAŞ arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca davalıya devredilip devredilmediğinin, yine davacı OSB’nin iletim sistemi kullanıcısı olduğu 01.05.2013 tarihindeki fiziki ve mülkiyet durumu ile dava konusu edilen dönemler arasındaki fiziki ve mülkiyet durumu arasında bir değişiklik olup olmadığının, davacı ile dava dışı TEDAŞ arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının, iletim sistemi kullanıcısı olmaya engel teşkil edip etmediği; yine 212 sayılı Kurul Kararı uyarınca davacının dağıtım sistem kullanıcısı olarak kabul edilebilmesi için 5. maddedeki “mülkiyeti üretici ve tüketiciye ait olan hatların TEDAŞ’a devredilmesi” şartının sağlanıp sağlanmadığının araştırılması sonrasında, davaya konu dönemde yürürlükte bulunan Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik hükümleri, 18.09.2003 tarih ve 212 sayılı Kurul Kararı, 28.05.2004 tarih ve 323 sayılı Kurul Kararı, 29.12.2010 tarihli ve 3002 sayılı Kurul Kararı ile belirlenerek 31.12.2010 tarihli ve 27802 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mülga "21 Dağıtım Şirketi için Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar" ve ilgili mevzuat hükümleri, yine davacının dava dışı TEDAŞ ile imzalamış olduğu "Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması", "Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması" ve dava dışı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan almış bulunduğu OSB Dağıtım Lisansı hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının iletim sistem kullanıcısı olup olmadığı ve bu bağlamda dava konusu dönemde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca kayıp-kaçak bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı hususlarında bilirkişilerden ek rapor alınması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 26.07.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu hükme esas alınarak, davacının ...trafo merkezi içindeki davalı şirket kullanımında olan baraya bağlı olduğu, davaya konu fatura dönemlerinde "iletim şalt sahalarının dağıtım şirketinin kullanımındaki OG baralarına özel hattı ile bağlı tek bir tüzel kişi durumunda kullanıcı" sıfatını taşıdığı, dağıtım sistemine bağlı olduğu, kayıp-kaçak bedeli ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 11.10.2022 tarihli ve 2022/921 E., 2022/7608 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda; bozma ilamında araştırılması istenen dosyaların celp edildiği, buna göre, Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/565 E. 2006/25 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından TEDAŞ’a karşı açılan davada, davacının enerji ihtiyacını mülkiyeti kendisine ait olan ve devredilmeyen enerji hattı ile ...TEİAŞ’daki trafodan sağladığı, enerji hattının bakım ve işletmesini kendi imkanları ile yapmakta olduğu, bu hali ile iletim sistemi kullanıcısı olduğu, davalının abonesi olmasına rağmen dağıtım hizmetlerinden yararlanmadığı gerekçesiyle, dağıtım sistemi kullanım bedelinin iadesine karar verildiği, davalının temyizi üzerine, kararın Yargıtayca onanmasının ardından karar düzeltme talebi reddedilerek kesinleştiği; aynı şekilde Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/548 E. 2008/32 K. sayılı dava da; davacının iletim sistemi kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, bu kararın da temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, işbu davanın tarafları olan Niğde OSB ve Meram EDAŞ arasında görülen Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/206 E. 2009/372 K. sayılı kararıyla; davacının iletim sistemi kullanıcısı olduğu kabul edilerek davanın kabul edildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği görülmektedir.
Her ne kadar; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, ilgili dosyalarda eksik incemeleye dayalı olarak hazırlanmış olan bilirkişi raporu neticesinde karar verildiği belirtilmiş ise de; davacının iletim sistemi kullanıcısı olduğu yönünde daha önce açılan ve kesinleşen davalardaki gerekçe ve kararların kesin delil etkisi değerlendirilmemiştir.
O halde, mahkemece; davacı tarafından daha önce açılan davalardaki iletim sistemi kullanıcısı olduğuna yönelik belirlemelerin, aynı hukuki uyuşmazlığa dair dava konusu dönemlere ilişkin kesin delil etkisi bulunup bulunmadığının, bozma ilamında ifade edilen mevzuat hükümleri ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; enerji tesisinin mülkiyetinin davacı tarafa devredilmediğini, bu hususun davacının ikrarı ile sabit olduğunu, davacının kesin hüküm itirazında bulunmadığını, kesin hüküm teşkil ettiği ileri sürülen ilgili Mahkeme kararlarına delil olarak da dayanmadığını, kaldı ki belirtilen kararlardaki fatura dönemlerinin eldeki davaya konu dönemlerden farklı olduğunu, ilgili davalarda alınan bilirkişi raporlarının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davacının dağıtım sistemi kullanıcısı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılarak haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen kayıp- kaçak bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; " İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar."
2. Birinci davada verilmiş olan hüküm, aynı taraflar arasında aynı dava sebebine dayanarak aynı konuya ilişkin olarak açılan ikinci davada kesin hükme bağlanmış olan husus yönünden kesin delil teşkil eder. (6100 sayılı Kanun m.303/1,2)
3. Aynı taraflar arasında aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukuki ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hüküm, ikinci davada kesin delil teşkil eder.
4.Bir davada verilen kesin hüküm, bu davanın tarafları dışındaki başka birine (üçüncü kişiye) karşı açılan (veya üçüncü kişi tarafından birinci davanın taraflarından birine karşı açılan) ve konusu ile dava sebebi (vakıalar) aynı olan ikinci davada kesin delil teşkil etmez; çünkü iki davanın tarafları farklıdır. Fakat birinci davada verilen kesin hüküm, ikinci davada kuvvetli (güçlü) bir takdiri delil teşkil eder. Aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3108 E., 2021/380 K.; 09.02.2021 tarihli ve 2016/(7)9-1247 E., 2021/54 K.; 17.11.2020 tarihli ve 2016/(7)9-1867 E., 2020/908 K. ve 15.09.2020 tarihli ve 2017/(22)9-1293 E., 2020/588 K. sayılı kararlarında da yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta; uyulan bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere, gerek taraflar arasında gerekse davacı ile dava dışı TEDAŞ arasında görülen ve kesinleşen davalarda, davacının iletim sistemi kullanıcısı olduğu yönünde tespitte bulunulmuş olup; bozmaya uyan Mahkemece, bu yöndeki tespitin eldeki dava açısından kesin delil ya da güçlü delil teşkil edip etmeyeceği üzerinde durulmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.