Logo

3. Hukuk Dairesi2023/83 E. 2023/722 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediyenin, davacı işletmeden tahsil ettiği kirlilik önleme payı, kanal katılım ve şebeke hisse bedellerinin istirdadına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma ilamında davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden ve yerel mahkeme de bu bozma kararına uyarak hüküm kurduğundan, usul ekonomisi ve yargılama sürecinin uzamasını önlemek amacıyla, davalı vekilinin bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş hususlara ilişkin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/250 E., 2022/476 K.

KARAR :Davanın kabulüne

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı kurumun atıksu abonesi olduğunu, ticari işletmesinin bulunduğu mevkide temiz ve atık su şebekesi bulunmadığını, sondaj ile çıkardığı doğal kaynak suyunu açmış olduğu foseptik çukurunda biriktirdiğini ve buradaki suyu ücretini ödemek suretiyle davalı kurumdan temin ettiği vidanjör ile boşalttığını, buna rağmen davalı kurumun tamir ücreti, şebeke katılım ücreti ve kirlilik önleme payı tahsil etmesinin haksız olduğunu belirterek; dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde tahsil edilen tamir ücreti, şebeke katılım ücreti ve kirlilik önleme payı bedelinden şimdilik 100 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiş, 22.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile (şebeke katılım ücreti ve kirlilik önleme payı yönünden) talebini 47.165 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı; tahsil edilen bedellerin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davalı kurumun davacıdan kirlilik önleme payı, kanal katılım ve şebeke tesis bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karsı davalı vekili temyiz isteminde bulunmustur.

2. Dairece verilen 28.09.2016 tarihli ve 2016/8186 Esas 2016/11325 Karar sayılı ilamla;". davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece;davalı kurumun davacıdan kirlilik önleme payı, kanal katılım ve şebeke tesis bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 20.06.2018 tarihli ve 2017/15098 Esas 2018/6872 Karar sayılı ilamla;".. davanın niteliği gereği davalı tarafın alacağın niteliğini ve varlığını ispat etmek zorunda olduğu, ancak alacağın niteliği ile davacı tarafın ödemekle yükümlü olduğu belirtilen borç kalemlerine (özellikle atık su ve köp) ilişkin davalı savunmasının anlaşılamadığı, bu hususun davalı tarafa açıklattırılarak alacağın niteliği ve kapsamının belirlenmesi ve sonrasında konusunda uzman yeni bir bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi.." gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece; uyuşmazlığın, inşaat bilirkişi raporuna yansıyan ve davacı şirketin kullanımında olan tesislerde çıkan atıksuyun endüstriyel atık olmadığı, evsel atık olduğu, tesislerde herhangi bir endüstriyel faaliyet yürütülmediğine dair kanaatten kaynaklandığı, davalı kurumca yayımlanan Tarifeler Yönetmeliğinin 32/ç maddesinin endüstriyel nitelikte atık su oluşturan tesis ve işletmelerden atıksuların kanalizasyon şebekesine deşarj yönetmeliğinde belirtilen esaslara göre kirlilik önlem payı alınacağı hükmünü içerdiği, davacı şirkete ait tesiste akaryakıt istasyonu, restaurant, cami, düğün salonu ve yüzme havuzu hizmetlerinin verildiği, bu hizmetlerin kapsam ve niteliği gözetildiğinde inşaat bilirkişi raporunda belirilen evsel atıksu kanaatine itibar etmenin mümkün bulunmadığı, işletmenin büyüklüğü, kapsamı ve niteliğine göre oluşan atıksuyun, insanların ihtiyaç ve kullanımlarını aşan nitelikte endüstriylel atıksu niteliğinde olduğu, atıksuyun dolaylı da olsa alıcı ortama deşarj edilmesi nedeniyle Kirliilik Önleme Payına ilişkin talebin yerinde olmadığı, davacı şirketin tesisinin çevresinde kanalizasyon ve içme suyu şebekesi bulunmadığı gibi davacının bu hizmetten yararlandığı hususunun da davalı kurum tarafından ispat edilemediği, buna göre davalı kurumun davacı şirketten şebeke katılım bedeli talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.484,08 TL kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin 100 TL'sinin dava, 1.384,08 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 16/11/2020 tarihli ve 2020/3104 Esas 2020/6613 Karar sayılı ilamla;"..uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle görüşlerine başvurulan bilirkişiler tarafından düzenlenen her iki raporda da; davacı şirkete ait tesiste oluşan atıksuyun evsel atıksu niteliğinde olduğunun belirlenmiş olduğu, anılan raporlarda yazılı özel ve teknik bilgilerinde bilirkişilerin varmış oldukları sonucu teyit ettiği gözetilerek, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olduğu .." gerekçesiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya uyularak verilen karar

Bozmaya uyan mahkemece; davacı şirkete ait tesiste oluşan atıksuyun evsel atıksu niteliğinde olduğu, endüstriyel nitelikte olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacıya ait işyerinin çevresinde kanalizasyon ve içme suyu şebekesinin bulunmadığı, davacının bu hizmetten yararlandığının davalı tarafından ispat edilemediği, atık suyun ise davacı tarafından yapılan kanalizasyon hattı ile fosseptik çukuruna bağlandığı, davalının kullanılmış suyu uzaklaştırma bedeli olarak kirlilik önleme payı (KÖP) ücretini ve şebeke katılım bedelini davacıdan istemesinin hukuki olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 47.165,00 TL alacağın, 100,00 TL sine 29.08.2013 dava, 47.065,00 TL sine 22.07.2014 ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 25.10.2022 tarihli ve 2022/6500 E., 2022/8165 K. sayılı ilamıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmistir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; aynı dava konusuna ilişkin davanın reddedildiğini, davacıdan tahsil edilen şebeke katılım, kirlilik önleme payı ve atık su bedellerinin mevzuata uygun olduğunu, davacının açtığı diğer davanın birleştirilmesi gerektiğini, davacının faaliyet alanlarına bakıldığında endüstriyel nitelikte atık su kapsamında değerlendirileceğini, ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kirlilik önleme payı, kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak meydana gelebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3.Değerlendirme

Mahkemece, Dairece verilen son bozma ilamında, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmesi gerektiğinin ifade edildiği, uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, bozma kararlarının kapsamı dısında kalarak kesinlesmis olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadıgı, dolayısıyla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin KARAR DÜZELTME TALEBİNİN REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye aktarılmasına,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.