"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/2131 E., 2022/386 K.
DAVA TARİHİ : 22.07.2011
KARAR : Davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Taraf vekillerince Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile aralarında 01.06.060 ve 34.07.17228 plaka sayılı vinçlere ilişkin iki adet 29.01.2010 başlangıç tarihli ve altı ay süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeler, faturalar, cari hesap ilişkisi ve ihtarnameler çerçevesinde takip tarihi itibariyle 334.983 USD asıl alacak ve sözlemede yer alan faiz oranının tahsili için başlattığı takibe davalı kiracının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; kiralama sözleşmesinin şirket yetkilileri tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin belli olmadığını, sözleşmenin sonradan düzenlenmiş olabileceğini, şirket tarafından davacıya 2007, 2008 ve 2009 yıllarında 868.555 USD ödeme yapıldığını, sözleşme süresinin 6 ay olduğunu uzatmaya dair bir hüküm ve anlaşma bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.01.2012 tarihli ve 2011/299 E., 2012/2 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının 325.893,36 USD (481.865,92 TL) asıl alacak, 1.315,40 USD (1.944,95 TL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 327.208,76 USD (483.810,87) üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %36 oranında faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 483.810,87 TL'nin %40'ı oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince verilen 16.09.2013 tarihli ve 2013/9547 E., 2013/12426 K. sayılı ilamla; her iki tarafın ticari defterleri, faturalar, banka dekontları ve ödeme belgeleri üzerinde takip ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında araç kiralamadan kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı tarafından BA formu ile maliyeye beyan edildiği, bu durumda faturalara konu mal veya hizmetlerin teslim ve ifa edildiğinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibe yönelik itirazın 325.893,36 USD asıl alacak, 1.315,40 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 327.208,76 USD üzerinden iptali ile devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %36 oranında faiz uygulanmasına, hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 481.865,9 TL'nin %40'ı oranında hesaplanan 192.746,36TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 27.10.2022 tarihli ve 2022/6795 E., 2022/8280 K. sayılı kararıyla; Mahkemece bozma üzerine dosyaya kazandırılan 13.09.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda, tarafların 2010 yılına ait yasal defterleri karşılaştırmalı olarak incelenerek asıl alacak miktarının 334.483 USD olduğu belirlenmiş ve bu rapor hükme esas alınmış ise de; tabloda, takibe konu edilen 08.03.2010, 06.04.2010, 12.06.2010, 04.11.2010 tarihli faturaların yanısıra takipte yer almayan ancak defterlerde yer alan faturalar da dahil edilmek suretiyle bu miktarın bulunduğu ayrıca ek raporda davacının 2009 yılı yasal defterlerinde davalı şirketten 8.589,64 USD alacağı olduğunun belirtildiği, bu haliyle kök rapor ve ek rapor arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmakta olup, alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden bozma ilamı kapsamı ve taraf itirazları da gözetilerek, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalının sair temyiz itirazları reddedilerek bozma kararı verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1-Davacı vekili; dosyaya sunulan sözlü ve yazılı beyanlar, lehe olan deliller nazara alınmaksızın, usul ve yasaya aykırı olarak davalı şirketin iddia ve beyanlarına göre değerlendirme yapılmak suretiyle karar verildiğini, davalı şirketin ödeme iddiasının icra takibi açılırken dikkate alındığını ve yapılan ödemeler toplam borçtan düşülerek takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından talep dahi edilmeyen, sunulmayan ve bulunduğu yer bildirilmeyen ticari defter ve kayıtlarının incelenmemesinde usule ve yasaya aykırı yön bulunmadığını, Mahkeme hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına, toplanılan delillere, usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, ileri sürerek; talep etmiştir.
2- Davalı vekili; sözleşmedeki imza inkar edilmesine rağmen hatalı bir şekilde davacı lehine yorumlanarak geçerli kabul edildiğini ayrıca sözleşmenin adi yazılı olması, sözleşme damga vergisinin ödenmemesi gibi gerçekliği hakkında ispatlanmış bir belge olmaması sebebi ile Mahkemenin sadece davacı tarafından sunulan belgeye göre dayanak kararın oluşturmasının hukuka aykırı bir durum yarattığını, şirketin tasfiye halinde olup kayyumlar tarafından yönetildiğini, bu sebeple davanın dayanağı işlemler hakkında bilgileri bulunmadığını, şirketin davacının kayıtlarını içerir belgeleri ve dayanakları incelenmeden, karar vermeye elverişli bir rapor alınmadan sonuca gidildiğini, dava sırasında delillerin tam olarak toplanmadığını, hükmedilen icra inkar tazminatının yerinde ve hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vinç kira sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
2. Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
3. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101 inci maddesi uyarınca; muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, borcun ifa edileceği günün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisinin bunu usulen bir ihtarda bulunmak sureti ile tespit etmiş olması halinde, belirtilen günün hitamı ile borçlunun mütemerrit olacağı belirlenmiştir.
4. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda; ticari defter tutma, tacir olmanın hükümlerinden biri olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 20 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tacirler kanun hükümlerine uygun ticari defterleri tutmakla yükümlüdür. Aynı Kanun’un 66 ncı maddesinde de tacirin ticari işletmesinde defter tutma yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
5. İcra inkâr tazminatı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. İcra inkar tazminatı asıl alacağın feri niteliğinde olup, asıl alacağa bağlı olarak belirlenmektedir.
3. Değerlendirme
Mahkemece verilen kararda; takipte yer almayan ancak defterlerde yer alan faturalar dahil edilmek suretiyle alacak miktarının tespit edildiği, bu haliyle taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiği, bu kapsamda dosya arasında bulunan kök rapor ile ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak ve taraflar yararına oluşan usuli müktesep haklar da gözetilerek ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, anlaşılmakla taraf vekillerinin karar düzeltme dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tarafların karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezalarının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.