Logo

3. Hukuk Dairesi2023/827 E. 2023/2668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından azledilen davacı avukatın, azlin haksız olduğu iddiasıyla vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı avukatın vekalet ücretine esas dava dosyasının azil tarihinden önce sonuçlanıp kesinleştiği, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/543 E., 2022/543 K.

DAVA TARİHİ : 08.01.2010

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı avukat, davalının 11.6.2007 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, davalı tarafından 18.5.2009 tarihinde azledildiğini, azlin haksız olduğunu ve davalı adına takip ettiği yasal önalım konulu davayı davalı lehine sonuçlandırdığını ve müteakip icra dosyasını da takip ettiğini ancak davalının haksız azli nedeniyle vekalet ve karşı vekalet ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıylan 15.292,00 TL vekalet ücretinin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacıyı haklı azlettiğini, bu nedenle de ücrete hak kazanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.07.2012 tarihli ve 2010/18 E.- 2012/392 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile, 15.126,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 08.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarih ve 2012/23713 E.-2013/963 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildikten sonra, "...dava, vekalet ücreti alacağına ilişkin olup, davacı avukat haksız azil nedeniyle tahsil edemediği vekalet ücretlerini istemiş, davalı ise azlin haklı olduğunu, davacı vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak karşı tarafın da vekilliğini kabul ettiğini ve azilden sonra kendisi hakkında tapu iptal tescil davası açtığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davacı Avukat hakkında bağlı bulunduğu Baro Disiplin Kurulunca davalının bahsettiği eyleminden dolayı Avukatlık Yasasının 34,38-b ve Türkiye Barolar Birliğinin Meslek Kurallarının 2,3,4,36 maddelerine aykırılık nedeniyle cezaya hükmedildiği, bu cezanın da Barolar Birliği tarafından onandığı anlaşılmakta ise de bu kararın kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Ayrıca davacı hakkında davalının Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğu ve Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmemesi nedeniyle İdare Mahkemesinde işlemin iptali için dava açıldığı davalının beyanından anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı hakkında Hazırlık soruşturması ve disiplin soruşturması sonucunun beklenmesi ve bunlarında değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, “bozma ilamı doğrultusunda davacı vekil hakkında yürütülen idari soruşturma ve açılmış olan ceza davası sonucu beklenilmiş, davacı vekilin soruşturma izni verilmesine yönelik verilen işlemin iptali için açmış olduğu davanın reddedildiği,kesinleşen idari soruşturma ve ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2013/508 Esas, 2014/34 Karar sayılı ilamı ile de davacı vekilin görevi kötüye kullanma şucundan cezalandırıldığı, ceza davası, idari soruşturma ve somut olay değerlendirildiğinde; Avukatlık Kanunu'nun 34 üncü maddesinde ''Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler'' hükmünü içerdiği yine aynı kanunun 38/b maddesinde ''Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,teklifi reddetme zorunluluğundadır'' ifadelerine yer verilmiştir. Somut olayda ... Aliağa İlçesinde bulunan 7661 parsel sayılı taşınmaz için önalım davası açması için davacı vekile vekalet verildiği ve davanın davacı vekilin temsil ettiği davacı lehine sonuçlandığı, davacı vekilin taşınmazın diğer hissedarların vekili olarak dosyamız davalısı aleyhine tedbir talepli tapu iptali ve tescil davası açması sebebi ile yukarıda yazılı Avukatlık Kanunu madde 34 ve 38/b maddesine aykırı menfaati zıt tarafa hukuki yardımda bulunmuş olması sebebi ile taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve azlin haklı olduğunun kabulü gerekmektedir.Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre haklı azil durumlarında azledilen vekil azil tarihi itibari ile tamamlanmış işlere göre vekalet ücretine hak kazanır.Somut olayımızda davacı vekilin 18.05.2009 tarihinde azledilmiş olduğu,mahkememiz 2007/237 Esas sayılı dosyasının bu azil tarihinden önce 01.05.2008 tarihinde karara çıktığı ve verilen kararın dosyamız davalısı lehine 01.05.2008 tarihinde onanmış olduğu, 2007/237 Esas sayılı dosya davalısı tarafından karar düzeltme yoluna gidilmeyerek kesinleştiği ve davacı vekil tarafından anılan dosyada yapılacak başka bir işlem kalmadığı, azil tarihinden önce işin tamamlanmış olduğu anlaşılmakla davacı vekilin mahkememiz 2007/237 esas sayılı dosyasında davacının vekalet ücreti isteyebileceği mahkememizce kabul edilmiş davalı vekilinin itirazları çerçevesinde davalı tarafından davacıya verilen ve davacı tarafından da kabul edilen 4.582,20 TL'lik ödemenin ise davalı tarafından ayrıca ücret verildiği usulünce ispat edilemediğinden 4.516,20 TL'sinin dosyada davacı tarafından dosyaya ilişkin masraflar olarak değerlendirilmiş bakiye 66,00 TL'sı ise mahkememizce vekalet ücreti olarak kabul edilerek davacı vekilin alacağından mahsup edildikten sonra sonra davacının vekalet ücreti alacağı mahkememizce 15.126,00 TL olarak kabul edilmek sureti ile bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Yine, her ne kadar davacı tarafından ... 13.icra müd.nün 2006/3911 Esas sayılı dosyası nedeni ile vekalet ücreti talep edilmiş ise de, icra dosyasında davalının borçlu olarak görünmemesi dosyaya konulmuş vekaletin tek başına vekalet ücretine hak kazanmaya gerekçe olamayacağı ve vekalet kolunmasından başka dosyada vekalet ücretine hak kazandıracak başka bir işlem yapılmadığnıın anlaşılması karşısında davacının icra müdürürlüğünün dosyasına ilişkin vekalet ücreti talebi yerinde görülmemiş davacı tarafından vekalet ücreti alacağından BK 101 anlamında davacıyı usulünce temerrüde düşürmüş olduğu, temyizden sonraki bir haftalık süre eklenmek sureti ile 08.06.2009 tarihinden itibaren faiz isteyebileceği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı haklı azilden sonra davanın sonuçlandığını ve yine de vekalet ücretine hak kazanıldığına hükmedildiğini bu hususun hatalı olduğunu usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı avukatın haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 174 üncü maddesinin birinci fıkrası "Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır." ikinci fıkrası "Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez." şeklindedir.

2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. 3.Hukuk Dairesi 2020/10306 E.- 2021/5013 K. sayılı emsal bozma ilamında da değinildiği gibi “...Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında da haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.”

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı avukatın talep ettiği vekalet ücretine esas dava dosyasının azil tarihinden önce 01.05.2008 tarihinde karara çıktığı, 21.04.2009 tarihinde onandığı( mahkeme kararının gerekçesinde onama tarihi sehven karar tarihi ile aynı yazılmış olup bu hususun maddi hata niteliğinde olduğunun açık olduğu), azil tarihinden önce sonuçlanıp kesinleştiğinin anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.