Logo

3. Hukuk Dairesi2023/802 E. 2023/852 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Doğum öncesi yapılan ultrason muayenesinde bebekteki sakatlığın tespit edilememesi nedeniyle açılan tazminat davasında, doktorun kusuru ve illiyet bağı ile tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararlarında belirtilen hususlar ve dosyadaki deliller doğrultusunda karar vermesi gerektiği, kesinleşen hükümlere aykırı karar veremeyeceği gözetilerek davalının karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/423 E., 2021/712 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı ...

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; hamile olan davacı ...’nin hamileliğin sonuna kadar da davalı doktorun kontrolünde muayene olduğunu, ultrasonografi aracılığıyla muayenesinin rutin şeklinde yapıldığını, geçekleşen doğum sonrasında bebeğin iki bacak ve sol kolunun tamamen noksan olduğunun anlaşıldığını, davalı doktorun bebekte var olan engelin ve fiziksel noksanlığın ultrasonda gözükmesine rağmen kürtajla alınmasını engellemek için bu engelden bahsetmediğini bildirdiğini, böylece davalının kürtajı engelleyerek bebeğin engelli olarak doğumuna neden olduğunu, davalı hastanenin de bu durumdan sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 10.000 TL maddi tazminat ile davacı anne ve babanın her biri için 25.000 TL, bebek için de 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş; 14.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini toplam 588.052,64 TL’ye yükseltmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Özel Bey Hekim Hastanesi vekili, müvekkili hastanenin 23 seneden beri özel sağlık kuruluşu olarak hizmet veren itibarlı bir kuruluş olduğunu, doğum servisinde gerekli aletlerin bulunduğunu, davaya konu doğum ile ilgili olarak müvekkiline akdedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı anne ve babanın bebekteki doğum öncesinde var olan fiziki eksiklikleri bilmesi halinde bebeğin anne karnında öldürülmesine rıza gösterip göstermeyeceklerinin belli ve kesin olmadığını, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını iddia ederek davanın reddini dilemiştir.

Davalı ... vekili, davacıların hem annenin hem de çocuğun sağlığı konusunda ihmalinin bulunduğunu, çocuktaki sakatlığın hekim hatasına değil kalıtsal veya çevresel faktörlere bağlı olabileceğini, doğum evindeki uzmanın uyarısından endişeye kapıldıklarını söyleyen davacıların tam 107 gün sonra müvekkilinin çalıştığı hastaneye müracaat ettiklerini, aradan geçen bu süre zarfında bebeğin ve annenin kontrolsüz kaldığını, gebeliğin 10 ncu haftası doluncaya kadar rahim tahliyesinin mümkün olabileceğini, bebekteki arızanın gebeliğin sonlandırılmasını gerektiren tıbbi zorunluluk hallerinden olmadığını zaten 10 haftadan sonra fetüsün düşürülmesinin anne ve babanın ihtiyarında olmayıp, usulüne göre alınmış bir rapora bağlı olduğunu, istenilen tazminatların şartlarının oluşmadığını, annenin çalışamıyacağının iddia edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ne suretle küçüğün desteğine muhtaç olunduğunun izah edilemediğini, çocuğun yaşaması dolayısıyla davacıların bir zarara uğramadığını, teknik olarak müvekkilinin gereken her şeyi yaptığını, müvekkilinin ihmalinin çocuğun hayatını kurtardığını iddia ederek davanın reddini dilemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.03.2011 tarihli ve 2008/261 E., 2011/106 K. sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Kapatılan 13.Hukuk Dairesinin 27.03.2012 tarihli ve 2011/9457 E., 2012/8303 K. sayılı kararı ile; sair temyiz itirazları reddedilerek, dava konusu olayda, davalı doktorun kendisine müracaat ve ultrasonografik muayene de dahil muayene edildiği tarihte davacı annenin karnında bulunan çocuğun fiziksel açıdan sakat olduğunu anlayabilecek durumda olmasına rağmen gerekli özeni göstermediği ve var olan sakatlığı belirleyemediği ve bu haliyle olayda kusurlu bulunduğunun sabit olduğu, davalıların kusurunun çocukta var olan fiziksel sakatlığın ortaya çıkmasında ve oluşmasında olmayıp, kürtaj imkanın olması halinde özen borcuna aykırı davranmaları nedeniyle davacı anne ve babanın kürtaj hakkının elinden alınıp alınmamasına ilişkin olduğu, bu durumda davacı küçüğün var olan fiziksel sorunlarının 2857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinde yer bulan tahliye koşullarına uygun olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, hamileliğin süresi ve küçükteki var olan fiziksel noksanlığın 2857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca gebeliğin sonlanmasına olanak verdiğinin tesbiti halinde ise, davacı küçük çocuğun kürtaj yoluyla tahliye edilmesine kusurları ile engel olan davalıların bu eylemleri ile kürtaj olunmaması arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan davalıların dava dilekçesinde belirtilen (küçüğün yaşam boyu sürecek tedavi ve ilaç masrafları) dışındaki taleplerden dolayı sorumlu olacaklarının da kabulü gerektiği, öte yandan olaydan direkt olarak zarar gören şahsın anne ve babanın yanında küçük çocuk olduğu gözetildiğinde küçük çocuk için de uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen davanın kabulüne yönelik karara karşı, süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Kapatılan 13.Hukuk Dairesinin 22.03.2017 tarihli ve 2015/38727 E., 2017/3509 K. sayılı bozma kararı ile; "davalı hastanenin temyiz isteminin süre yönünden reddine; davalı ...’in davacı... için takdir olunan 50.000 TL manevi tazminat yönünden temyiz itirazlarının reddine, diğer temyiz itirazları yönünden ise, davacıların 14.03.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle sonuç olarak,...’nin sürekli surette muhtaç olacağı özel bakım masraflarından ileride doğacak bakıcı masrafları için 117.613,43 TL, anne ...’nin...’nin tedavisi, muhtaç olduğu özel bakımı ve sürekli gözetimi sağlayabilmesi için hayatı boyunca çalışamayacak olması sebebiyle doğmuş ve doğacak gelir kaybı için 24.463,39 TL olmak üzere toplam 142.076,82 TL istenildiği, mahkemece verilen ilk kararda bu istek kalemi için hakkaniyete dayalı indirim yapılarak 90.000 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği; yine, mahkemece verilen ilk kararda davacılar anne ve babaya 5.000’er TL’den toplam 10.000 TL manevi tazminat verildiği, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği; bu şekilde reddedilen kısım için, önceki bozma ilamında “sair temyiz itirazlarının reddi” denildiğinden, davalılar lehine kazanılmış hak teşkil ettiği halde, bu kez verilen kararla taleplerin yeniden ele alınarak tamamının kabul edilmiş olmasının doğru olmadığı, ayrıca bakım masrafları talebi yönünden hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle verilip ilk kararla kesinleşen hüküm nazara alındığında, mahkemece kabul olunan, çocuğun çalışamayacak olmasından dolayı ileride destekten yoksun kalacak davacı anne ... için 24.463,39 TL, baba ... için 22.099,51 TL destek kaybının takdirinde, hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilmemiş olmasının da hatalı olduğu" gerekçeleriyle bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne yönelik karara karşı, süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.09.2021 tarihli ve 2020/6491 E., 2021/8196 K. sayılı kararı ile; "Kanun maddelerine göre gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrasının sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği nazara alınmadan karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir."

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 27.10.2022 tarihli ve 2022/5280 E., 2022/8312 K. sayılı kararıyla, mahkeme kararının karar ilam harcı yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı ... vekili, cevap ve yargılama aşamasında vermiş olduğu dilekçelerdeki beyanlarını ve önceki bozma ilamları ile kesinleşen kısımlara ilişkin karar düzeltme sebeplerini beyan ederek düzelterek onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekâlet sözleşmesi kapsamında maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosyadaki bilirkişi raporuna göre karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.