"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1897 E., 2022/1838 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/341 E., 2021/296 K.
Taraflar arasındaki alacak davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/341 E., 2021/296 K. sayılı ve 18.03.2021 tarihli kararının kaldırılarak, esas hakkında yeniden karar verilmesine, davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen asiller ve vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 20.02.2012 tarihinde Howard-...Emlak İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi yetkilileri olan ... ve ... ile dosyaya ibraz edilen 20.02.2012 tarihli anlaşmayı yaptığını, bu anlaşma gereğince de teminat olarak 1.495.000,00 TL'lik tarihi boş bir çek verdiğini, anlaşma şartlarının yerine getirildiğini, 15.09.2012 tarihinde "Sözleşmenin feshi ve ibraname" imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşme gereğince hak edişlerini alamadığını teminat olarak verdiği çekin de iade edilmediğini, teminat olarak verilen 1.495.000,00 TL'lik çekin üzerine yeni tarih atılarak ... 2. İcra Müdürlüğünün 2018/3788 E. sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, bu konuda ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, sözleşme gereğince hak ediş bedellerinin sözleşmedeki dairelerin o zamanki satış bedelleri üzerinden bilirkişi tespiti ile hesaplanarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkili üzerinden yabancı uyruklu bir kişinin üzerine kayıtlı bir daire satıldığını, ödemelerin müvekkiline yapıldığını ve müvekkili de davalılara daire bedelini makbuzlar karşılığında ödediğini, bu dairenin alıcısına geçirilmediğini, ancak parayı müvekkiline veren kişilerin makbuzlar karşılığı ödenen parayı talep ettiğini, evin bedeli olarak davalılara toplamda 75.000,00 Euro para ödediğini, davalıların müvekkilini aracı kılarak sattıkları daire nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkili tarafından bu kişilerin kredi kullanmak üzere istedikleri Euro Residence 3'teki ve Kurt Safir Vip'teki iki adet yeri birbirleri arasında ve istedikleri kişilere devredildiğini ve müvekkilinin bu kredi işlemi için çekleri kullanıldığını, müvekkilinin bu devirleri yaptığına dair ilgili tapu dairesinden belgelerin temin edilebileceğini, bunun karşılığında kendisine...........,den bir daire verilmesinin kararlaştırıldığını ve çeklerin de buna sayıldığını, halihazırda bu dairenin devir edilmediğini, inşaat bitince devir işlemlerinin gerçekleştirileceğinin söylendiğini belirterek müvekkilinin şimdilik 10.000,00 TL hak edişleri ile 10.000,00 TL alacağı ve yine 10.000,00 TL kendisine devredilmeyen daire bedelini davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davacı vekili 01.12.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle komisyon alacağına ilişkin hak ediş bedelini toplam 51.072, 32 TL, ev bedeli olarak davalılara ödediği alacak talebini toplam 402.750,00 TL ıslah ederek ödenmesi gereken günden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını, ancak davada davacının alacaklı olduğunu ileri sürdüğü tutarın davacı tarafça belirlenebilecek bir tutar olduğunu, bu nedenle davacının dava dilekçesinde talep ettiği tutarlar dışında bir alacak talep edemeyeceğini, müvekkillerinin İrlanda Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, ...'da kurmuş oldukları şirket bünyesinde ... ve ... ile 20.02.2012 tarihinde bir sözleşme imzalayarak inşaat işine girdiğini, bu sözleşmeye göre müvekkillerinin üzerine düşen borcu ifa ettiğini, buna rağmen ... ve ...'dan 20 tapu devralmaları gerekirken 17 tapu devralındığını, kalan 3 tapu hususunda tarafların aralarında 15.09.2012 tarihinde İngilizce olarak bir sözleşme imzalandığını, kalan 3 tapunun veya 165.000,00 Euro'nun ...'a ödenmesi konusunda anlaştıklarını, bu hususta davacıların 165.000,00 Euro'luk ödemeden müvekkiline farklı miktarlarda ve farklı tarihlerde olmak üzere toplamda sadece 72.000,00 Euro ödeme yaptığını, buna ilişkin makbuzların dosyaya sunulduğunu, 15.09.2012 tarihli İngilizce olarak düzenlenmiş sözleşme ile davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sözleşmenin feshi ile ibraname başlıklı belge arasında ciddi çelişkiler mevcut olduğunu, bir kimsenin aynı gün içinde 2 farklı sözleşme imzalamasının olağan olmadığını, müvekkilinin Türkçe bilmediğini ve kendisine imzalatılan belgenin herhangi bir yeminli tercümanın muvafakatinde düzenlenmediğini, davacı taraf hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmasının 2018/8028 soruşturma numaralı dosya ile davam ettiğini, davacının haksız kazanç elde etme çabasına girdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; iddia kapsamında yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ve dosyada mübrez tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davalılardan alacaklı olduğu iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece delillerin tam olarak incelenmediğini, tanık beyanlarına gerekçede yer verilmediğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/9468 Soruşturma sayılı dosyasının incelenmediğini, bildirmiş oldukları delillerin toplanmadığını, sunmuş oldukları ödeme makbuzlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, Mahkemenin hangi delili yeterli görmeyerek iddianın ispatlanamadığını gerekçesinde göstermediğini, 75.000,00 Euro'luk ispatlanmış ödeme bulunduğunu, bu ödemeyi almadığını karşı tarafın ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu sözleşmelerin dava dışı şirket ile davacı arasında imzalandığı, şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğu, davada davalılara husumet düşmediği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ancak yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin sözleşme kapsamı dışında talebinin de olduğunu, bu talebin müvekkilinin davalı tarafa makbuzlar karşılığı ödenmiş olan paranın iadesi talebide olduğunu, söz konusu ödemelerin sözleşme ile ilgisi olmadığını, ödeme makbuzları ile 75.000,00 Euro bedel ödendiği sabit olduğunu, söz konusu 72.000,00 Euro ödemenin makbuzlu olduğunu, komisyon alacağı kısmı konusunda karşı tarafın 12.02.2012 tarihli sözleşme kapsamında pasif husumet ehliyetleri olmadığı konusunda iştirak etmek ile birlikte talep ettiği makbuz bedelinin 12.02.2012 tarihli sözleşme kapsamına ilişkin bir konu olmadığını, makbuzlar karşılığı verilen paranın iadesine yönelik talep açısından husumetten red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalılardan sözleşme kapsamında alacak talebi ile davacının davalılara makbuz karşılığı ödendiği bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 1 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyeti ile davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada o uyuşmazlık yönünden gerçekten davacı ve davalı olabilme durumu (sıfatı) yoksa davanın esası hakkında bir karar verilmeyip, davanın aktif veya pasif sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
2. Görüldüğü üzere, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu bir def'i niteliğinde değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz ve usule ilişkin bir dava şartı niteliğindedir.
3. Dava dosyasının incelenmesinde; davacı ile dava dışı şirket arasında 20.02.2012 tarihli sözleşme imzalandığı, 15.09.2012 tarihli fesih ve ibraname sözleşmesi ile tarafların ibralaşmasına ilişkin hükümlerin yer aldığı, davacının komisyon ücreti talebinin muhatabının dava dışı şirket olduğu, ancak davacının dava dilekçesinde sözleşme dışında taşınmaz satımı için davalı tarafa makbuz karşılığı 72.000,00 Euro bedel ödediğini ileri sürerek, toplam 75.000,00 Euro bedelin iadesini de istediği, davacı tarafından dosya kapsamında davalılarla başkaca hukuki ilişki bulunduğu ve bu amaçla ödeme yapıldığı ispat edilemediği, davalılara husumet düşmediği anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.