"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1150 E., 2022/1574 K.
DAVA TARİHİ : 24.11.2020
SAYISI : 2020/424 E., 2022/348 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre reddedilen ve davacı vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 64.317,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Temyiz eden davalı Banka vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan diğer temyiz istemlerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı yüklenici şirket ile 24.06.2015 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi imzaladığını, 240.000,00 TL konut bedelinin 70.000,00 TL kısmının peşin olarak ödendiğini, geriye kalan 170.000,00 TL için davalı bankadan konut finansman kredisi kullandığını, sözleşmeye göre en geç ruhsat alındığı tarihten itibaren 14 ay sonra taşınmazın teslim edileceğinin kararlaştırıldığını ancak dava konusu taşınmazın sözleşmedeki şartları sağlar şekilde halen teslim edilmediğini, bankanın da müşterek müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya konu taşınmazın tamamlanması için yapılması gereken 91.759,00 TL masraf ile sözleşmeye göre taşınmazın teslim edilmesi gereken tarihten dava tarihine kadar geçen süre için mahrum kalınan kira bedellerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, ayrıca sözleşmenin 4 üncü maddesinde kararlaştırılan cezai şartın davalı şirketten tahsilini talep etmiş, 14.03.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle kira bedelleri alacağı yönünden dava değerini 64.317,13 TL’ye, cezai şart yönünden ise 140.640,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Banka vekili; davacıya kendi bulduğu ve belirlediği bir taşınmazın alımı ile ilgili olarak davacının talebi üzerine sadece konut finansmanı sağlandığını, bu nedenle herhangi bir iddia ve talepten sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını bu nedenle de geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak da bir talepte bulunulamayacağını, taşınmazın kararlaştırılan teslim tarihi göz önünde bulundurulduğunda, 6502 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bir yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı şirket; cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinin bağlı kredi niteliğinde olduğu, satış sözleşmesine uygun olarak konutun davacıya teslimi sağlanmadığını, davalı bankanın sorumluluğu açısından yasal olarak tayin edilen 1 yıllık sürenin, konutun tamamlanıp usulüne uygun olarak davacıya tesliminin sağlanması halinde işlemeye başlayacağını, davalı bankanın kira tazminatı/geç teslimden kaynaklı cezai şarta ilişkin bir sorumluluğu bulunmadığını, ancak eksik/ayıplı imalatlardan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere diğer davalı ile müteselsilen sorumlu oldukları, sözleşmenin gecikme cezasına ilişkin olan hükmünün ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğunu, hem kira kaybı tazminatı, hem de gecikme cezası niteliğindeki cezai şart tazminatının birlikte talep edilemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmede cezai şartın yazılmış olması nedeni ile davacının yalnızca cezai şartı talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 139,563.76 TL tamamlama bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 140.460,00 TL cezai şartın davalı şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Banka vekili; 6502 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bir yıllık dava açma süresinin hak düşürücü süre niteliğinde olduğunu, bağlı kredi iddiasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediğini, davacıya kendi bulduğu ve belirlediği bir taşınmazın alımı ile ilgili olarak talebi üzerine sadece konut finansmanı sağlandığını, bu nedenle herhangi bir iddia ve talepten sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını ve geçersiz olduğunu, aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davacı vekili; Mahkemece kira bedeli alacağına ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı yüklenicinin edimlerini zamanında ve sözleşmeye uygun olarak yerine getirmemesi nedeniyle taşınmazdan faydalanamadığını ve muhtemel kira gelirlerinden mahrum kaldığını, bu nedenle hakkı olmasına rağmen elde edemediği kira bedellerine ilişkin talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı banka ile davalı inşaat şirketi arasındaki sözleşme hükümleri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacıya kullandırılan konut kredisinin Tüketici Kanunu'nun tanımladığı nitelikte bağlı kredi olduğunu, satış sözleşmesine uygun olarak konutun davacıya teslimi sağlanamadığından bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığını, 06.07.2015 tarihinde tapu devrinin gerçekleşmesi nedeniyle sözleşmenin geçerli hale geldiğini, davalı bankanın kullanılan kredi miktarı kapsamında olmak üzere davacı tarafından, davalı satıcı şirkete ödenen konut bedelinden ve eksik ... bedelinden sorumlu olup, kira tazminatına/geç teslimden kaynaklı cezai şarta ilişkin bir sorumluluğu bulunmadığını, sözleşmede, belirtilen sürede taşınmazın teslim edilememesi halinde konutun satış bedeli üzerinden aylık %1 tutarında gecikme tazminatının ödeneceğinin davalı yüklenici tarafından taahhüt edildiği, başka cezai şart düzenlenmesinin bulunmadığı, bu sebeplerle Mahkemece, sadece sözleşme ile belirlenen gecikme cezasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekili ve davalı banka vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Banka vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satın alınan taşınmazın finansmanında kullanılan kredinin, bağlı kredi olduğu iddiasına dayalı olarak, eksik ... bedelinden kaynaklı zararın tazmini, kira kaybı bedeli ve cezai şart istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Kanun'un 3 üncü, 11 inci, 30 uncu, 35 inci ve 73 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içerisinde yer alan 24.06.2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi, davalılar arasında 04.05.2015 tarihli rehin sözleşmesi kapsamında imzalanan protokol hükümleri ve inşaatın tamamlanması seviyesi dikkate alındığında Mahkemelerinde kabulünde olduğu gibi kullanılan kredinin bağlı kredi kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
2. Davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen 24.06.2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesinde bağımsız bölümün sözleşmeye, ek vaziyet planına ve teknik şartnamede belirtilen koşullara uygun olarak tamamlanarak, en geç ruhsat tarihinden itibaren 14 ay sonra teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, taşınmaza ait ... ruhsatının 06.08.2014 tarihinde alındığı ancak sözleşmede bahsi geçen iskan ruhsatının halen alınmadığı, bu nedenle bir yıllık hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı, sözleşmenin 06.07.2015 tarihinde tapu devrinin gerçekleşmesi nedeniyle geçerli hale geldiği, davalı bankanın, kullanılan kredi miktarı kapsamında olmak üzere eksik ... bedelinden diğer davalı ile birlikte müteselsil sorumluluğu bulunduğu nispi vekalet ücretine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
2. Davalı Banka yönünden yapılan incelemede; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...Ş.'ye yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.