Logo

3. Hukuk Dairesi2023/911 E. 2023/2871 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız fesih nedeniyle açılan hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasında, işçiye 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi uyarınca verilecek muhik tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamına uymakla birlikte, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi uyarınca muhik tazminat miktarını belirlerken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438. maddesinin son fıkrasındaki sınırlamayı dikkate alarak eksik inceleme yapması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/429 E., 2022/588 K.

DAVA TARİHİ : 15.02.2013

Taraflar arasındaki alacak (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 1980 yılından 01.09.2012 tarihine kadar davalıya ait işyerinde usta terzi olarak çalıştığını, 2000 yılında emekli olduğunu, bu süreçte davalının kıdem tazminatının ödeneceğini belirtmesine rağmen ödemediğini, davalının 01.09.2012 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeksizin müvekkilini işten çıkardığını, en son net ücretinin 900,00 TL olduğunu, tüm çalışma döneminde her yıl 1 hafta yıllık izin yaptığını, haftada 6 gün 09.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramlar dışındaki ve genel tatil günlerinde de çalıştığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 200,00 TL kıdem tazminatı alacağı, 100,00 TL ihbar tazminatı alacağı, 200,00 TL fazla mesai alacağı, 200,00 TL bayram ve genel tatil alacağı, 200,00 TL kötü niyet tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12.05.2016 havale tarihli talep artırım dilekçesi ile fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 1.482,66 TL ihbar tazminatı, 4.447,93 TL kötü niyet tazminatı ve 72,00 TL fazla mesai ücreti alacağının fesih tarihinden ödeme gününe dek işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup 30.06.2021 tarihli dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL kıdem tazminatı, 1.482,66 TL ihbar tazminatı, 4.447,93 TL kötü niyet tazminatı, 3.692,04 TL fazla mesai ücreti alacağı, 515,34 TL genel tatil ücreti alacağı, 13.895,64 TL yıllık izin ücreti alacağının fesih tarihinden ödeme gününe dek işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının 1988 yılının Mart ayında müvekkilinin yanında çalışmaya başladığını ve 2001 yılında emekli olarak çalışmasına son verdiğini, davacıya asgari ücret verildiğini, davacının Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan tüm alacaklarını aldığını ve izinlerini kullandığını, Mahkeme aksi kanaatte ise alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. ... ... 21. ... Mahkemesinin 02.07.2014 tarihli, 2013/706 E., 2014/393 K. sayılı kararıyla; ''SGK müzekkere cevabına göre davalı işyerinde çalışan sayısı ve işyerinde küçük ölçekli esnaf kapsamında kalan işyeri olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine'' karar verilmiştir.

2. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/34565 E., 2014/37990 K. sayılı ilamıyla kararın onanmasını karar verilmiş, talep üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

4. ... ... 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2016 tarihli ve 2015/104 E., 2016/335 K. sayılı kararıyla; ''davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davacının kıdem tazminatı, genel tatil ücreti tazminatı ve izin ücreti tazminatı taleplerinin reddine, davacının fazla mesai ücreti talebinin kısmen kabulü ile 72,00 TL fazla mesai ücretinin dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 128,00 TL fazla mesai ücreti isteminin reddine, davacının ihbar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulü ile dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak; 100,00 TL ihbar tazminatı ve 200,00 TL kötü niyet tazminatının dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli ve 2017/4634 E., 2019/7026 K. sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, Mahkemece, davalı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı değerlendirilerek, feshin işveren tarafından haksız ya da işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin belirlenmesi halinde işçinin Borçlar Kanunu'nun hükümlerinde düzenlenen tazminatlarını isteyebileceğinin gözetilmesi ve bu konuda davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan, gerekirse tanıkların yeniden anlatımlarına başvurulduktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği, eksik incelemeyle 818 sayılı Yasa gereği kıdem tazminatı, genel tatil ve yıllık izin ücretleri istenemeyeceği kanaatine varılarak yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği, Borçlar Kanunu'nun 340/II. maddesinde (2) haftalık bir feshi ihbar süresi düzenlenmiş olduğu için davalı tarafından haksız bir fesih yapılmış ise işçinin 2 haftalık ücreti tutarında ihbar tazminatına hükmedilebileceği, ayrıca Borçlar Kanunu'nun 329 uncu maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktarın kabul edilmesi ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağının da değerlendirilmesi gerektiği, keza hafta tatili, genel tatil ile yıllık izin konusunda da davacının taleplerinin değerlendirilmesi ve Borçlar Kanunu'nun 334 üncü maddesi gözetilerek akabinde uzman bir bilirkişiden rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 15.02.2022 tarihli ve 2019/262 E., 2022/66 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, davacının ihbar tazminatı talebinin kısmen kabulü ile; 494,22 TL'nin, davacının yıllık izin alacağı talebinin kabulü ile; 13.895,64 TL'nin, davacının fazla mesai ücreti talebinin kabulü ile; 3.692,04 TL'nin, davacının genel tatil ücreti talebinin kabulü ile; 515,34 TL'nin, davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile; 4.447,93 TL'nin dava tarihi olan 31.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer tüm taleplerin reddine' dair karara karşı, süresi içinde davacı ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 02.06.2022 tarihli ve 2022/3785 E., 2022/5387 K. sayılı ilamıyla; ''davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalı tarafından davacının hizmet akdinin haklı bir neden olmadan feshedildiği, Mahkemece de feshin davalı tarafından haksız olarak yapıldığının kabul edilmesine rağmen TBK gereğince kıdem tazminatı talep edilemeyeceğinden tazminat talebinin reddine karar verildiği, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle hak kazanılacak olan muhik tazminat alacağı isteğine ilişkin olduğu, Mahkemece; 818 sayılı BK’nun 345 inci maddesine göre belirlenecek muhik tazminat miktarı üzerinden davacının kıdem tazminatı alacağına ilişkin muhik tazminat adı altında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kıdem tazminatı alacağına dair bir hükmün BK’da yer almadığı gerekçesiyle bu talebin doğrudan reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının ... akdini haksız nedenle feshettiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/3785 E. 2022/5387 K. sayılı bozma ilamı doğrultusunda TBK 438/son fıkrasındaki işveren tarafından haklı sebebe dayanmayan fesihlerde işçiye verilecek tazminat miktarının işçinin 6 aylık ücretinden fazla olamayacağına dair hükmün kıyasen uygulanarak davacının ayrıldığı tarihteki brüt ücreti (900,00 TL) ve çalışma süresi birlikte değerlendirilerek takdiren 5 aylık brüt ücret tutarında muhik tazminata karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 4.500,00 TL muhik tazimat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ihbar tazminatı talebinin kısmen kabulü ile; 494,22 TL'nin, davacının yıllık izin alacağı talebinin kabulü ile; 13.895,64 TL'nin, davacının fazla mesai ücreti talebinin kabulü ile; 3.692,04 TL'nin, davacının genel tatil ücreti talebinin kabulü ile; 515,34 TL'nin, davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile; 4.447,93 TL'nin dava tarihi olan 31.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer tüm taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; bozmada belirtilen hususların tam olarak yerine getirilmediğini, dosyanın 818 sayılı Borçlar Kanunu kapsamında kaldığını, bu nedenle 818 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi doğrultusunda muhik tazminat adı altında kıdem tazminatının tümüne hükmedilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirmeyle yalnızca 5 aylık ücret tutarına hükmedilmesinin doğru olmadığını, ayrıca müvekkilinin aldığı son brüt ücretin değil net ücretin 900,00 TL olduğunu ve bu yönde de yanlışlık yapıldığını, eski Borçlar Kanunu'na göre karar verilmesi gerekeceği belirtilerek bozulan hükmün Türk Borçlar Kanunu'nun 438 inci maddesinde belirtilen sınırlama gözetilerek 6 ayla sınırlanmasının hukuka aykırı olduğunu, takdiri bir indirim ve belirleme yapılarak ulaşıldığı belirtilen tazminat yönünden müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ve yargılama giderlerinin de açıkça yanlış hesaplandığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; huzurdaki davanın "kısmi dava" olduğu hususunun Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiğini, diğer bir anlatımla davalı lehine bu konuda usulü kazanılmış hak doğmuş olduğu halde davanın "belirsiz alacak" davasına göre sonuçlandırıldığını, davalının harçlarını ikmal ederek süresinde verdiği temyiz dilekçesi hakkında olumlu/olumsuz hiç bir karar verilmeyerek, bu temyizde ileri sürülen itiraz sebepleri (kötü niyet tazminatı) yönünden davacı yararına usulü müktesep hakkın doğduğunun kabul edildiğini, diğer yandan davacı tüm çalışma dönemi içinde yılda bir hafta yıllık izin kullandığını mahkeme içi ikrarla beyan etmiş olmasına rağmen, bu hususta hataya düşülerek bütün bir dönemi boyunca (12 yıl) sadece bir hafta yıllık izin kullanılmış gibi hesaplama yapılıp sonuca gidildiğini, davalının ispat ve savunma hakkının açıkça ihlal edildiğini, belirtilen yargılama ve usul hatalarına ayrıca temyize konu ... bu karardaki muhik tazminat hükmüyle yeni bir usule aykırılık hali eklendiğini, Mahkemenin değerlendirmesi bozma ilamına aykırı olduğu gibi bu konuda verilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 24.06.1959 tarihli ve 1958/31 E., 1959/26 K. sayılı kararına da açıkça aykırı olduğunu, işçinin BK 345'te düzenlenen muhik tazminatı isteyebilmesi için ... akdinin kendisi tarafından fesih edilmiş olması gerektiğini, huzurdaki davada ise ... akdinin davacı işçi tarafından değil davalı işveren tarafından feshedildiğinin açıkça kabul edildiğini, bu durumda belirtilen içtihadı birleştirme kararı gereğince BK 345'te belirtilen muhik tazminatın hüküm altına alınamayacağını, somut olayda BK 345'e göre muhik tazminata hükmedilebilmesi mümkün olmadığı gibi davacı lehine ihbar tazminatına hükmedildiği dikkate alındığında BK 96 gereğince yeniden bir tazminata da hükmedilemeyeceğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345 inci maddesi.

2. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak bozma doğrultusunda 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 345 inci maddesinde yer alan ''akit ile müstahak iken mahrum kaldığı fer'i menfaatler de nazara alınmak üzere tam bir tazminat itasiyle mükellef olur'' hükmü doğrultusunda değerlendirme yapılarak uygun bir muhik tazminata hükmedilmesi gerekirken, bozma ilamına aykırı olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 438/son maddesinde yer alan sınırlama doğrultusunda hesaplama yapılarak karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.