"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 24.07.2014
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 24.04.1991 tarihli sözleşmeyle davalı Kooperatifin inşa edeceği ... merkezinden 90.880.000 TL bedel ödeyerek ... yeri satın aldığını, davalı Kooperatifin ... yerini 1992 yılı Haziran sonu itibariyle teslim etmeyi ve tapusunu kat irtifak işlemleri tamamlandığında vermeyi taahhüt ettiğini, ancak ... merkezini inşa edemeyen davalı Kooperatifin proje değişikliği ve benzeri nedenlerle davacıyı oyaladığını, 12.08.2004 tarihli yazıyla ... yeri için ödediği bedelin %80'ine isabet eden tutarı ödeyebileceğini bildirdiğini, davacının dükkanın yapılıp teslim edilmesini istemesi nedeniyle kısmi ifayı kabul etmediğini ileri sürerek; ... yerinin bugünkü rayiç bedelinin, olmadığı takdirde ödenmiş olan bedelin faiz, altın, döviz ve benzeri yatırım enstrümanlarına göre bugüne kadarki değerinin sözleşme tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise 24.06.1990 tarihli Genel Kurul kararı uyarınca yapılacak olan ... merkezinden davacıya ... yeri satışı işleminin yapıldığını, ancak ... merkezi yapılması planlanan alanın imar planında ticaret alanı iken 15.11.1995 tarihli ve 7755 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile sit alanı ilan edildiğini, ... merkezinin inşasının mümkün olmadığının ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/96 E., 2003/414 K. sayılı ilamından da açıkça anlaşıldığını, ... yeri yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle 14.04.2002 tarihli Genel Kurulda ticaret merkezi ile ilgili ödemeler konusunda sulh ve ibralaşma için yönetim kuruluna yetki verildiğini, alınmış olan bu karara istinaden ödenen satış bedellerinin iadesi için davacının da aralarında bulunduğu ... yeri satın alanlara çağrı yazısı gönderildiğini ve talepte bulunanlara ödeme yapıldığını, ancak davacının ödeme yapılması için başvuruda bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.04.2015 tarihli ve 2014/1034 E., 2015/363 K. sayılı kararıyla; davanın açıldığı tarih itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 82 nci maddesinde sebepsiz zenginleşme davaları için öngörülen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 26.02.2019 tarihli ve 2018/1505 E. 2019/1563 K. sayılı ilamıyla; "...Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı Kooperatifin maliki bulunduğu taşınmazda inşa etmeyi planladığı ... merkezindeki bir adet ... yerini 24.04.1991 tarihinde imzalanan sözleşmeyle haricen davacıya sattığı ve satış bedelinin ödendiği, ancak imar planının değişmesi nedeniyle ... merkezinin inşa edilemediği, bu nedenle davalı Kooperatifin 12.04.2002 tarihinde yapılan genel kurulunda ... yeri satın alanlar ile sulh ve ibralaşma için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu yetkiye istinaden davalı Kooperatifin yönetim kurulu tarafından davacıya gönderilen 12.08.2004 tarihli yazı ile ödenen satış bedelinin bir bölümünün iadesi için başvuruda bulunması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
... Hal böyle olunca, mahkemece; sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği 12.08.2004 tarihi ile işbu bu davanın açıldığı 24.07.2014 tarihi arasında geçen sürede zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak alınan 26.02.2022 tarihli ek rapor uyarınca ödendiği konusunda ihtilaf olmayan 90.980.000 YTL'nin ifanın imkansız hale geldiği 12.08.2004 tarihinden davanın açıldığı 24.07.2014 tarihi itibariyle ABD doları, gram altın, asgari ücret, enflasyon, TÜFE, ÜFE ve devlet memuru maaşları göz önüne alınarak ortalama değer tespit edilerek ödenen bedelin 125.657,07 TL olduğunun tespit edildiği, davalı kooperatif olup bahse konu yerin ... merkezinde ... yeri olduğu, bu nedenle dava tarihi itibariyle avans faizi uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 125.657,07 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kendi içinde ve kök raporla çelişkiler içeren, Yargıtayın belirlediği ilkelere uygun olmayan ek rapor hükme dayanak yapılarak hatalı karar verildiğini, denkleştirici adalet ilkesine aykırı hareket edilerek davacının ödediği bedel güncellense dahi emsal bir taşınmazı bırakın almayı, 1 yıllık kirasını dahi ödeyemeyecek şekilde hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplamaya, bölgede mevcut aynı metrekare büyüklüğündeki emsal dükkanların rayiç bedellerinin de katılması gerektiğini, faize yönelik hesaplamanın değerlendirilmemesinin de eksik ve hatalı sonuçlar doğurduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, davalı Kooperatifin davacıya ödemeleri iade etme konusunda çağrılarının bulunduğunu ancak davacının herhangi bir talepte bulunmadığını, bu nedenle davalı Kooperatifin temerrüde düşmesi söz konusu olmadığından davacının ödediği tutarın güncelenmesi ve faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu, davalının ödeme teklif ettiği tarihten sonra, davanın açıldığı 2014 tarihine kadarki zarardan sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, davalı sorumlu kılınacak ise de dosyada mevcut 19.06.2021 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamanın değerlendirmeye esas alınması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece uyulan bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "denkleştirici adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
3. Bu bakımdan sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
4. Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken, ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, ÜFE-TÜFE artış oranları, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları göz önünde tutulmalıdır.
5. Hükme esas alınan raporda; ekonomik etkenlere göre ödenen paranın ödeme tarihlerinden ifanın imkansız hale geldiği 12.08.2004 tarihinde ve dava tarihi olan 24.07.2014 tarihinde ulaştığı ortalama değerler hesaplanmıştır. Uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacı tarafından ödenen paranın ifanın imkansız hale geldiği 12.08.2004 tarihi itibariyle ulaştığı değer yüzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile dava tarihinde ulaştığı değer üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi