"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2213 E., 2022/2666 K.
DAVA TARİHİ : 23.12.2020
SAYISI : 2020/697 E., 2021/125 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, "...- Reklam" ünvanlı işyerinin sahibi ve müdürü olduğunu, ... yerinde sigortalı işçi olan dava dışı ...'in davalı ... Müdürlüğüne olan vergi borcundan dolayı 29.01.2020 tarihinde tebliğ edilen haciz yazısına süresinde itiraz edilmemesi üzerine müvekkili aleyhine 08.12.2020 tebliğ tarihli ödeme emrinin düzenlendiğini, dava dışı ...'in asgari ücretle çalıştığını ve 16.04.2020 tarihinden itibaren 7244 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesi ile 4857 sayılı ... Kanunu'na eklenen Geçici 10 uncu madde kapsamında ücretsiz izne ayrıldığını ve adı geçene herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafça başlatılan takibin haksız olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin dava dışı ...'e 515,610,98 TL borcu olmadığının ve bu nedenle davalıya ödenmesi gereken herhangi bir tutar bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya davalı tarafından gönderilen ödeme emrinin idari bir işlem olduğu, idari işlemlere karşı adli yargıda dava açılamayacağı gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/b ve 115 inci maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; yargı yolunun adli yargı, görevli mahkemenin de ... mahkemeleri olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden kanuna aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup aynı Kanun'un 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesine göre; dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
2. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelendirme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle red kararında, görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (6100 sayılı Kanun m.20).
3. Eldeki davada; davalı tarafından tebliğ edilen 10.01.2020 tarihli haciz bildirisine davacı tarafından yedi günlük yasal sürede cevap verilmediği, bunun üzerine davalı tarafından 6183 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi uyarınca haciz bildirisinde yazılan borç miktarını içeren ödeme emri düzenlenerek davacıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
4. Sonuç itibariyle, uyuşmazlığın temeli 6183 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi uyarınca üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczine ilişkindir. Bu nedenle, anılan maddede de açık bir şekilde belirtildiği üzere haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açılabilecektir.
5. Bu halde, İlk Derece Mahkemesince; davacının talebinin doğrudan ödeme emrinin iptali niteliğinde olmadığı, dolayısıyla 6189 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi uyarınca menfi tespit istemiyle açılan davaya bakma görevinin genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, davanın idari yargıda açılması gerektiği yönündeki yanılgılı değerlendirme sonucunda usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir .
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.